• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Seninle İki Şartla Evlenirim Ey Ömer!
  • Yitik Hikmet
  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz
  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!
  • Ölümün Hikâyesi
  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan
  • Gönül Elçileri Konuşuyor!
  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci
  • Rahmet Dolu Misafir
  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?
  • Yeni Dünyanın Ebabilleri
  • Bu Da Geçer Ya Hu
  • Tüm Mutluluklar Yürekte
  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer
  • Ecdada Vefa(!)
  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?
  • Bireycilik Tufanı
  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan
  • ANASAYFA
  • Gezi - Yorum
  • Çalınan Tapınak

Çalınan Tapınak

25.07.2019 22:21
Gezi - Yorum
1793
Hande Berra

Pervanenin gölgesi düştü antik şehre, Zeus’un tüyleri ürperdi. Kuş bakışı seyrettim Bergama’yı. Tiyatro sessiz, basamaklar boş, rüzgâr kendi yazdığı oyunu sergiliyor. Genç kızın saçları yüzünü okşarken fotoğrafçının hasır şapkası uçuyor yamacın altındaki baraja doğru. Çocukların şekerini yalıyor rüzgâr.

Yaz tatilleri sadece kum, güneş ve deniz olmamalı. Yüzmeyi ne kadar seversem seveyim şezlongda bir kitaba dalıp başkalarının hayallerinde gezinmek yetmez bana. Yakın uzak demeden, yorulup kan ter içinde kalacağımı bile bile babamın çatılmış kaşlarını biraz yumuşatabilmek için kocaman bir öpücük kondurup düşerim yollara –ki bu asla arkamdan söylenmesini engelleyemeyecektir.- Zeytinler köyünün serin denizini özlesem de Bergama’ya kadar uzanır yolum. Kasabanın ara sokaklarında dolaşırken tavuk pazarında kafeslere tıkılan horozları kurtarmanın yollarını düşünürüm. Antika dükkanında sıralanmış yeni opalinler, daha bir kaç yıl önce dokunup eskitilmiş halılar bile yakışır tozlu dükkanlara. Antikacılar kristalleri, porselenleri asla temizlemez üstelik örtülere çay damlatarak sandık lekesi gibi göstermeyi maharet sayarlar. Meşe ağacı ve toz kokan rafların arasında dolaşıp Sevr bir vazo veya Rus işi gümüş bir tepsi bulduğumda gözlerim ışıldar. Cam kuğuların kanadına dokunup suyun serinliğini hissederim.

Tanrıların ülkesiydi Pergamon, ele geçirilmesi mümkün olmayan bir kale, terasların üstünde yükselen tapınaklar şehri, İskender’in mirasına ev sahipliği yapan güçlü bir devlet. Bu muazzam hazineyle ordular kurup dünyayı yönetmek hevesine kapılmaz Philetairos*. MÖ 280’de dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine sahip olan Bergama, bir zamanların parlayan gizemli ışığı, gezginlerin hayalidir.

Keltler’e karşı kazanılan zaferin anısına bir sunak dikilip tanrılara ithaf edildiğinde şehir krallık tacını giyer. İskenderiye Kütüphanesi’yle yarışa giren Pergamon, Yunan ve Anadolu kitaplarına abluka koyunca Kızıldeniz’den papirüs gelmez olur. Athena Kutsal alanındaki bronz heykeller ne zaman eritilip kullanıldı bilinmese de güçlü ve gururlu Kelt kahramanlar -ki bunlar Pergamon halkının savaşta öldürdükleri düşmanlardır- Roma döneminde aslına uygun ama bu sefer mermerden yapılır. Avluda gezinen halk yendikleri düşmanın gücüyle böbürlenip kendilerini yüceltir. Asklepieion’da * ise yaşamın çizgisini ritüeller belirlerken dehlizi geçen hasta, mukaddes suyla yıkandıktan sonra uykuya dalıp bu illetten kurtuluşun haberini bekler. Tabipler rüyayla teşhis koysa da “Buraya ölüm giremez” yazısının altından geçip kutsal yolun sonuna kadar yürüyen hastanın duruşunu değerlendirerek yaparlar tedavilerini. Marcus Antonius, Cleopatra’yı mutlu etmek için binlerce kitabı sevgilisine hediye ettiğinde şehrin tarihine siyah mürekkeple yazılır adı. III. Attalos ölüp vasiyeti okunduğunda kralın bağımsız ülkesini Roma’ya sunduğunu duyanlar ne kadar şaşırırsa şaşırsın bu şehir mimariye baroğu, monarşiye erdemi miras bırakır.

Terk edilip unutulduktan sonra açık hava müzesini andıran şehir bugün çıplak. Beyaz mermere değen güneş gözlerimi kamaştırıyor. Dağların zirvesini süpürerek gelen rüzgar şalımın ucunu havalandırırken topal bir kuş konuyor yanıma. Tanrılara adanıp unutulan bu toprak kadar çaresiz.

Zeus tapınağı sökülüp Berlin’e miras olalı iki ulu çam büyümüş kutsal mabedin ortasında. Ağaçlar boşluğu doldurabilmek için bir sağa bir sola açmış dallarını. Ne onlar kadar büyük ne de geniş başka bir çam yok etrafta. Zeus’un kolları bunlar.

Hırsızlık sadece başkasının malını gizlice alıp gitmek midir? Yoksa bir çocuğun avucunda sakladığı taş parçasının elmas olduğunu söylemeden bir paket çikolatayla değiştirmek mi. Ya da babaannesinden kalan Sevr çay takımını yardımsever bir gülümsemeyle allı güllü yemek takımıyla takas etmek mi? Hatta yollar yapmak için geldiğin bir ülkenin padişahından tanrı figürleri işlenmiş taş yığınlarını ülkene taşımak için izin almak mı...

