
Türkiye’nin uzay alanında elini kuvvetlendirecek olan Türkiye Uzay Ajansı, uzay alanında çalışma yapan kurumların koordinasyonunu sağlayacak. Bu sayede uzay teknolojisi alanında daha hızlı ilerlemeler kaydedilecek. Türkiye’nin uzaya hakim olması önemli. Çünkü daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi uzaya hükmeden, dünyaya hükmeder.
Yoksa başlık size çok mu ütopik geldi? Günümüzde özellikle Suriye ve Yemen’de yaşanan savaşlar varken ne uzayı ne savaşı diye düşünebilirsiniz. Geçtiğimiz Aralık ayında ABD Başkanı Trump önemli bir karara imza attı. Trump, “Uzay Kuvvetleri Komutanlığının Birleşik Muharip Komutanlık olarak kurulması” başlıklı ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’e hitaben kaleme aldığı 2 sayfalık Başkanlık Talimatnamesi ile uzun zamandır konuşulan Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nın kurulması sürecini resmileştirdi. Pentagon, bu yıl yayınladığı Ulusal Savunma Strateji Belgesi’nde kalabalık ve karmaşık hale gelmesi nedeniyle uzayı bir savaş alanı olarak tanımlamıştı. ABD’nin bu kararı almasında Rusya ve Çin’in uzaya yönelik askeri hamleleri etkili oldu. Çin’in ‘Dong Neg 3’ uydularına karşı kullanılabilecek menzile sahip balistik füzesini test etmesi ve Rusya’nın da ‘Cosmos 2521’ adlı ‘katil uydu’ olarak bilinen uydusunu test ettiğini açıklaması, ABD tarafından kaygıyla karşılanmıştı.
Uzay Savaşı Tatbikatları Başladı
Tarihi kaleleri gezdiyseniz hepsinin ortak bir yönünü fark etmişsinizdir. Bütün kaleler zaptedilmesi zor olması ve her yeri kontrol altında tutabilmesi için hep yüksek yerlere inşa edilmiştir. Günümüzde ise kale işlevindeki tesisler uzaya kurulacak. Bu sayede ülkeler yerküreyi daha rahat kontrol altına alabilecek! Ülkemizin hava sahası üzerinden geçen uçakları kontrol hakkı bulunsa da uzay için böyle bir hakkı söz konusu değil. Yani uzayda sınır yoktur, herhangi bir uydu veya uzay aracı istediği ülkenin üzerinden geçer ve o yer hakkında istediği veriyi elde eder. ABD Hava Kuvvetleri, en gizli projelerinden biri olan X-37B casus insansız uzay aracının 5.’sini Eylül 2017’de Falcon-9 roketiyle uzaya gönderdi. Bundan önceki 4 uzay aracının yörüngesi her ne kadar gizli tutulsa da bilim adamlarının yaptığı hesaplamalara göre Türkiye’nin tam üzerinden geçiyor! İçeriği hakkında hiçbir bilgi verilmeyen X-37B, en son denemesinde 718 gün boyunca uzayda kaldı ve başarılı bir şekilde geri döndü.
ABD ayrıca 2008 yılında uzayda arızalanan ve iletişim kurulamayan USA-193 isimli uydusunu, füze savunma sistemine ait SM-3 füzesiyle vurdu. Gemiden atılan SM-3 önleme füzesiyle saniyede 7.8 kilometre hızla ilerleyen uydu, başarıyla vuruldu. Gerçekleştirilen deneme, savunma amaçlı sistemin istendiği halde saldırı aracına dönüşebileceğini de kanıtlamış oldu. Öte yandan 2007’de arızalanan uydusunu 800 kilometre mesafeden başarıyla vuran Çin, ABD’nin bu denemesinin kendisine karşı olduğunu söyledi. Çin’in yaptığı bu hamle çılgıncaydı. Çünkü patlatılan uydu binlerce parçaya ayrıldı ve yörüngedeki birçok uydu için tehdit oluşturdu. Pekin, bu hamlesiyle uzayı askeri amaçlarla kullanmaya başlayan ABD ve Rusya’ya meydan okudu! Ayrıca Çin’in 2006 yılında ABD’nin casus uydu haberleşme sistemine sızma girişiminde bulunduğu ve kısmen de olsa haberleşme sistemini engellediği söylentileri de mevcut. Rusya da bir yandan uzun menzilli füze denemeleri gerçekleştirirken diğer yandan casus uydularını uzaya yollayarak gizli operasyonlar yürütüyor. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, bir Rus uydusunun, Fransız-İtalyan ortak askeri iletişim uydusuna casusluk denemesi yaptığını açıkladı. Rusların Luch Olymp uydusu, 2014’ten beri uzayda görev yapan Athena-Fidus uydusuna yakınlaşarak uydu sistemine sızmaya çalıştı.
Peki Türkiye Ne Yapıyor?
Son yıllarda uzaya gönderdiğimiz Göktürk-1 ve Göktürk-2 uydusu ile özellikle doğuda yürütülen terör operasyonlarında daha etkili sonuçlar alıyor, bunun yanı sıra rakip ülkelerdeki gelişmeleri uzaydan daha rahat takip edebiliyoruz. Önümüzdeki yıllarda uzaya gönderedeceğimiz Göktürk-3 ile bulutlu bölgelerin bile görüntülerini alabileceğiz. Göktürk-4 ile ise santimetrelerle ölçülecek çözünürlükte görüntüler elde edilebilecek. Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ilk 100 günlük icraat programında yer alan Türkiye Uzay Ajansı, 100 günlük programın son gününde, 13 Aralık’ta yayınlanan kararnameyle resmen kuruldu. Türkiye’nin uzay alanında elini kuvvetlendirecek olan Türkiye Uzay Ajansı, uzay alanında çalışma yapan kurumların koordinasyonunu sağlayacak. Bu sayede uzay teknolojisi alanında daha hızlı ilerlemeler kaydedilecek. Türkiye’nin uzaya hakim olması önemli. Çünkü daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi uzaya hükmeden, dünyaya hükmeder. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun!..
Ay Tutulması’na Hazır Mısınız?
Gitgide Güneş’e yaklaşacağı için bu ay Merkür’ü gözlemlemek zorlaşacak. Ocak ayının ilk haftası Güneş doğmadan yaklaşık yarım saat önce doğan Merkür’ü zor da olsa gözlemleyebilirsiniz. Gece 5 sularında doğan Venüs, bu ay çok net bir şekilde gözlenebilir. Gece gökyüzünde Ay’dan sonra en parlak obje olan Venüs, 2 Ocak akşamı Ay ile çok yakın konumda olacak. Ay hilâl evresinde olacağı için bu yakınlaşma Türk Bayrağı’na benzeyecek! Mars eskisi kadar parlak olmasa da bu ay da gökyüzünde olacak. Mars’ı Güneş battıktan sonra güney batı yönünde görebilirsiniz. Jüpiter ise ayın başında 6 sularında doğuyor. Önümüzdeki aylarda gökyüzünde daha net görünecek Jüpiter, bu ay boyunca Venüs’e yaklaşacak ve 23-24 Ocak akşamı Venüs ile çok yakın görünümde olacak. 31 Ocak akşamı ise Venüs-Ay-Jüpiter yakınlaşması olacak. Satürn Güneş’e çok yakın olduğu için bu ay çok gözlemlenemeyecek. 5-6 Ocak’ta yaşanacak Parçalı Güneş Tutulması ülkemizden izlenemeyecek. Ancak 20-21 Ocak gecesi gerçekleşecek Tam Ay Tutulması kısmî olarak ülkemizden izlenebilecek. 6:33’te Dünya’nın tam gölgesine girmeye başlayacak olan Ay, saat 7:41’de tamamen Dünya’nın gölgesine girecek ve kızıl bir görünüme bürünecek. 8:30 sularında Ay’ın batması ve Güneş’in doğması sebebiyle tutulmanın devamı ülkemizden izlenemeyecek olsa da bu muhteşem gök olayını kesinlikle kaçırmayın!..
Zaman Büyümesi: Bağlılık kuramına göre devinmeden ileri gelen, hıza bağlı olarak artan zaman genişlemesi.
Zonklama: Bir cismin şişip büzülmesi ve böylece yüreğin atışına benzeyen ritmik devinme yapması.
Zürafa: Bir takımyıldızın adı.