
Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde en büyük rakibi Avusturya veya Habsburg Hanedanıdır. Avusturyalılara Osmanlılar “Nemçe” derler coğrafyasını ise “Beç’e gideriz” şeklinde isimlendirirler. Avusturya’nın başkenti Viyana olup bugün dahi simgesi olarak kabul edilen Aziz Stephan Katedraline ev sahipliği yapar. Bu katedral 1147 yılında inşa edilmiştir. Osmanlı Devleti; İstanbul’u fethettikten sonra Fatih ile beraber yeni kızıl elma olarak önce batı Roma’yı ardından da Viyana’yı benimser. Yine kaynaklar Fatih’in kuşatıp da fethedemediği Belgrad’ın da kızıl elma olarak nitelendirildiğini yazar. Kanuni, Viyana’yı kuşatmış, Habsburgları hedef almıştır. Eğer fetih gerçekleşse İslam geleneğine uygun olarak Aziz Stephan Katedrali Cami’ye çevrilecek ve burada Cuma namazı kılınacaktır. Ancak bu fetih, Kanuni’ye veya herhangi bir Osmanlı Devleti hükümdarına nasip olmaz.
Talihin Döndüğü An: Viyana Bozgunu
Osmanlı Devleti’nin en parlak dönemi olarak zikredilen Kanuni döneminde Rumeli’nde 300’ün üzerinde kale fethedilse de kuşatılan Viyana, düşürülemez. Osmanlı tarihinde Kanuni’den sonra Viyana’yı kuşatan ikinci isim ise IV. Mehmet’in sadrazamlarından Merzifonlu Kara Mustafa Paşa olur. Devlet idaresini sadrazama bırakan IV. Mehmet ise sefere taraftar olmamakla beraber engelleme girişiminde de bulunmaz. Kuşatılan Viyana önlerine Osmanlı, büyük bir ordu ile gelir. Kahlenberg tepesi üzerine harp divanı kurulur. Harp teknolojisinin yeterli olmaması, Kırım Hanına bağlı askerlerin gayretsizliği ile Hristiyan ordularının can havliyle bir araya gelmesi gibi sebepler yüzünden Osmanlı ordusu iki ateş arasında kalarak mağlup olur. Yaşanan bu bozgun sonrasında Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rus orduları birleşerek 16 yıl boyunca Osmanlı ile mücadele ederler. Denizde ise hemen hemen tüm Hristiyan güçleri Osmanlı’ya saldırır. Nihayetinde Osmanlı’nın orta Avrupa’dan çekilmesine ve yıkılmasına uzanacak olan süreç Viyana bozgunu ile başlar.