• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Genel
  • Korkunç muyuz? Artist miyiz?

Korkunç muyuz? Artist miyiz?

17.10.2011 15:03
Genel
12871

Aslı Toprak

Birilerinin hala bizden korkuyor olması ne garip. ABD’li din uzmanı bilmem kim bir ara başörtülüleri holivud artistlerine benzetmişti. Korkunç muyuz artist miyiz bilmiyorum ama elektrik kaçağı gibiyiz. Hala çarpıyoruz birilerini. Voltajımız düşse de,  kendimizi topraklasak da…

Bu bir ömür sürmez demiştim; öyle ya, sonsuza kadar bir yara kanamaz.. Bir matematik dersi tüm gün sürmez. Sezen Aksu bir kaseti aynı hüzünlü şarkıyla doldurmaz. Bu bir kural; değişim kuralı. Düştükten sonra kalkmak, ağladıktan sonra gülmek, öldükten sonra dirilmek gibi…

Ne güzel söylemiştim; hiçbir acı ömür boyu sürmez, hayatın maksimuma vuran noktaları olsa da her duygu zamanla kendine basit koordinatlar belirler. Bir hamile kadının karnı sonsuza dek büyümez.

Bir zaman makinesinin ileri düğmesinin sadece geçmişi unutmak için icat edilmesi gerektiğini söylemiştim; uzayda yaşayan astronotların daha geç yaşlanmasına benzetmiştim bunu. Bu yoğun “an”dan çıkıp geleceğe gitmek ve orada daha seyreltilmiş daha hafif duygulara bürünmek. Evet, istediğim buydu. Acının seyreltilmişi…

Değişimin ve başka anlara gidişin kafamızı bozmayacağını sanıyordum. Değişeceğimizi ama dönüşmeyeceğimizi. Yanıldım. Ben de bal gibi dönüştüm işte (modern çağ tanrılarına selam olsun, iyi iş çıkardılar) Artık sadece; otobüslerde yalnızsam, mevsimlerden sonbaharsa ve akşamüstüyse, yağmur camı dışarıdan soğuturken içerideki insanlar onu ısıtmak için nefes alıp veriyorsa işte ancak o zamanlar aklıma “sen” diye bir şey geliyor. Tüm bunların bir araya gelmesi de uzak ihtimal çoğu kez.

Eskisi gibi türkülere de yaslanmıyorum artık. Popçular neden bahseder hiç bilmiyorum.

Bak geçenlerde bir bebeği, annesinin erkek arkadaşları öldüresiye dövüp üzerinde sigara söndürmüşler. Ülkemde bebekler kül tablası olarak kullanıldığından beri “sarı gelin” türküsünün “gaydırı goppak cemile” den pek bir farkı yok benim için.

Hem biliyor musun devrimin diğer adı Küba’da, yaptırılan bir camiye İslam’ı seçenler sığmıyormuş artık. Sosyalist ütopyaların hayal kırıklıkları hep böyle sonuçlar verse keşke değil mi? Farkındayım seninle alakasız bir çıkış bu. Ama artık hangimiz seninle alakalıyız ki?

Geçen gün bir teyze onca sene okuyup neden çalışmadığımı sordu. İçimdeki kelimelerin boğulduğunu hissettim. Biliyor musun insanın cevapları bile ölüyor zamanla ve “canım çalışmak istemedi” cümlesinden bir kefene sarılıyor.

Biz değişimle meşgulken sen, dünyada bir tur daha atıp vicdanlarımızda kaybolmak için atak geliştirdin geçenlerde..

Avrupa Parlamentosu`ndan Silvana Koch-Mehri: “Kadınları örtenler, onların kimliklerini ellerinden alıyor...” diye yazmış. “Korkuyorum kapalı kadınlardan” diye de eklemiş. Güldüm okuyunca. Sen de gülmüşsündür muhakkak. Birilerinin hala bizden korkuyor olması ne garip. ABD’li din uzmanı bilmem kim bir ara başörtülüleri holivud artistlerine benzetmişti. Korkunç muyuz artist miyiz bilmiyorum ama elektirk kaçağı gibiyiz. Hala çarpıyoruz birilerini. Voltajımız düşse de,  kendimizi topraklasak da…

