01.11.2019 22:27

Editörden

3257

Geçtiğimiz ay, dokuz yaşındaki bir Suriyeli kardeşimiz, Kocaeli’nde intihar etti. Ardından Mersin’den acı bir haberle burkuldu yüreğimiz. Vahşi ve utanmaz bir adam, parkta kendi aralarında tartışma yaşayan çocukların ve kadınların arasına girdi, Ürdünlü yavruya ve annesine akıl almaz muamelelerde bulundu. Sosyal medyaya yansıyan görüntüler, “Allah’ım kalplerimize insaf nasip et” dedirtti herkese. Daha sonrasında ise İstanbul Küçükçekmece’de Suriyeli bir kız kardeşimize taciz haberiyle çalkalandı kamuoyu, yine kederle doldu içimiz.

Biz bu üç acı hadiseyi işaret fişeği olarak kabul ettik ve harekete geçmeye karar verdik. Çünkü kötülüğü büyütmek isteyenler, ülkemizin merhametli yanını tahrip etmeyi dileyenler, insanlar arasında huzursuzluğun, kavganın, ayrışmanın ve ötekileştirmenin yaygınlaşmasını arzu edenler aradıkları puslu havayı fazlasıyla bulmuş durumdalar. Kâh siyasilerin, köşe yazarlarının, kavmiyetçi kanaat önderlerinin basiretsiz açıklamalarından, kâh sözde sanatçıların insafsız paylaşımlarından güç alarak, insaftan uzaklaşan, merhameti unutan, barbarlığı ve kabalığı büyüten kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu “kötülük kokan” rüzgar altında, şeytan avuçlarını sıvazlıyor, eğitimsiz nefisler lanetli eylemlerde bulunmak için uygun zeminin oluşmasını dört gözle bekliyor.

Tüm bunların yanında, muhacirlerin ve mültecilerin sebep olduğu en ufak olumsuzlukları dahi hakkaniyetsiz bir üslupla ve manipülasyona çanak tutacak şekilde haber yapmaya hazır olan medya temsilcileri, sosyal medya şovmenleri de söz konusu. Onlar adeta ateşe körükle gidenler misali, nefretin, küçümsemenin, huzursuzluğun, ötekileştirmenin büyümesine sebep olup güzel memleketimizin gökyüzüne adeta kapkara bir ırkçılık şemsiyesi açmaya çalışıyorlar. Böyle bir kötülük ikliminden sadece daha fazla göz yaşı doğacağını, daha fazla dram çıkacağını dahi göremeyecek kadar basiretleri bağlanmış durumdalar.

Biz GENÇ olarak kötülerden yana olamayız, zalimleri asla sevemeyiz. On dört senelik dergicilik tarihimiz boyunca, vatanımıza farklı ülkelerden gelmiş sayısız insanla tanıştık, birebir görüştük. Şunu biliyoruz, hepimiz Adem ve Havva’nın çocuklarıyız, insanlıkta eşiz, tüm Kaybeder! Müslümanlarla da dinde kardeşiz. Kimseye zulmetmeme ve kendimize de zulmedilmesine müsaade etmeme düsturuyla yaşarız şu hayatta. Bize ne yapılmasını arzu ediyorsak başkalarına da öyle davranmamız hususunda büyük bir irfanî gelenekten beslenmişizdir. İnsanlar arasında ülke, millet, dil, renk, ırk vs. ayıran bizden değildir. Mülteciyi küçümseyenlerle, muhaciri hor görenlerle, mazluma sırt çevirenlerle, garibi kollamayanlarla yan yana gelemeyiz, gelmeyiz. Çünkü bu hem insanlığımıza ihanettir hem de inancımızın gereğidir.

Kasım sayımız bu duygu ve düşüncelerle hazırlandı. Tüm dünyaya haykırmak istiyoruz: Mazluma uzanan eller bizden değildir, muhaciri ötekileştiren diller çok tehlikelidir, mültecileri haksız yere üzenler büyük bir vebal altındadır! Bu mühim konuda sorumsuzca davrananlar ve fırsat bekleyen barbarları suça teşvik edenler hakkında herkes daha duyarlı, tetikte olmalıdır. “Göç çağı” olarak nitelenen bu yüzyılda, tarih ve insanlar şahit olsun ki biz millet olarak son nefesimize kadar mazlumların, gariplerin, mültecilerin, muhacirlerin yanında olacağız, gerek sosyolojik, gerek ekonomik, gerekse psikolojik manada gücümüz yettiğince bu hassas meselede vicdanlı davranacağız, anlayış bekleyen kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Allah sabredenlerle, sorumluluk sahipleriyle beraberdir, güzel niyetli ve iyilik için gayretli olan tüm insanlara selam olsun.

***

Geçtiğimiz ay duyurduğumuz, dergimizin kurucusu ve öncüsü, Kıymetli Mehmet Lütfi Arslan Ağabeyimizin kaleminden “Sen Sordun” isimli hediye kitabımız güzel bir heyecana vesile oldu. Kısmet olursa çok yakında tüm abonelerimize takdim edilecek. Genç dostlarımızın kalbinde ve zihninde çok soru var. Onların bizzat sormuş oldukları birbirinden ilginç, önemli ve güncel 111 soruya, doyurucu cevaplar verildi. Okuması zevkli, metinler ufuk açıcı, genel manada heyecan tazeleyici. Kanaatimiz o ki çok sevilecek, başucu kitaplarınız arasında yerini alacak. Kitaba ulaşmak için dergi aboneliğinizi yenilemenizi ve sevdiğiniz arkadaşlarınıza da tavsiye etmenizi rica ederiz.

Aralık ayında görüşmek üzere; insanlık sevgisi ve merhametle.