
Türkiye, İsrail ile tarihinin en gergin günlerini yaşıyor. O derece ki iki ülke savaşın eşiğinde dolaşıyor. One minute, alçak koltuk, Mavi Marmara ve nihayetinde Palmer Raporu’nun ardından İsrail Büyükelçisinin Türkiye’den şutlanmasıyla artık ipler kopmuş durumda…
Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından Mısır-İsrail ilişkileri de benzer durumda. Askeri yönetim değil ama Mısır halkı, İsrail büyükelçisini, metazori ile de olsa “istenmeyen adam” ilan edip kapıyı gösterdi…
Ürdün halkı da İsrail ile ilişkilerin sonlandırılması yönünde yönetimlerine baskıyı sürdürüyor.
Velhasıl, her geçen gün daha da yalnızlaşan İsrail’in nefes alması zorlaşıyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun şimdilerde, sözüm ona anti-İsrailci söylemiyle adı ön plana çıkmış Suriye’deki Baas rejiminin yıkılmaması için dua edenlerin başında geliyordur herhalde. Çünkü Suriye’de de halk devriminin gerçekleşmesi inanın İsrail’in nefes almasını çok daha zorlaştıracaktır.
Evet, Suriye’deki Baas yönetimi, antiİsrail söylemiyle meşhur olmuştur. Ancak bu hakikati yansıtmamaktaydı. Beşşar Esed, anti-İsrail söylemini hep özgürlük isteyen halkını ezmek için kullanmıştı. İsrail’e karşı bir tek kurşun sıkmayan sözde anti-İsrailci bu yönetim, aylardan bu yana tanklarla, toplarla kendi halkına ölüm kusmakta...
Suriye’li tanınmış karikatürist Ali Ferzat, yukarıdaki karikatürü ile bu gerçeği çok güzel anlatmakta. Ferzat bunları çizebildi diye Suriye’ye fikir özgürlüğü var zannedilmesin. Ünlü karikatürist hakikatleri çizgileriyle anlatmasının bedelini Baas yönetimi tarafından kollarının kırılıp, komalık oluncaya kadar dövülmesiyle ödemiştir.