
İri gazetenin amiral kaptanlığını bıraktığı günden bu yana yazılarının ayarı kaçan Ertuğrul Özkök “Mobilyaperestlik” başlıklı yazısına GENÇ’in Temmuz 2011 kapağını taşıdı. Bilvesile biz de kendimizin ne olduğunu öğrendik: “Müslüman kesimin “Genç” isimli dergisi…” Aslında yazı Nureddin Yıldız Hocaefendi’nin tespitlerini tartışıyor. Bizim kapağımızı, o görsel ve ifade ile ne dediğimizi bile anlama ihtiyacı hissetmeden yazısının ortasına yerleştiren Özkök, başörtülü kızların hayata daha çok katılmalarına ilişkin akıl yürütmelerde bulunuyor. Söylediklerinin merceğinden kapağımıza bakılmasının ilginç olacağını ifade ediyor. Ortada bir ilginçlik olduğu kesin. Ama bu Özkök’ün ifade ettiği midir, bilinmez. Nureddin Yıldız’ın isminin Nureddin Yılmaz olması, kapak tarihimizin Temmuz 2001 diye verilmesi gibi basit maddi hataları geçelim. Ama şunu geçemeyiz: Artık jübile planları yapan bu köşe yazarı beyefendinin sözleri eşsiz bir ruh haline işaret ediyor. Nasıl bir ruh hali diye sormayın ve Alev Alatlı’nın yeni çıkacak “Beyaz Türkler Küstüler” başlıklı kitabını alıp okuyun.
Alatlı bu kitapta paçozluk adını verdiği yeni bir kavrama yer veriyor ve bir röportajında paçozluğu şöyle tarif ediyor: “Paçoz, kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş. Dostoyevski ‘Puşlost’ (Poshlost) der. Topluma musallat olan, iblis ayarlı, paçozluktur, Puşlost. İşte kitap paçozluğun hikayesi. Puşlost tüm bu kavramları içinde toplayan tanımlama. Bizde de Ömer Seyfettin’in Efruz Bey tiplemesi, Nesin’in Zübük’ü kısmen buna yakındır. Ama benim ele aldığım paçozluk süreci Puşlost’a daha yakın ve korkum o ki, bu iblis Türkiye’ye yerleşmektedir. Paçozluğun dini, ırkı, sınıfı, cinsiyeti, ırkı yoktur ve giderek Türkiye’ye yerleşiyor.”
Bence GENÇ bir de paçozların iktidarını kapak yapmalı. O kapağın görselinde gönderdeki flamanın ne olacağını hiç tartışacağımızı düşünmüyorum.