Gerçi ben başörtüsü yasağı yazısı yazmak istemiyordum, sen de artık okumak istemiyorsun, o ayrı. Ama bak hala birileri zorla yazdırıyor insana… “Burkalı kadınları odaya kapatalım, sokağa çıkmasınlar” diyor Fransa, Belçika reklam panolarından “örtüye hayır” diye bağırıyor. Almanya da bir Türk bakan okullarda dini semboller yasaklanmalı diyerek haç ve başörtüsünü hedef gösteriyor, Cezayir pasaportlarda başörtülü fotograf istemiyor…

İşin ilginç tarafı  dünyada bunlar olurken bizim yaralarımız iyileşme belirtisi gösteriyor. Biz düşmemişiz, biz ölmemişiz, biz sürünmemişiz gibi! Bilal Habeş’in; Selman Fars’ın, Süheyb Rum’un efendisiydi, biz kendi öykümüzün efendisi bile olamıyoruz. Olmayıverelim değil mi? Zaten okul kapılarından dönen kızların sayısı da azaldı. Sahi eylem yapan arkadaşların var mı hala? Onlara destek olan erkekler falan? Misal Resullullah üzülüyor mudur tüm bu olanlara. Mübarek gözleri buğulanıyor mudur?  Ya da biz onu üzdük diye bağrımızın kırk yerinden yara alıyor muyuzdur? (Şu an ayağıma taş bağlayıp gözyaşına atlamak istiyorum.)

Artık başörtülü kadının modern dünyaya uyumunu konuşuyoruz biz. Erkek arkadaşı olabilir mi, eteğini kısaltabilir mi, bir başına Çinü Maçine kadar gidip geri gelebilir mi gibi daha mühim(!) mevzular var gündemimizde. Sosyolojik tespit rendesine döndük.  Maşallahımız var. Aslında ara sıra içimizde arsızca eşinen bir horoz beliriyor ve bağırıyor “hani sabredenlerden olacaktınız” diye. Karşısına alışkanlık horozunu çıkarıp dövüştürüyoruz. Sabır mı galip gelir, alışkanlık mı emin değilim. Cevabını bulunca başım göğe erecek!

Dağda doğan adam, inişin ve çıkışın neresi olduğunu iyi bilirmiş. Ben de dağ gibi hüzünlerin ortasında doğdum inişi çıkışı iyi bilirim ama yine de tuhafım bugün. Misal çıkışlarda hava çarpıyor, inişlerde frenler tutmuyor. Düzen tutturamıyorum. (Söz toparlıyacağım kendimi)

Eskiden geceleri ne çok uyanırdım. İçimde panik-atak bir mümin vardı; kapıya pencereye koşan, elleriyle kendini yoklayan, uyursa gece bitecek ve ben uyuyanlardan olacağım diye endişelenen.  Şimdilerde deliksiz uyuyorum. Stres uyku yapıyormuş. – Sence doğru mu?-

Niye yazdım ki şimdi bu yazıyı. Hüzün eskisi gibi yaralarıma iyi gelmiyor!

Zaten artık gastritim var, biraz fazla düşününce başım da ağrıyor.

Hem ben artık eskisi gibi küsmüyorum kimseye...

Açıp bir gazete okuyorum. Yozlaşıyorum!

- Affet beni -

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

GENÇ

Adımız GENÇ. Aylık olarak çıkan bir alan dergisiyiz. Genç olan herkese ulaşmak istiyoruz. Ama bizim gençten anladığımız biyolojik tasnifin biraz ötesinde. Biz genç dendiğinde, yüreğindeki gücün farkında olan, yüreği genç olanı anlıyoruz. Ümidini kaybetmemiş, gözlerindeki ışıltıyı hep korumuş, biraz muzip, biraz öfkeli, biraz muhalif, biraz ele avuca sığmaz, ama hep heyecanlı, hep dertli, yüreği kocaman, g&o...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Yorularak okunacak 500 kü...
"Erbakan da Aramızda Allahu Ekber…"
Önce tekbirler yükseldi k...
Kağıt Kokulu Yıllar
Kağıt Kokulu Yıllar
Dergimizin dosya konusunu...
Antigone
Antigone
Herhâlde tragedyanın başa...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431185

Bagamoyo Afrika... 4919067

Kasım Sayımız Çıktı! 3481585

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187004

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287386

10 Soruda Sen Kimsin? 275651

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 166028

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS