
Başbakan Binalı Yıldırım geçtiğimiz ay sınavlardan öğretmen atamalarına, proje okullardan tam gün eğitime, hükümetinin yaptığı değişikleri değerlendirdi. Eğitim sistemine dair samimi öz eleştiriler ve fikirler veren Yıldırım, eğitimci yazarlarla olan istişaresinin ardından “Keşke bu görüşmeyi daha önce yapsaydık, sınavlarla ilgili bazı şeyler çok daha farklı olabilirdi” dedi ama yapılacak yeni değişiklileri kimsenin kaldıramayacağını da ekledi. Hakikaten de eğitim haberi okurken bile değişiklik, yenilenme, sınav kaldırma haberleri sinir sistemimize zarar veriyor artık... Başbakan Yıldırım’ın konuşmasında dikkat çekici bir diğer önemli yer ise şurasıydı: “Üniversitesiz ilimiz kalmadı. Ama fakülteler açılırken, sanki üzerinde yeterince düşünülmemiş. Her yıl 100 bin öğretmen mezun oluyor. Devlet olarak ne onlara, ne diğer üniversite mezunlarının hepsine iş bulmamız mümkün değil. Dünyanın hiçbir yerinde de her üniversite mezununa devlet iş vermiyor. Peki, işsiz mi kalsınlar? Hayır! Daha iyi planlama yapmalıyız, meslek yelpazesini genişletmeliyiz ki bir yandan istihdam fazlası varken, öte yandan kalifiye elaman eksikliği yaşanmasın.” Yıldırım’ın bu açıklaması da kuşkusuz çok samimi ve özeleştiri içeriyor. Ancak üniversitelerde yüzbinlerce boş kontenjanın olduğu; buna karşılık da yine yüzbinlerce üniversite tercih etmeyen öğrencinin olduğu bir sınav ortamında, bu soruyu siz değil, biz sormalıydık...