Bağdat jeopolitik konumu bakımından kritik bir öneme sahiptir. Bu sebepten olsa gerek hem Asya’ya hem Anadolu’ya hem de Akdeniz’e hakim olmak isteyen her güç, Bağdat’ta varlığını oluşturmak ve korumak istemiştir. Coğrafi konumu dışında tabiat güzellikleri, yetişmiş insanı, içinde barındırdığı medeniyet unsurları ve tarihi özellikleriyle Bağdat şehri masallara konu olmuş ve nice ufukların hedefi haline gelmiştir. Defalarca kez hakim unsurun farklılaştığı Bağdat’ta en kanlı el değiştirme şüphesiz ki Moğolların Hülagü Han öncülüğünde gerçekleştirdiği istila sonucunda meydana gelir.
Tarihin gördüğü en büyük ve güçlü devleti kuran Cengiz Han ve efradı, Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan büyük bir imparatorluk tesis ederler. Bu imparatorluk çok uzun yaşamasa da pek çok bölgeyi ele geçirir. Bunlardan birisi de Bağdat’tır. Hülagü Han, Moğolların İlhanlı kolunun başındadır. İran merkezli bu siyasi teşekkül Bağdat’ı ele geçirme kararı alır. Abbasi Halifesi Mu’tasım, orduları gelmeden evvel korkulu icraatları kulakları ve yürekleri sağır eden Moğol ordusuna direnmez, teslim olur. Buna rağmen Moğol ordusu askerleri ve halkı kılıçtan geçirirken önlerinden kaçıp Bağdat’a sığınan halkı da katleder.
Mübalağalı rakamlar verilse de 1258 yılında gerçekleşen bu meşum hadisede en az 100.000 kişinin öldürüldüğü kabul edilir. İstila sırasında şehir yağmalanırken kütüphaneler de talan edilir. Bir kısım kitap yakılırken bir kısmı da Dicle nehrine atılır. Benzetme yapmak adına Dicle’nin bir süre kan ve mürekkep aktığı ifade edilir.
Bağdat Yeniden Ayağa Kaldırılır
Halifenin manevi makamından korkulmasından ötürü bir çuval içine konulup atların ayakları altında katledilmesinden sonra Hülagü, şehre vali atayarak Bağdat’tan ayrılır. Bağdat’taki pek çok şey talan edilse de tamamen yok edilmesinin önüne geçilir.
Yüksek vergilerin konulduğu Bağdat, ilimsever valilerin idaresine tayin edilme talihiyle karşılaşınca hızlı bir şekilde başta eğitim faaliyetleri olmak üzere pek çok yapı ve icraat yeniden işler hale getirilir. Ata Melik Cüveyni’nin uzun süren valiliği, şehirdeki medreselerin eski gücüne ve ilim seviyesine ulaşmasına da olanak sağlar. Akabinde İlhanlıların da Müslüman olmasıyla beraber şehir daha hızlı bir şekilde imar ve inşa edilerek yeniden eski kıymet ve değerine ulaşır.