
Türkiye-ABD ilişkileri tarihinin en kritik günlerinden geçiyor. Bir ileri iki geri giden ilişkiler artık pamuk ipliğine bağlı. Malum, ilişkilerin bozulmasına neden olan birçok konu var. Darbe lideri FETÖ’nün iadesi bunların başında geliyor. Türkiye, ABD’den bir diğer terör örgütü YPG/PKK ile işbirliğini sonlandırmasını istiyor. ABD bin dereden su getiriyor, YPG ile birlikteliğimiz “taktiksel” diyor. İşimiz bitince “ayrılacağız” demeye getiriyorlar. Adamlara, terör örgütüne “silah vermeyin” diyoruz, “tamam bu son” diyorlar ama en ağırından silahlar vermeye devam ediyorlar. Sonra, DAİŞ tehdidi ortadan kalktı, “verdiğiniz silahları geri alın” diyoruz, aklımızla alay edercesine, “ağır silah vermedik ki geri alalım” diyorlar. Türkiye terör örgütü konusundaki kararlılığını ortaya koydukça bize “YPG’yi PKK’dan ayırıp birbirleriyle savaştırma’ önerisini getiriyorlar, hem de ne zaman, YPG eşittir PKK diyen kendi istihbarat raporlarının yayınlandığı gün.
Yani ABD’ye güven sıfıra inmiş durumda. Şurası da çok açık ve net bir biçimde görülüyor. ABD-YPG ilişkisi “taktiksel” filan değil düpedüz “stratejik.”
Peki ABD neden bir terör örgütüne bu denli bel bağlamış durumda?
MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in bu noktada söylediklerine kulak verelim;
“Ortadoğu’daki yeniden sınırların çizilmesi meselesinin ABD’nin çıkarları bakımından bir devlet politikası olduğu ve bunun devamlılık kazandığı açık. O bakımdan Ortadoğu politikasında temelli değişiklikler olmaz ancak ülkeler arası ilişkilerde güven sorununda karşılıklı adımlarla yeni şartlar ortaya çıkabilir. Kullanış şekli değişebilir yoksa Ortadoğu’daki Kürt unsurlardan bunun içine PKK da dâhil ABD’nin vazgeçmesinin bugün için mümkün olmadığını görebiliyoruz.”
Sözün özü Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da sınırları yeniden çizme konusu ABD’nin devlet politikası olarak kaldığı sürece ABD, PYD-PKK’yı kollamaya devam edecektir. Dolayısıyla, Türkiye ile ABD arasındaki “müttefiklik masalının” bitip bitmeyeceği ABD’nin Ortadoğu siyasetinin ne olacağıyla direk ilinti bir mesele haline gelmiştir. Yani, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın son kritik Türkiye ziyareti ile ilişkiler düzelmemiştir, sadece çok daha büyük kriz ötelenmiştir. Bundan sonra ilişkilerin tamamen kopmaması ABD’ye bağlıdır artık. Türkiye açısından bıçak kemiğe dayanmıştır çünkü.