
Arapça kökenli “Zimem” kelimesi zimmet kelimesinin çoğulu. Mana olarak “borç” anlamına gelen bu kelimenin Osmanlı’da ortaya çıkan çok güzel bir tarafı var: Zimem Defteri. Osmanlı esnafının kullandığı borç defteri olan zimem defteri için günümüzde “veresiye defteri” dendiğini görüyoruz. İşin özünde ise hakikaten çok büyük bir incelik, Ramazan’ın ruhuna yakışan bir tavır var. Osmanlı’da Ramazan ayı gelince zenginler esnafları dolaşıp, borçlu insanların borçlarını öder; bazen de zimem defteri dediğimiz borç defterini satın alırlardı. Bu adet günümüzde çok hatırlanmıyor gibi düşünülse de geride bıraktığımız Ramazan ayında yurdumuzun dört bir yanından gelen bu tip hayır haberleri aldık. Bir tanesini paylaşalım: Kırklareli Özerler Mahallesi’nde bakkal işleten Kadir Halaç’ı arayan bir hayırsever, veresiye defterini satın almak istediğini söyledi. Halaç’ın, defteri satabileceğini belirtmesi üzerine bakkala gelen hayırsever pazarlık sonucu 6 bin lira karşılığında veresiye defterini satın aldı. Bu olay üzerine çok duygulanan Kadir Halaç, “Veresiye defterini sattıktan sonra bir müşterim, 700 lira civarındaki borcunu ödemeye geldi. Bir ay önce de eşi rahatsızlık geçirmişti. Fabrikada çalışıyordu, ödemekte zorluk çekebilirdi. Borç ödemeye geldiğinde ‘Ne kadar?’ diye sordu. ‘Borcun ödendi’ deyince inanamadı, ağlayarak dışarı çıktı. Şimdi o parayla çoluk çocuğunu bayramda giydirecek.” dedi. Hem zenginin kime yardım ettiğini, hem de fakirin kimin yardım ettiğini bilmediği bu güzel adeti sürdürenlere selam olsun.