Osmanlı Devleti kuruluş aşamasındayken askerlerini ve idarecilerini daha çok Türkmen/Oğuz kökenli Türklerden seçer. Beylikten devlete ve oradan da birçok etnik ve dini unsurun yaşadığı imparatorluğa geçiş süreciyle beraber Türk ve Müslüman olmayan ancak devşirildikten sonra bu kimlikleri kazanan kimseler işbaşına getirilir. Amaç kişinin, sultan bir idam veya ceza kararı verdiğinde sosyal tabanına güvenerek bir isyana kalkışmaması, devleti uğraştırmaması olarak özetlenebilir. Bu devşirmelerden birisi de Kuyucu Murat Paşa’dır. Hırvat asıllı olan Kuyucu Murat Paşa devlet nezdinde yaptığı birçok görevden sonra I. Ahmet döneminde vezir, şark serdarı ve sadrazam olarak görev alır. Batıda Avusturyalılar ile süren savaşı bitirerek isyanları bastırmak üzere Anadolu’ya yönelir.
Celali İsyanlarının Sonu Geliyor
Celali, Osmanlı’daki isyanlara verilen genel bir addır. Başlangıçta yerleşik hayata geçmek istemeyen ve vergi vermekten kaçınan Türkmenler için kullanılsa da 17. yüzyıldan itibaren sosyal ve iktisadi tepkilerini silahla dile getirmek isteyen tüm yapıları kapsayacaktır. Bilhassa fetihlerin durduğu ve iktisadi anlamda zorlukların yaşandığı dönemde isyan eden tüm zümreleri tarif eder. Sultan I. Ahmet’in tahta çıktığı 17. yüzyılın ilk dönemlerinde Celil İsyanları hat safhaya ulaşır. Devletin büyük şehirlerini isyancılar ele geçirir. Avusturya ile savaşı sulha bağlayan Kuyucu Murat Paşa, isyanları bastırmakla görevlendirilir. 90’ı aşan yaşına rağmen gece gündüz demeden sadrazam olarak yollara düşer. Bizzat isyancılara karşı savaşır. Sert tedbirler alarak isyanları bastırır. Pek çok Celali’yi kılıçtan geçirtip idam ettirir. O kadar ki kestiği kelleleri kuyuya doldurduğu için bu lakabı aldığı söylense de gerçek olan bir sefer sırasında atıyla beraber bir kuyuya/deliğe düşmüş olmasından dolayıdır. Kuyucu Murat Paşa önemli bir sorunu kökünden hallederek tarihteki yerini alır.