• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Gönül Dergâhından Hikmetler
  • Rahmet İnsanı

Rahmet İnsanı

17.03.2018 00:42
Gönül Dergâhından Hikmetler
2347
Osman Nuri Topbaş

Yüreği dâimâ merhametle çarpan bir Peygamber’in ümmeti olma bahtiyarlığının, üzerimize yüklediği ağır bir mes’ûliyet var. O da, “Rahmet İnsanı” olabilmek…

Zira Mevlâmız, Kur’ân-ı Kerîm’inde bizlere en çok “Rahmân” ve “Rahîm” esmâsını bildirmekte, Rasûlullah Efendimiz’in “Raûf” ve “Rahîm” olduğunu beyân etmektedir. Mü’minler arasında da, Efendimiz’in bir rahmet deryâsı olan gönül âleminden hisseler almak sûretiyle, gönüllerinden rahmet pınarları taşan merhametli kullarını, Cenâb-ı Hak daha çok sevmektedir.

Unutulmamalıdır ki, Peygamber Efendimiz, İslâm’ı “rahmet insanı” vasfıyla tebliğ etti. İns ve cinne rahmet oldu, hayvanâta rahmet oldu, nebâtâta rahmet oldu. Gönlünü bütün mahlûkâtın huzur bulduğu bir rahmet dergâhı eyledi. Hülâsa, kâinâta rahmet oldu.

Bizler de bugün, İslâm’ı mahzun gönüllere daha iyi anlatabilmek, garip, yoksul, kimsesiz ve mazlumların gözyaşlarını silmek, içine düştüğü nefsâniyet çukurundan kurtulmak arzusuyla tutunacak bir dal arayan bîçârelere umut ışığı olabilmek için, Âlemlere Rahmet Efendimiz’in gönül mektebinden ders alıp, “Rahmet İnsanı” olmaya muhtacız, hattâ buna mecburuz. Çünkü zamanımızda, modern bir câhiliye devri yaşanmaktadır. Rahmet insanı, hizmet ehlidir, fedakârdır. O “muayyen zamanların müslümanı” değildir; bilâkis o, her ânını ve her nefesini Allah rızâsına muvâfık bir şekilde ihyâ ve idrâk etmenin gayretindedir. Bu yolda yorulma ve üşengeçlik bilmez, atâlete/tembelliğe dayalı nefsânî bir tatil anlayışı aslâ yoktur. Zira emsalsiz örnek şahsiyetimiz olan Rasûlullah Efendimiz’in bir hafta sonu bile tatil yaptığı, Allah yolundaki fedakârlıklardan kaçınıp nefsânî bir rahatlığı tercih ettiği görülmemiştir.

Rahmet insanı da tâtili teneşire bırakan kişidir. Zira insan kabre girdikten sonra istese de Allah rızâsı uğrunda fedakârlıkta bulunma imkânına sahip olamayacaktır. Hazret-i Ali’nin ifadesiyle:

“Bugün amel işleme günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel işleme imkânı yoktur.”

Dolayısıyla “Rahmet İnsanı” fırsat eldeyken etrafına dâimâ faydalı olup âhiret azığı hazırlama gayreti içerisinde bulunur. Yine azığını yitirmemek için de bu dünyada hiçbir şeye zarar vermeme hassasiyetiyle yaşar.

Bir hadîs-i şerîfte, “Rahmet İnsanı”nın bu özelliğine, şu zarif teşbih ile işaret buyrulmaktadır:

“Mü’min bal arısına benzer. Arı; dâimâ temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar. Konduğu yere zarar vermez, orayı kırıp bozmaz.” (Bkz. Ahmed, II, 199; Hâkim, I, 147; Beyhakî, Şuab, V, 58; Süyûtî, el-Câmi, no: 8147)

“Rahmet İnsanı” kimseyi kırmaz, incitmez. Bollukta şımarmaz, taşkınlık etmez, şükreder. Darlıkta da isyan etmez, sabreder.

Mü’min kardeşinde gördüğü bir hatayı, başkalarının önünde değil, baş başa iken onu rencide etmeden söyler.

Sadece büyüklerine ve evlâdına değil, din kardeşi olarak bütün ümmet-i Muhammed’e, insanlıkta eşi olan bütün insanlığa, Yaratan’ından ötürü bütün mahlûkâta şefkat ve merhamet gösterir.

Zira merhamet, “Rahmet İnsanı”nın bir kartviziti durumundadır. Merhamet sahibi olmayan bir insan için, kalp, iz’an ve vicdandan söz edilemez.

“Rahmet İnsanı”, beşer idrâk ve zevkinin ötesinde, âdeta bir gelin odası hassâsiyet ve îtinâsı ile döşenen bu kâinatı ibret ve hikmet nazarıyla temâşâ eder. İlâhî sanatın şâhidi olan her manzara, kendisine ayrı bir tefekkür penceresi açar. Bu kâinâtın boşuna yaratılmadığı, dünyaya geliş ve kabre gidişin sebepsiz olmadığı idrâkiyle, Allah yolundaki gayretlerini dâimâ artırmanın azminde olur.

“Rahmet İnsanı”, infâk ederken, muhtacı minnet altında bırakmaz. Hattâ kendisi için Allâh’ın rızâsına nâiliyet vesîlesi olması sebebiyle, muhtaca bir teşekkür edâsıyla verir. Mahlûkâta Hâlık’ının şefkat ve merhamet nazarıyla bakar. Tatlı dilli, güler yüzlü, yumuşak gönüllü olur.

“Rahmet İnsanı” yalnız kendisini düşünen hodgâm insan değildir. Din kardeşi için nefsinden ferâgat eder, îsâr ehli olur.

“Rahmet İnsanı”, merhametten nasipsiz bir insana kızmak yerine onun ebedî âkıbetini düşünür ve ona acır.

“Rahmet İnsanı”nın dili, gönülleri ihyâ eder. Nazargâh-ı ilâhî olan gönle hiçbir zaman diken batırmaz. Nâzik ve latîf bir dil kullanır. Zira en çirkin sesin, merkeplerin sesi olduğunu bilir. (Bkz. Lokman, 19)

Bakışları şefkat ve merhamet dolu olur. Hiçbir zaman ibâdullâhı istihkār ve istihfâf etmez, yani hor ve küçük görmez.

“Rahmet İnsanı” bilir ki, her insanın nazarı, kalbinin hâline göredir. Bu sebeple merhametle yoğrulan bir kalbin nazarı, baktığı kimse için rahmet olur. Gönlü haset hastalığına tutulmuş muhteris bir kimsenin nazarı ise, karşısındaki insanı da hasta eder.

“Rahmet İnsanı”nın eli, yetimin başını okşayan, muhtaç ile her türlü imkânını paylaşan bir eldir. Harama aslâ uzanmayan, helâli de nefsi için biriktirmeyip âhiret saâdetine sermaye kılmasını bilen bir eldir. Âhiret hasadı için, dünya tarlasına, sâlih amel tohumları saçan bir eldir.

“Rahmet İnsanı”, insanlarla muâmelesinde statüye göre değil, hâle göre davranır. Bulunduğu makâmı kibirlenmek için değil, adâlet, hizmet ve merhamet tevzî etmek için bir nîmet bilir. Bu sebeple de yanına varlıklılar kadar muhtaçlar da çekinmeden girerek hâllerini arz edebilirler.

“Rahmet İnsanı”; kibir, enâniyet, dedikodu, iftira, yalan, israf, cimrilik ve emsâli kötü vasıflardan ve nefsânî arzulardan uzaklaşmış, buna mukâbil gönlünü cömertlik, merhamet, şefkat, hizmet, tevâzu, nezâket, sabır, edep, hayâ, vakar gibi faziletlerle tezyin etmiştir.

“Rahmet İnsanı” hakkı ve hayrı tavsiye edip şer ve bâtıldan sakındırmayı, yani tebliğ ve irşad hizmetini büyük bir nîmet ve mes’ûliyet bilir. Nitekim Vedâ Haccı’nda 120.000 sahâbî mevcut idi. Bu kadar sahâbîden ancak 20.000’i Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere’de medfundur. Diğerleri ise, İslâm’ı tebliğ etmek ve îlâ-yı kelîmetullâh için bütün dünyaya yayılmışlardır. Varabildikleri son nokta, kabirleri olmuştur.

Velhâsıl “Rahmet İnsanı”;

–İlâhî müşâhedenin altında olduğu idrâkiyle, îman heyecanı içinde bir kulluk hayatı yaşar.

–Yaşadığı her zaman ve mekânda, Âlemlere Rahmet olan Rasûlullah Efendimiz’in temsilcisi olmanın gayretindedir. Bunun için benliğini Kur’ân ve Sünnet potasında eriterek gücü nisbetinde nebevî ahlâk ile ahlâklanan kimsedir.

–Çorak gönüllere, bir yağmur misâli rahmet olabilmenin derdindedir.

–Vakıf insandır. Bulunduğu her yere huzur veren bir şahsiyettir.

–Diğergâmdır. Önce kendini düşünmek yerine dâimâ “önce kardeşim” der.

Hazret-i Mevlânâ’nın buyurduğu;

“Şems -kuddise sirruh- bana bir şey öğretti:

«Dünyada bir tek mü’min üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin!»

Biliyorum ki yeryüzünde üşüyen mü’minler var; ben artık ısınamıyorum!..” hissiyâtını gönlüne nakşetmiştir.

İsmail Atâ Hazretleri’nin ifâdesiyle; din kardeşlerine karşı dâimâ;

“Güneşte gölge, soğukta kaftan, açlıkta ekmek ol”abilmenin gayreti içindedir.

Rabbimiz, cümlemize “Rahmet İnsanı” olarak ilâhî rahmete lâyık hâle gelebilmeyi lûtf u keremiyle ihsan eylesin.

Âmîn!.. 

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Bat...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 5
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 5
"Osmanlılar`da öyle yükse...
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 4
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 4
"İlâhî takdîre rızâ göste...
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 3
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 3
"Türkler`de eşsiz bir haz...
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 1
Her Medeniyet, Kendi İnsan Tipini Yetiştirir - 1
Ecdâdımız Osmanlı`nın sah...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431320

Bagamoyo Afrika... 4919181

Kasım Sayımız Çıktı! 3490759

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187334

Bkz: Doğu Türkistan 447458

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275903

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS