
Bir süredir film yapımcıları ile salon işletmecileri arasında bir kriz yaşanıyordu. Özetle anlatacak olursak hikâye şöyle: Filmlerin gösterildiği sinema salonlarının işletmecileri, özellikle bu alanda tekel durumunda olan Cinemaximum, kesilen biletlerin yüzde 50’sini filmin yapımcılığını üstlenen şirkete veriyor, kalan yüzde 50’yi de kendine alıyordu. Fakat bu biletlerin içerisinde promosyon olarak verilen mısır ve içecekler için ödenen miktarı vermiyordu.
Mesela 20 liralık bilet kesiliyorsa, işletmeci bunun yarısını film yapımcısına vermesi gerekirken diyelim 8 lirasını mısır ve içecek olarak gösterip, kalan 12 lirayı yarıya bölerek yapımcıya vermeye başlamıştı. Bu durumda doğal olarak film yapımcıları itiraz etti ve geçtiğimiz Ocak ayı boyunca Yılmaz Erdoğan’ın gişe rekoru kırması beklenen Organize İşler 2 filmi, Cem Yılmaz’ın Karakomik’i dahil pek çok film vizyona girmemişti. Daha sonra Kültür Bakanlığı bir yasa teklifi hazırlayarak olaya el attı ve film yapımcılarının lehine olan yasa meclisten geçti. Fakat olay bu şekilde kapanacağa benzemiyor. Yapımcılar bu tekeli kırmak için alternatif yöntemler deneyebilirler. Netflix, Amazon Prime, Youtube Red, Blutv, Puhutv gibi internet üzerinden belli bir ödeme ile abone olup film-dizi izlenilen platformlara doğru bir yönelişi ileride görebiliriz. Yani gelecekte asıl kazananın ne sinema salonları ne de yapımcılar olacağı; asıl pastayı online yayın yapan büyük şirketlerin yiyeceğini hep birlikte tecrübe edebiliriz.