
Damien Hirst 7 Haziran 1965 doğumlu bir sanatçı!.. 90’lı yıllarda ortaya çıkan ve o yıllarda İngiliz sanat piyasasını ele geçiren, Young British Artists isimli sanatçı grubunun en önemli ve en ünlü üyesi. Hirst’in başarı ve şöhret hikâyesi, ünlü müzayede evi sahibi Charles Saatchi’nin onu keşfetmesiyle başlamış. Saatchi, 1991 yılında Hirst’e üreteceği işler için fon sağlamaya başlamış. 1992’de Charles Saatchi, kendi galerisinde ilk Young British Artists sergisini açmış ve bu sergide diğer üyelerle beraber Hirst’ün işleri de yer almış. Ardından 1993 yılında Mother and Child Divided isimli işiyle, Venedik Bienali’nde yer edinmesiyle adını uluslararası sanat alanında da duyurmuş ve bununla beraber sanat camiasındaki varlığı resmiyet kazanmış. Kendileri ölüm temasıyla akıllara kazınmış bir isim ve hemen hemen her işinde bu tema kendisini gösteriyor. Özellikle ölü hayvan eserleri... Peki ölmüş hayvanları eserlerinde nasıl kullanıyor Damien Hirst? Cevabı formaldehit. Ölü hayvan bedenlerini, çürümeyi önleyici kimyasal bir bileşen olan formaldehit ile doldurarak camdan hazneler içine yerleştirerek sergiliyor ki bu eserler en çok ilgi çeken ve daha doğrusu tepki toplayan eserleri oluyor. Damien Hirst bu işleri için hayvan cinayetinin meşrulaştırılmasına kadar giden ağır eleştiriler alsa da ne Hirst’ün üretiminin ne de bu üretimlerin alıcılarının sonu gelmiyor. Örneğin; bu işlerden bir tanesi olan The Physical Impossibility of Death in the Mind of Someone Living (Yaşayan Birinin Zihninde Ölümün Fiziki İmkansızlığı) 4,3 metrelik bir ölü köpek balığının formaldehit içine yatırılmasından oluşuyor. Bu eser 2004 yılında 8 milyon dolara satılmış ki bu rakam Hirst’ün işlerinin güncel fiyatlarına oranla oldukça düşük bir rakammış. İkiye bölünmüş bir inek ve buzağının yine formaldehite yatırılmasından oluşan eseri “Mother and Child Divided”, toynak ve boynuzları altın suyuna batırılmış dananın formaldehite yatırılmasından oluşan eseri “The Golden Calf”... Aslına bakarsanız yıllardır hayvanları önce avlayıp sonra onları dolduranların yaptıklarına benzer bir iş Hirst’in yaptığı. Çalışmalarından birçoğunu kocaman bir asistan ordusuyla ürettiği biliniyormuş. Benim anlayamadığım yapılırken elinin bile değmediği ve işleri stajyerlerine yaptırdığı söylenen bu vahşeti sanat eseri olarak görenler... Maalesef ki hayvanları öldürerek yapılan işe sanat demeye utanılır.