
Günümüzde sanayileşme, şehirleşme ve gelişen teknolojik imkânların olumsuz etkileri insanı ve çevresini yani doğal yaşamı doğrudan etkilemektedir. Bu faktörlere insanların insani olmayan arzu ve davranışları da dahil olunca bu durum daha kompleks bir yapıya bürünüyor. Ama buna karşı ekosistemi korumak için çalışmalar yapan insanlar da yok değil. Bunlar 90’lı yılların sonunda Pensilvanya Üniversitesi’nde çalışan Daniel Janzen ve Winnie Hallwachs ismindeki evli çevrebilimciler. Kosta Rika’daki bir portakal fabrikasıyla görüşerek onlardan portakal kabuklarını önemli bir mesele için kullanmaya ikna etmişler. Fabrika yetkilileri doğaya katkıda bulunmak için çevrebilimcilerin sözünü dinlemiş ve tahrip olan bölgeye kamyonlarla portakal kabuğu boşaltmışlar. Bazı nedenlerden dolayı şirket portakal kabuklarını bu alana boşaltmayı durdurmuş ve proje daha sonra unutulmuş. Aradan geçen 16 yılın ardından iki çevrebilimci yaptıklarının sonucu merak etmiş ve buraya geri dönmüşler. Fakat tahrip edilen bölgeyi bir türlü bulamamışlar, her yerde ağaçlar varmış. Aslında doğru yere gelmişlerdi ama bölge tamamen değişmişti. 16 yıl önce buraya bırakılan portakal kabukları, tahrip edilen alanın yeniden canlanmasına yardımcı olmuştu. Toprak verimli hale gelmiş, her yerde ağaç çıkmış ve burası hayvanların yaşam alanı haline gelmişti. Çevrebilimcilerin projesinin başarılı olması aslında birçok gerçeği ortaya çıkarmış oldu. Bunlardan biri de tahrip edilen ormanların tekrardan yeşertilebileceğiydi. Hülasa; portakal kabuğu deyip geçmeyin...