Toprak çanakların, altın sikkelerin hatta kitabelerin yurt dışına götürülmesine alışığım. Ortadoğu’nun mükemmel hazineleriyle birlikte Berlin Müzesi’nin duvarları arasına sıkışıp kalmış, yirmi beş metre yüksekliğindeki Bergama sunağı şaşırtıyor beni. Kulaklıklardan Türkçe bilgiler yükselirken mermer kabartmalarda tanrılarla devlerin savaşı binlerce yıldır sürüyor. Yılan kuyruklar havayı kamçılayıp ilahların yok edici silahları hedefi vuruyor. Düşmanın yüzünde ızdırap, kaslı kollarda kabaran damarlar taş üstünde kıpırtısız. Geçmişinden koparılan tapınak güneşe hasret ve spot ışıkların altında mahzun. Nerede duvarları çınlatan ilahiler, tanrıların yüzüne üflenen istekler, korkudan titreyen köleler ve denizin tuzlu kokusu. Birkaç yıl önce gördüğüm sunağın izleri ayaklarımın altında. Pergamon yanıma konan kuş kadar topal.

Bergama’nın merkezine inip çift kubbeli hamamın karşısında, ulu çınarın gölgelediği kahveye oturdum ve gözlerimi kapayıp şehri kokladım. Fırından çıkan ekmek, güneşte kızışan lavanta, rüzgârın taşıdığı toz ve garsonun muhtemelen cezveden ağır ağır boşalttığı kahvem... Kurşunlu Cami’nin yan yatmış direkleri, eski Bergama evlerinin kapıları, Osmanlı’dan kalma polis karakolu ve devlet binaları bin bir hikâye anlatıyor.

Bergama’nın eteklerinde Mısır tanrılarına adanmış bir tapınağa rastladım. Yüzyıllar sonra kiliseye çevrilip kısa bir müddet havra ve cami olarak kullanılsa da yer altı geçitleri, havuzları ve kanallarıyla Kızıl Avlu, Mısır etkilerini içinde barındıran bir Romalı. Tuğlalarında otlar bitmiş. Eski ihtişamını hatırlatan bir oluk uzanıyor köhne çatısından ve bahçesinde sağa sola eğilmiş koyu pembe zakkumlar. Aslan başlı heykel restorasyon görünce geçmişinden kopmuş. Bakımsız iki köpek ve sadece ben varız ören yerinde. Müzeye gitmek için turnikeden geçiyorum. Hayvanlar arkamdan havlıyorlar. Bu öyle vahşi bir sesleniş değil, yalnızlık dolu bir çığlık.

Müzede birkaç stel ,onur yazıtı ve kırık heykel parçaları sıralanmış. Almanya’daki altarın kabartmalarını görseydiniz benim kadar hüzünlenirdiniz. Bahçenin bir yanında kırık, isimsiz lahitler, görkemli sütun başları, diğer yanında tanıdık sarıklı, fesli mezar taşları. Kabristan olamayacak kadar birbirine yakın dizilmişler. Ölülerin son duası, dünyaya bıraktığı son iz sökülüp alınmış sahiplerinden.

• Pergamon kralı MÖ 343-263

• Modern hastanenin öncüsü

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Hande Berra

1971 yılında doğduğu İstanbul hayatının merkezi oldu. Annesinin tuvallerinde renklerle tanıştı. Kalemleri ve çizmeyi çok sevdi. Rakamlar ve renklerden vazgeçemese de Kadıköy İmam Hatip lisesinde fen bölümünün kaldırılması ve Türk eğitim sistemindeki engeller sonucunda Newport davranış bilimlerini bitirdi. Fırçanın büyüsüyle, simetrinin dans ettiği tezhip sanatına gönlünü kaptırdı. Zevk için yap...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Seninle İki Şartla Evlenirim Ey Ömer!

  • Yitik Hikmet

  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

  • Ölümün Hikâyesi

  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

  • Gönül Elçileri Konuşuyor!

  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

  • Rahmet Dolu Misafir

  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?

  • Yeni Dünyanın Ebabilleri

  • Bu Da Geçer Ya Hu

  • Tüm Mutluluklar Yürekte

  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer

  • Ecdada Vefa(!)

  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?

  • Bireycilik Tufanı

  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

Ben-u Sen
Ben-u Sen
Biliyordum bir vakit saki...
Eriza
Eriza
Henüz gökyüzü pembeleşmed...
Siyah Pelerin
Siyah Pelerin
Bento Tren İstasyonu`na ...
Bin Yıllık Çınar
Bin Yıllık Çınar
Ulu Camii`ni Yıldırım Bey...

Genç Dergisi 189. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Seninle İki Şartla Evlenirim Ey Ömer!

Yitik Hikmet

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

Bir Selam Bin Kelam Doğurur, Bakarsın Kalpleri İslam`la Yoğurur

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

Ölümün Hikâyesi

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8021402

Bagamoyo Afrika... 4913565

Kasım Sayımız Çıktı! 3348684

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1163410

En Güzel Cuma Hediyeleri! 281586

10 Soruda Sen Kimsin? 261678

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 161954

15.08.2022

Seninle İki Şartla Evlenirim Ey Ömer!

11.08.2022

Yitik Hikmet

07.08.2022

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

01.08.2022

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

01.08.2022

Ölümün Hikâyesi

31.07.2022

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

29.07.2022

Gönül Elçileri Konuşuyor!

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2022 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS