Kaos. Yani kargaşa. Şehir bunu hissettiriyordu. Köy hayatına bu kadar alışmışken şehre dönmek beni ziyadesiyle korkutuyordu, köyde olmak ferahlatıyor, huzur veriyordu. Halbuki şehirde doğmuştum ben, alışkındım kalabalığa, nasıl yaşanılır bu şehirde biliyordum.

 

İstanbul'u seviyordum ama köyde olmak huzur veriyordu. Sabah uyandığımda güneşten gelen ışık huzmesine değiyordu gözlerim ve yatağımın yanındaki pencereden maviyi ona dokunan yeşil ağaçları seyrediyordum, rüzgarlı günlerde yaprakların sesi kendilerince koyu bir muhabbete dalıyor, denizden gelen dalgaların sesleri sanki yarış ediyordu.

 

Her sabah yatağımı toplar ucuna oturarak pencereden dışarı bakardım, ev sessiz, herkes uyuyor yalnız benim uyanık bir de inekler, kediler ve sinekler…

 

Köyde olmak sanki dünyadan soyutlanmak, yeryüzündeki bütün acıları unutmak gibi, her şeye rağmen bir şey olmuyormuş, her şey güzelmiş gibi. Güzineyi yakmak için dışarıdan odun getirmek ve sıcacık odanın içinde umarsız bir kedi gibi oturmak ne büyük keyif, demlenen çay ve sevdiklerin varsa yanında daha ne isterdi insan.

 

Bazen ömrümün sonuna kadar burada yaşamanın hayalini kuruyorum ama belki de bu en kolayı diyorum. İnsanlardan uzakta burada yaşamak, her gün kitaplar bitirmek, evet bu en kolayıydı ama vicdanım el vermiyordu. Köşeme çekilip kulaklarımı kapatamazdım olanlara, beni bekleyen birileri olabilirdi, dünyayı değiştirmek için çabalayan biri de ben olmalıydım, bir el de ben vermeliydim düşen insanlara. Peygamberimizin çektiği zorluklar karşısında benim yorgunluğum, yorgunluk sayılır mıydı? Yapılacak iyilikler, güldürecek yüzler varken gönlümde umutsuzluğa nasıl yer verebilirdim? Şikayet etmekten utanmalıydım ve "Bismillah" demeliydim her an.

 

Şehre dönmek gerekti şehre, arkamda huzuru bıraksam, veda etmek zorunda kalsam bile sevdiklerime.

 

İşte şimdi dönüyorum şehre. Yüreğim kıyıla kıyıla, umudum hep diri, tekrar geleceğimi umut ederek, iyi işlere niyet ederek dönüyorum şehre. Birilerine merhem olmak, dualarını almak, heybeme güzel anılar doldurmak için.