• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Yitik Hikmet
  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz
  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!
  • Ölümün Hikâyesi
  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan
  • Gönül Elçileri Konuşuyor!
  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci
  • Rahmet Dolu Misafir
  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?
  • Yeni Dünyanın Ebabilleri
  • Bu Da Geçer Ya Hu
  • Tüm Mutluluklar Yürekte
  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer
  • Ecdada Vefa(!)
  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?
  • Bireycilik Tufanı
  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan
  • Şu 10 Kişinin Cennetlik Olduğunu Duydum
  • ANASAYFA
  • İzi Kalır
  • Bayramlık

Bayramlık

08.12.2019 23:11
İzi Kalır
2772
Emre Topoğlu

Her bayram tekrarlanan, benimse kabullenemediğim bir ifadedir, “Nerede o eski bayramlar!” cümlesi… Bence eskiyen bayramlar değil, insanlar… Ancak hiçbir zaman değişmeyecek olan tek şey, çocukların yüreğinde oluşan bayram sevincidir. Bu sebeple aynı tadı alamıyor olmamızın yegâne sebebi; artık çocuk olmayışımızdır…

Çocukluktan eser kalmamış ama hâlâ çocukların gözlerinin içine bakıp, kendi çocukluğundan bir şeyler arayan bu meraklı halimle, yine bir bayram sabahı yeni elbiselerine sevinen çocuklar gördüm ve çok eskilere gittim bir anda… Bu hikâyemiz de tam burada başlasın o hâlde:

Birçoğumuzda olduğu gibi, bizde de her yıl bayramlarda yenilenirdi kıyafetlerimiz. Yanlışlık olmasın, öyle her iki bayramda da değil elbette, kimimize Ramazan Bayramı’nda, kimimize Kurban Bayramı’nda sıra gelirdi… İşte o yıl bayram benim için yine çok özeldi, zira sıra yine bana gelmişti. Genelde yıllanmış bir efsane olarak bilinen; arefe günü yatağın başucuna koyulan elbise ve ayakkabı geleneği, benim için anılarımın net karelerindendir… Gece yer yatağında tespih tanesi gibi dizilmiş sabahı beklerken, heyecandan uyuyamazdık… Yine sabahı zor ettik tabii ki… Bu uzun gecenin sabahında bayram namazı için hazırlıklar başlamıştı. Ancak ben kimseye diyemesem de elbiseleri giymeye kıyamıyordum. Hele ayakkabıları hiç sormayın… İki sebepten ötürü babama, “Namazdan gelince bayram başlar değil mi baba? Ben o zaman giyeyim bunları…” dediğimi hatırlıyorum. Birincisi ayakkabıyı kalabalık cami çıkışında bulamazsam korkusu, ikincisi ise arkadaşlarım görürse yeni olduğunu anlarlar kaygısı… Şimdi size saçma geldi değil mi ikincisi?.. Şöyle açıklayayım; özellikle yeni bir ayakkabı giydiğimde hemen üzerini toza bulardım ki, arkadaşlarım yeni olduğunu anlamasın. Yok, yok öyle düşündüğünüz gibi değil, çok ulvi hasletlere falan sahip değildim. Sadece utanıyordum sebebini bilmediğim bir şekilde… Hatta şimdilerde bile, ayakkabılarıma özen göstermeme rağmen, yeni aldığım ayakkabıları muhakkak birbirlerinin üzerine basmak sureti ile kendimce kirletmeye çalışırım.

Her neyse, babam bu garip soruma her defasında annemin titizliğini de düşünüp, “Tamam eve gelince giyersin!” diye cevaplar, içimi rahatlatırdı. Aslında mantıksız olduğunu her defasında bilmeme rağmen, bu anlamsız isteğime bir dayanak arıyor ve kendimce sağdan soldan destek almak için girişimde bulunuyordum. İşte o bilinçli desteği de alıp, kendimi rahatlattıktan sonra doğru arka sokağımızdaki camiye bayram namazına… Elimizde seccadeler var, kalabalıktan yer kalmaz düşüncesi ile… Ancak her defasında yer bulsak bile avluya serdiğimiz, “Madem getirdik, kullanalım o halde!” diyerek, üzerinde gülüştüğümüz seccadelerimiz…

Bayram namazı sonrası herkesin birbiri ile kucaklaşması eve dönmemizi geciktirse de, mahallenin çocukları olarak bir arada olmaktan keyif alırdık. Çocukların bazıları bayramlık giymiş, bazıları ise alınamamış olmasından kaynaklı hüzünlerini bastırmak için diğerleri ile bir bakıma zorunlu olarak dalga geçmekte!

Eve döndüğümüzde heyecanım biraz daha artmıştı. Çünkü evde bayramlaşma tam da bu vakitte yapılırdı. Ben de yeni bayramlıklarımı giydim ve bayramlaşma faslı sonrası kendimi mahallemizin tozlu yollarına attım. İlk gün benim için çok ama çok önemlidir. Zira annem aşırı derecede titiz olduğundan, ikinci gün aynı kıyafetleri giymemize izin vermezdi. Daha doğrusu bu bizim yaşam biçimimiz olmuştu. “Dışarı çıktığın an kirlenmişsindir!” önermesi biz de yerleşik bir kabullenmeydi. O sebeple bizim yeni bayramlıkların ömrü uzun değildi. Her defasında dışardan eve geldiğimizde merdanelide anında yıkandığından çabucak eskiyecekti zaten… Neyse bu düşüncelerle canımı sıkmamalıydım ve bu günün tadını çıkarmalıydım. Tam dışarı çıkmıştım ki, mahallemizin biz çocuklara göre en yaşlısı olan Ayşe Nine evinin kapısında belirdi. Titrek sesi ile “evladım, gel bi yardım et bana, hadi şunları bi dışarı at!” diye seslendi.

