Dedemden kalan dolma kalemi tamir ettirmek için gittiğim küçük dükkanda, dayanamayıp yeni bir dolma kalem aldım. Hayalini kurduğu oyuncağa kavuşan bir çocuğun heyecanına büründü gönlüm. Hiç zaman kaybetmeden evime vardım. Masamın başına oturup defterimi açtım. Zihnimde ve kalbimde biriken kelimeleri kağıda dökmeye başlamadan önce kalemi daha ayrıntılı bir göz ile inceledim. Elim kalemde, sevgilinin yanağında süzülür gibi ince kavislerle dolaştı. Nazikçe kapağı açtım ve başladım yazmaya. Fakat ters giden bir şeyler vardı. Mürekkep kalemden çok zor akıyor ve neredeyse her harfi tekrar tekrar yazmam gerekiyordu. Bir an kalemin bozuk olduğunu vehmettim. Fakat bu kalem ile kurduğum bağa yakışmadı. Kalbim sızladı. Beynimde oluşan bu fikri kalbimdeki aşk ile sildim. Kalem mürekkebini değiştirdim olmadı. Bu sırada yazdıklarım birbirine karıştı. Zihnimi toplayamaz, yanlış kelimeler kullanır hâle gelmiştim. Harflerdeki silik tablo üzüntümü artırdı. Defter yara almaya başladı. Mütebessim bir şekilde kalemi elimden bıraktım defteri kapattım. Başka bir defteri çıkartıp, onun sayfalarında mürekkebi yazıya çevirmeyi denedim. Kalem kâğıtta adeta akıyor ve hiçbir sıkıntı yaşanmıyordu. Hayretler içinde kalakaldım.