
Tırmanan terör ve dış politikada ısınan sular bugüne kadar oynanan oyunun aynı merkezden yönetildiğine dair kanaatleri güçlendirdi. İç ve dış mihraklar diye eskiden beri dilimize pelesenk olmuş bir ifadeyi tashih etmek gerekiyor artık: Mihrak tek. Yine “bize bizden başka dost yoktur” diye tekrarladığımız klişeyi de şöyle düzeltmenin zamanı gelmedi mi: “Bize düşmanlık yapacak yer tektir…” Son dönemde ortaya çıkan gelişmeler kimin kim olduğunu ortaya çıkarttı çünkü. Bu belki daha önce de biliniyor ve yer yer telaffuz ediliyordu ama son gelişmeler kamuoyundaki kanaatleri de bir noktaya taşıdı. O nokta A, B, C planlarına yönelik beklentileri artırıyor ve hatta savaş telaffuzunun bile normal algılanmasına neden oluyor. Ama yine bu nokta itidalin elden bırakılmaması gereken noktadır.
Düşmanın bütün gıdası gerilimin tırmanması, kan ve şiddettedir. Sükûnet, kararlılık ve teenni onu iyice çıldırtacak ve yalnızlaştıracaktır. Karşımızdaki cepheyi genişletmek ancak düşmanın işine yarayacak. Son dönemdeki karşı propaganda da bunu temin etmeye çalışıyor. Savaş ne kendi doğruluğumuzun ne de onların yanlışlığının ispatına ilişkindir; savaş kamuoyunun ikna edilmesi ve saflara dâhil edilmesi savaşıdır ve bu anlamda da psikolojiktir.