
Ekim ayı içerisinde vefat edenler arasında Osmanlı Devlet tarihi içerisinde bulunan önemli kişilerin arasında, belki de en başında Şehzade Mustafa gelir. Adı, Cem Sultan ile beraber ‘talihsizler’ listesinde anılmakla beraber pek çok tarihseverin “acaba yaşasaydı ne olurdu?” sorusunun muhatabı olmaya halen devam etmektedir. Şehzade Mustafa, Kanuni Sultan Süleyman’ın en büyük oğludur. Mustafa, babası Saruhan sancak beyi iken 1515’te Manisa’da dünya gelir. Babası 1520’de tahta çıkınca İstanbul’da eğitimine devam eder. Henüz daha küçük yaşta iken başta Yeniçeriler olmak üzere asker/seyfiye grubu tarafından itibar görmeye başlar. Bunda en büyük şehzade olmasının büyük bir etkisi vardır. Saruhan’a sancak beyi olarak gönderilişiyle beraber veliaht namzedi olarak yorumlanır ve itibarı daha da artar. Ancak başta Harem olmak üzere rical-i devlette çekişme içerisinde olanlara Hürrem Sultan’ın eklenmesiyle beraber hesaplar değişir. Kendisine en çok destek veren Pargalı İbrahim Paşa’nın katledilmesinden sonra payitahttaki en büyük desteğini yitirir. Manisa’dan el çektirilip Amasya’ya tayin edildiğinde yerine sırasıyla Hürrem Sultan’ın oğulları Şehzade Mehmet ve Şehzade Selim tayin edilecektir.
Nizam-ı Alem İçin Siyaseten Katl
Askerin ve halkın desteğini alan Şehzade Mustafa padişahlara özgü olan sakal uzatma ve nevbet çaldırma geleneğini, etrafındakilerinin etkisiyle ifa ederek, tahttan vazgeçmediğini ilan eder. Yeniçerilerin de mutlak itaati olan Şehzade Mustafa, isyanı asla aklından geçirmez. Venedik kaynakları bu durumu şaşkınlıkla ifade edecektir. Nihayetinde Safeviler ile işbirliği yaptığı yönünde karara varılan Şehzade Mustafa 6 Ekim 1533’te idam edilir. Şehzade Mustafa’nın yeni keşfedilen Amerika kıtasına yönelmek istediği, fetihlere devam etme fikrinde olduğu kaynaklarda belirtilmiştir. Ancak Kanuni, olası bir isyanı önlemek ve nizam-ı âlemi tesis etmek için oğlunun katline ferman verecektir.