Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu “Akşamları televizyonu kapatıp yarım saat Kur`an okuyun, okumayı bilmiyorsanız kayıttan dinleyin ya da meal okuyun” diye bir tavsiyede bulunmuş. Ertesi gün birtakım gazete ve televizyon kanallarında Bardakoğlu`nun bu sözü üzerine belki de hayatında bir kere Kur`an ın yüzüne bakmamış insanların bu konudaki görüşü alınmaya çalışıldı. Adamların diyeceklerini az çok tahmin ediyorsunuzdur ama yine de birkaçını paylaşalım.
Birol Güven: Televizyona karşı çıkmak matbaaya karşı çıkmakla eş değerdir.
Bedri Baykam: Bu ülkede dine saygı var özel hayata saygı yok.
Tarık Akan: İnsan ne isterse onu seyreder bu diyanet işleri başkanını ilgilendirmez.
Sanırsınız ki Ali Bardakoğlu “Kesinlikle televizyon izlemeyin” ya da “Şu tip programları izlemeyin onun yerine Kur`an okuyun” gibi televizyonu ya da çeşitli programları men eden bir açıklama yapıyor.
İşin garip bir yanı da şudur ki Ali Bardakoğlu bu tavsiyeyi televizyonda yaptı. Yani televizyon karşıtı birisinin televizyonda işi ne?
Hâlbuki bir psikolog ya da bir sanatçı çıkıp “Akşamları televizyon izlemek yerine yarım saat kitap okuyun” şeklinde bir tavsiyede bulunsa yukarıdaki aleyhte konuşan amcalar hemen ağız değiştirip “Bilim de bunu söylüyor, zaten televizyon kanalları eskisi kadar objektif değil, hepimiz daha çok kitap okumalıyız” gibi söylemler içine gireceklerdi.
Peki, buradaki problem ne? Sözü söyleyen ve tavsiye ettiği kitap mı? Evet, galiba sorunları bu!