Ayşe Nine’nin dışarı atmamı istediği, evinde bir süredir biriktirdiği çöpler… Elbette bu isteğini geri çeviremem ama bir yandan da bir korku almıştı beni. Ya annem görürse beni bu halimle? Şimdi beni görse eve çağırıp üzerimi başımı değiştirir. İyi de bunlar bayramlıklarım ve özenle giyindim bunları ben… Hatta banyoda abimin fırça tarağı ile saçlarımı bile taramıştım yahu…

Çaresiz ve ürkekçe aldım çöpleri, bahçenin ön tarafına bırakıverdim. Etrafa bakındım, “Şükür kimse görmedi!” diye düşünürken annemi pencerede gördüm, göz göze geldik… O an çaresizce “Ne yapsaydım?” der gibi ellerimi iki yana açtım. Eve döndüğümde benim için kaçınılmaz olan son ile buluştum. Yeni bayramlıklarım ile evde oturamayacaktım, çünkü adım atar atmaz değiştirmek durumundaydım. O eski merdaneli makinede dönüşünü bir görecektiniz bizim yeni bayramlıkların…

Ancak hiç vazgeçmedim Ayşe Nine’ye yardım etmekten. Varsın değişsin her defasında üstüm başım, o yaşlı kadının yanaklarımı buruşuk elleri ile sevip, “Allah senden razı olsun çocuk, sevenin çok olsun senin!” deyişi hep kulaklarımda…

Şimdi belki otuz yıl geçmiş bu meselenin üzerinden ve ne bayramlık sevinçlerim kalmış, ne de Ayşe Nine… Ve giyebileceğim o kadar çok kıyafetim var ki… Peki, mutlu olamayışımızın sebebi nedir, eksik olan ne?

Beni hâlâ heyecanlandıran tek şey, gözleri bayramlarda ışıl ışıl olan çocuklardır... Biz “Nerede o eski bayramlar?” derken aslında çocukluğumuzu, annelerimizi, Ayşe Nine’yi, belki o saflığımızı, temiz kalplerimizi özlüyoruz… Mesela ben bu sabah elbisesini yatağının yanına koymuş bir çocuk gördüm, mutlu oldum, umut doldum… Eminim çocuk yüreğinde onun için bayram hâlâ o eski günlerdeki gibi…

Hâsılı, tüm özlemlerimiz; adını koyduklarımız ve koyamadıklarımız, aslında hepsi tek bir yere ait. Biz hiç bilmediğimiz ama çok görmek istediğimiz o yerleri özlüyoruz. Hırs, haset, kin, nefret, samimiyetsizlik o kadar ele geçirmiş ki bizi, huzur bulamıyoruz bu yerde…

Sonra düşünüyorum, “Burası cennet değil yahu, burası dünya!” diye mırıldanıyorum… Rahatlıyorum ve tüm özlemlerimizin son bulacağı, sonsuz huzura kavuşacağımız o yerlerin hasreti ile derin bir nefes alıyorum…

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Emre Topoğlu

Aslen Gaziantepli olup 5 çocuklu bir ailenin en küçük bireyi olarak 1982 yılında Ankara'da doğmuştur. Lise eğitimini Çankaya (Anadolu) Lisesi’nde tamamlayan Topoğlu, lisans ve yüksek lisans eğitimini “ekonomi”, doktorasını ise “uluslararası pazarlama” alanında tamamlamıştır. Uzunca bir süre TBMM'de danışmanlık ve sonrasında Kırıkkale Üniversitesi'nde Ekonomi alanında öğretim görevlisi olarak ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Yitik Hikmet

  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

  • Ölümün Hikâyesi

  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

  • Gönül Elçileri Konuşuyor!

  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

  • Rahmet Dolu Misafir

  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?

  • Yeni Dünyanın Ebabilleri

  • Bu Da Geçer Ya Hu

  • Tüm Mutluluklar Yürekte

  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer

  • Ecdada Vefa(!)

  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?

  • Bireycilik Tufanı

  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan

  • Şu 10 Kişinin Cennetlik Olduğunu Duydum

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

Genç İşi
Genç İşi
Efendimiz (SAV), Medine`y...
Her Çekik Gözlüyü Japon Sanma!
Her Çekik Gözlüyü Japon Sanma!
Bizim mahalleye yakın bir...
Hikayemin Kapısını Anahtarla Açtım
Hikayemin Kapısını Anahtarla Açtım
Bir süredir farklı sebepl...
Nedir Oğlum Bu Top Sevdası?
Nedir Oğlum Bu Top Sevdası?
Düşünüyorum da, hayatın i...

Genç Dergisi 189. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Yitik Hikmet

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

Bir Selam Bin Kelam Doğurur, Bakarsın Kalpleri İslam`la Yoğurur

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

Ölümün Hikâyesi

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

Gönül Elçileri Konuşuyor!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8021370

Bagamoyo Afrika... 4913539

Kasım Sayımız Çıktı! 3348477

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1163338

En Güzel Cuma Hediyeleri! 281564

10 Soruda Sen Kimsin? 261599

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 161934

11.08.2022

Yitik Hikmet

07.08.2022

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

01.08.2022

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

01.08.2022

Ölümün Hikâyesi

31.07.2022

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

29.07.2022

Gönül Elçileri Konuşuyor!

26.07.2022

Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2022 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS