Bazı fotoğraflar görürsünüz, ön planda oldukça net bir insan veya nesne, arka planda flu-bulanık neredeyse belli belirsiz nesneler veya renkli bir zemin… Fotoğraf bu haliyle oldukça dikkat çekici hatta büyülü bir görüntüye dönüşür. Özellikle portre çekimlerinde bu uygulama (alan derinliği kontrolü) çok iyi sonuçlar verir. Peki alan derinliği kontrolü nedir?
Kısaca tarif etmek gerekirse alan derinliği, netleme yaparak çekimini yaptığımız nesnenin ön ve arkasında oluşan netlik bölgesidir. Daha basit tabirle fotoğrafta net görünen alana denir. Net görünen alan fazla ise alan derinliği çok, net alan az ise alan derinliği sığ diye ifade ederiz. Net alan derinliğini kompozisyonun bir parçası olarak bilinçli kullanma oldukça önemlidir. Özellikle insan fotoğraflarında (Aliye Yavuz’un fotoğrafı) ve makro çekimlerde alan derinliği azaltarak arka planın karmaşıklığından fotoğrafımızı kurtarmak çok çarpıcı kareler çekebiliriz. Manzara türü veya mimari çalışmalarda (Büşra Türk’ün fotoğrafı) ise tüm alanın net görünmesi için net alan derinliğimizi arttırırız. Tabii bunlar vazgeçilmez kurallar değil. Siz oluşturmak istediğiniz kompozisyon ve vurgulamak istediğiniz anlama göre bunların tamamen dışına çıkarak her fotoğraf için farklı alan derinliği uygulamaları yapabilirsiniz.
Değişimin Böylesi
Ülkelerin ve şehirlerin yaşadığı değişimi anlatmaya bazen kelimeler yetersiz kalır. Eski ile yeni arasındaki farkı anlatmak için en ince ayrıntılarını ele alan sayfalarca yazı yazsanız çoğunlukla yetersiz kalır. Bu gibi durumlarda eski bir fotoğraf çok işe yarar.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi aynı zamanda içerisinde bulunduğu Abu Dabi Emirliği’nin de başkenti konumunda bir şehir. Abu Dabi dünyanın en hızlı değişen şehirlerinden birisi. Değişim o kadar hızlı yaşanıyor ki, bunu kelimelerle anlatmak neredeyse imkansız. İki fotoğrafı inceleyince eski ve yeni arasındaki farkı sözcüklerle anlatmanın zorluğunu eminim sizde anlamışsınızdır.
Alan Derinliği Hangi Faktörlere Bağlıdır?
Alan derinliğini etkileyen üç faktör (tablo 1) vardır. Birincisi diyafram açıklığıdır. Diyafram ne kadar açıksa (F değeri düşükse) alan derinliği o kadar sığdır. Diyafram ne kadar kısılırsa (F değeri yükselirse) alan derinliği o kadar artar. İkinci faktör, çekilen nesneye ne kadar yakınsak alan derinliği o kadar sığ olur. Konudan uzaklaştıkça alan derinliği artar. Üçüncü faktör kullandığımız objektifin odak uzaklığıdır. Lensin odak uzaklığı arttıkça (135, 200,300 mm gibi) net alan derinliği azalır. Odak uzaklığı düştükçe (50, 35, 24 mm gibi) net alan derinliği artar.
Fotoğrafın Hikâyesi
Okuyucularımızdan Meryem Betül Yavuz hikayesiyle birlikte bir fotoğraf göndermiş. Kendi dilinden biraz kısaltarak aktarıyoruz:
“Mavi Marmara’ya olan saldırıda kaybettiğimiz vatandaşları anmak ve İsrail’in bu saldırısını kınamak için Çağlayan Meydanı’nda (2010 yılı) binlerce insan toplanmıştık. Yediden yetmişe tek yürek olduğumuz acılı olayda bu ruhu evlatlarına da aktarmak isteyen anneler ve babalar da çocukları ile birlikte oradaydı. Fotoğraftaki çocuk Ali Ramazan. Henüz üç yaşında var yok. O da ailesi ile birlikte Türkiye halkının yanında olmak için bayrağını kapıp gelmiş. Olayın idrakinde olmamasına rağmen anacığının kucağında olanı biteni o çetin bakışları ile seyrediyordu. Alnında olan yarası da bir hayli dikkat çekiciydi. Bir süre Ali Ramazan’ı seyrettikten sonra ağladığını fark edip yanına vardım. Annesi ile konuşmak istedim fakat Türkçe bilmiyordu. Sadece çocuğunun susadığını fakat su bulamadığını beden diliyle bir şekilde ifade etmişti. Yanımızda olan bir meyve suyuyla, susuzluğu bir nebze dinmişti. Sakinleştikten sonra kamerama baktı. Onunla kendisini çekebileceğimi söyledim. Annesi de başını sallayarak onaylamıştı. İşte ortaya çıkan görüntü bu. Biraz ürkek, biraz ilgili, biraz da meraklı. Yine de annesinin kolları arasında güvende ve huzurluydu.”