• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Gençlik Halleri
  • Huzur İçin 10 Tavsiye

Huzur İçin 10 Tavsiye

15.02.2019 13:11
Gençlik Halleri
4671
Mehmet Dinç

Şu ana kadar birçok insanla tanıştım, vakit geçirdim ama hâlâ insanları doğru tartamıyorum. Bu yüzden yoruluyor, yeni insanlarla tanışmak istemiyor, kendi küçük dünyamı kurup öylece yaşamak istiyorum. Bunun da mümkün olmadığını biliyorum. Bu işin bir çözümü var mı?

İnsanları doğru tartmak ne demek ben bilmiyorum. Davranışlarını öngörebilmek mi, yoksa iyi ya da kötü olduğunu anlayabilmek mi? Her ikisinden biri de olsa şunu söyleyebilirim ki ikisi de çok mümkün değildir doğrusu. Davranış dediğimiz şey o kadar çok değişkenden etkilenir ki birini öngörse insan diğerini öngöremez. Bugün öngörse yarın öngöremez. Bir iş için ya da bir insana yönelik öngörse diğer iş için ya da diğer insana yönelik olarak öngöremez. Çünkü insan hesaba gelmez. Getirmeye çalışan insanı tanımıyor demektir. Bu bir dezavantaj mıdır, bence değildir.

İnsanın iyiliği kötülüğü meselesi hepten karmaşıktır zaten. Çünkü hiçbir insan kötü değildir, kötü davranışları vardır. Bazı insanların çok fazla kötü davranışı vardır ve bundan rahatsız olmadığından bir şekilde isteyerek ya da istemeyerek etrafına bulaştırır. Bu insanlar zaten kolaylıkla bilinir, tanınır, uzak durulabilir ama küçük hataları olabilecek, basit yanlışlara düşebilecek insanları da bunlardan dolayı silmemek lazımdır. Burada en büyük hata insanlar ile ilgili yanlış beklentilere girmekten kaynaklanıyor. İnsanın insan olduğunu unutup ona haketmediği kadar değer vermek sonra bir hayal kırıklığı yaşadığında da hak etmediği kadar değersizleştirmek. Bir diğer hata da her şeyi insandan bilmektir. Bu da büyük hayal kırıklıklarına sebep olur. Yani istediği bir şeyin olmamasına ya da istemediği bir şeyin olmasına sebep olarak bir insanı görüyorsak yine insanı yanlış tanıyor, sahip olmadığı bir gücü ona atfediyoruz demektir.

Ne Yapmamız Lazım Peki? On Teklifimiz Var

1. İnsandan vazgeçilmez. Ömür olduğu müddetçe insanlarla ilişkiye devam edeceğiz.

2. İlişki kurduğumuz insanlar manevi olarak besleyebileceğimiz ya da beslenebileceğimiz insanlar olsun.

3. Hatasız kul olmaz sözünü biliyoruz, inanalım.

4. Sen alırsan kim verir, sen verirsen kim alır sözüne inanalım.

5. Gönül insanlarının peşine düşelim.

6. İnsana verilen emek hiçbir zaman ziyan olmaz, bilelim.

7. Kötü davranışlarından rahatsız olmayan insanlardan uzak duralım.

8. İlişki kurmak istemediğimiz halde mecbur kaldığımız insanlarla ilişkimizi asgari seviyede tutup bile isteye saniye uzatmayalım.

9. İnsanların güzelliklerine, iyiliklerine inanalım.

10. Her gün bize yapılan küçük de olsa bütün iyilikleri düşünüp hatırlamaya çalışalım, yürekten minnettar olup, ifade etmeyi unutmayalım.


Dışı Çabuk Pişenin İçi Çiğ Kalır

Modern, hızlı, heyecansız bir zamanda olduğumu hissediyorum. Hayatın anlamsız ve amaçsız bir “alışkanlık” olmaması ve anın farkına varabilmek için ne yapabilirim?

İmansız gitmenin en büyük alameti imansız gitmekten korkmamaktır diye bir söz okumuştum. Öncelikli olarak anlamsız ve amaçsız yaşamaktan korkmamak anlamsız ve amaçsız yaşamayı beraberinde getirir. Dolayısıyla bu korkuyu kaybetmemek gerekiyor. Zaten dünya emniyet yeri değildir. Bunu da hep aklımızda tutalım. İkinci olarak insanın anlamlı ve amaçlı bir hayat yaşaması ve anın farkına varabilmesi bir anda olabilecek bir şey değildir. Ancak adım adım, emek emek olabilir bir şeydir. Aceleye gelmez, dışı çabuk pişenin içi çiğ kalır.

Bu nedenle sabırla gün gün kendimize anlamlı ve amaçlı bir hayat için ödevler, sorumluluklar vermemiz gerekir. Ancak ödev ve sorumluluk dediğimde hemen yüzler asılmasın. Heyecan veren, aşk veren, ümit veren ödev ve sorumlulukları insanın kendisine vermesi lazım. Üçüncü olarak sahip olduğunu kaybetmemesi ve daha fazlasını da kazanabilmesi için de güçlü olmaya, güçlü kalmaya çalışması bir diğer önemli meseledir. Ancak güçlü olmak derken başkalarına karşı değil kendimize karşı güçlü olmayı kastediyorum. Bedenimizi çok dinlemeden, uyku isteğine, yemek iştahına çok bakmadan kendi kendimize rağmen doğru işleri doğru şekilde doğru insanlarla yapabilmek için kendimizi zorlamalıyız.

Beşinci olarak istemediğimiz gibi giden işler, ilişkiler olduğunda da yapabileceğimiz bir şey yoksa teslim olmalı, zamana bırakma olgunluğunu göstermeliyiz. Altıncı olarak bunaldığımız, daraldığımız, yorulduğumuz zamanlar için de herkesten ve her şeyden ilham alabilme, heyecan duyabilme kabiliyetimizi geliştirmeliyiz. Bir kedi bize yeniden ümit verebilir, bir çiçek bizi yeniden heyecanlandırabilir, bir bulut bütün dertlerimizi bizden alıp götürebilir olmalı. Son olarak zaman çok izafidir bunu da hiç unutmayalım ve zamanın izafiliğine takılmayalım. Bir saat, bir hafta, bir ay, bir sene kime göredir, neye göredir? Önemli olan oynayan akrep yelkovan değil, batan doğan güneş değil. Önemli olan bir saate yılları sığdıranlar gibi, bir günü yüzyıllara tesir edenler gibi, bir yılı binlerce ömre bedel olanlar gibi yaşamaya çalışmaktır. Ne diyor Yunus

Bir dem gelir söyleyemez

Bir sözü şerh eyleyemez

Bir dem dilinden dür döker

Dertlilere dermân olur

Yıllar yılı emek verdim ziyan oldu diye düşünür de insan bir an gelir açılır bütün kapılar, bin yılda aşılmayacak mesafeyi aşmış görür kendini. Bir an meselesidir, bir yıl, bin yıl değil ama o ana mazhar olanlar da anın kıymetini bilip değerlendirebilenlerdir.


"Kendimi Evliliğe Hazır Hissetmiyorum"

Yaş ortalaması 23 olan arkadaşlarım arasında evlenenler var. 2-3 seneye kadar da birçok arkadaşım evlenmiş olmayı istiyor. Ama ben 2-3 sene sonrası için de kendimi hazır hissetmiyorum. Daha geç evlenmem gerektiğini düşünüyorum. Ben evliliği gözümde büyütüyor, çok mu anlam yüklüyorum. Evliliğe hazır olduğumu nasıl anlarım? Hangi şartları sağladığımda evliliğe hazır hale gelmiş olurum?

Bazı cümleler bana biraz ezber cümleler gibi geliyor. “Kendimi evliliğe hazır hissetmiyorum” bunlardan bir tanesi. Bu tür cümleler insanın olabilecek bir sorununu bin sorun gibi gösterip gözünde büyütmesine ve çözmeye yönelik atabileceği adımları atmayı imkansız hale getirmesine sebep oluyor. Şöyle ki evliliğe hazır hissetmiyorum diyen birisi acaba hangi yönden hazır hissetmiyordur? Daha doğru bir ifadeyle evlilikle alakalı hangi korkuları onun böyle hissetmesine sebep olmuştur? Evlilikte iki insanın birbirini sevmesi, kabul etmesi, hayatı beraber yürümesi söz konusudur. Evliliğe hazır hissetmeyen kimseyi sevmeye mi hazır hissetmiyordur, sevse bile hatasıyla sevabıyla kabul etmeye mi hazır hissetmiyordur yoksa güvenip, elele verip zorluğuyla kolaylığıyla bir hayatı beraber yürümeye mi hazır hissetmiyordur?

Bir diğer mesele bütün bu soruların temelinde bir güven meselesi var da acaba evliliğe hazır hissetmeyen kendine mi güvenemiyordur, insanlara mı güvenemiyordur onu da bir netleştirmek gerekiyor. Soruların cevaplarını dürüstçe düşündükten sonra sorunu bulup konuyla alakalı yardım veya destek istemek mutlaka kaçılmaması gereken oldukça normal ve olması gereken bir davranıştır.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Mehmet Dinç

Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünden mezun oldu. RMIT Üniversitesi'nde Eğitim üzerine, Okan Üniversitesi'nde Klinik Psikoloji üzerine, Melbourne Üniversitesi’nde Narrative Terapi üzerine yüksek lisans yaptı. Doktorasını Marmara Üniversitesi'nde internet bağımlılığı üzerine tamamladı. Melbourne Üniversitesi’nde bir yıl misafir akademisyen olarak bulundu. Hasa...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

İşleri Zorlaştıran Üç Husus
İşleri Zorlaştıran Üç Husus
Gönüllüyken keyifle yaptı...
İş Arkadaşlarıyla İlişkiler Nasıl Olmalı?
İş Arkadaşlarıyla İlişkiler Nasıl Olmalı?
İş arkadaşlarım, sosyal h...
Öfkemizi Nasıl Kontrol Ederiz?
Öfkemizi Nasıl Kontrol Ederiz?
Bazen ufacık olaylara çok...
Aklını ve Kalbini Muhafaza Et
Aklını ve Kalbini Muhafaza Et
"Bırakma Kendini" isimli ...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431319

Bagamoyo Afrika... 4919180

Kasım Sayımız Çıktı! 3490753

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187330

Bkz: Doğu Türkistan 424602

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275896

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS