S. Bilgehan Eren
Ne demişti Baba Eren; “Sen bu yolun yükünü çekemezsin. Bu iş kendi muradından geçip, başkasını (Hakk’ın muradını) murad edinmektir.” Ve ne demişti İmam-ı Rabbani Hazretleri, mürid mürşidinin önünde, “Gassâl elindeki meyyit gibi” olacak.
Şöyle diyordu mütefekkir: “Lisan mânâya mezardır.” Mezar; beşiklik, döşeklik etmek…
Bunu “Baş”ta tutarak birazcık yol alalım…
Operatör, “operasyon” yapan…
Operasyon; işlem… Tıp dilinde ameliyat… Belli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik elde edilecek sonuç için alınan önlemlerle yürütülen iş ve uygulamaların tümü. Misal, “filanca örgüte polis tarafından operasyon yapıldı” gibi haberleri basında sık sık görür, duyarız.
Operatör, “opera” eden…
Opera?.. Opera; Latince “opus”tan… Opus; “eser” demek… Opera, “eser”in çoğulu… O’pera; sözlerinin çoğu şarkılı olarak söylenen, sahnede oynanmak üzere yazılmış din dışı, tiyatro eseri. Bir başka anlamı da bu eserlerin oynandığı tiyatro ve bunu oynayan topluluğa verilen isim. (Beyoğlu’nun eski isminin “Pera” olmasının, opera ile ilgisi var mıdır acaba?..)
Operatör… Hatırlayalım… Eskiden herkes bilgisayar kullanmadığı (kullanamadığı) için, kullanıcılara “bilgisayar operatörü” denilirdi. Yani, bilgileri işlemesi için makineleri kullanan, veri giren kimseler. Bunun yanında, “kepçe operatörü”, filan operatörü gibi, tamlama şeklinde de kullanıyoruz. Yine aynı şekilde, operatör, eskiden matbaalarda, dizgi yapan kimse. Eskiden diyoruz çünkü artık baskı için böyle bir işlem yok.
Operatör, ameliyat yapan doktor. (Yani her tabip, operatör değil!)
İmdi… Peki cerrah?.. Ameliyat uzmanı hekim.
Ameliyat?.. “Amel”in çoğulu… Amel?.. Bir maksat güderek yapılan iş, hareket, çalışma. Eser, ürün, uygulama…
Cerrah?.. Arapça “cerh” kökünden… Buraya dikkat!.. “Cerrah”ın ilk anlamı, yaralılara yardım eden kişi demek. Yukarıda ameliyat uzmanı hekim dediğimiz, aslında ikinci anlam.
Cerrah… Yaralılara yardım eden… Tedavi için kesen, biçen, diken… Yarayı sağaltan…
Cerrah “şerh eden”…
Şerh?.. Açma, yarma, kılı kırk yarma… Bir metnin, kitabın anlaşılmasını sağlayacak biçimde yapılan yorum. Bir konuyu açıklamak için yazılmış kitap. Açık açık anlaşılır ve ayrıntılı olarak anlatma, izahat. Tapu vb. kütüklerde yan tarafa yapılan açıklamalar; düşülen notlar. (şerh etmek, şerh düşmek şeklinde de kullanırız)
İnşirah… Şerh kökünden…
İnşirah… Kur’an-ı Kerim’deki 94. sure...
Hatırlayalım (mealen):
“Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Ve senden yükünü indirmedik mi? Ki o yük senin belini bükmüştü. Senin şanını yükselttik.
Demek ki, bir zorlukla beraber bir kolaylık var.
(…)”
İnşirah?.. İç açılması, gönül açılması, ferahlık…
Cerrah “inşirah”a vesile olan…
Cerrah elinde bıçak olan değil, gönlünde neşter olan… Keser, biçer, kanatır lâkin şifaya vesile olur. Ne demişti Baba Eren; “Sen bu yolun yükünü çekemezsin. Bu iş kendi muradından geçip, başkasını (Hakk’ın muradını) murad edinmektir.” Ve ne demişti İmam-ı Rabbani Hazretleri, mürid mürşidinin önünde, “Gassâl elindeki meyyit gibi” olacak.
Hacı Bektaş’ın kapısında, himmet değil, buğday istemişti Yunus. Sonra da pişman olmuştu… Geri dönmüştü ama “artık onun anahtarı bizde değil, Tapduk’tadır” cevabını almıştı. Ne demişti Tapduk Yunus Emre’ye: “Senden dünya kokusu geliyor.” Ondan sonra, Yunus, kırk yıl eğri odun geçirmeyecekti işte o dergâhtan… (Aşk lisanıyla yazdığı ve Türkçe’nin şiir zirvesi sayılan mısraları da malumumuz...)
Ezcümle, her nefse, cerrahî müdahale şarttı ve bugün de her hastaya bir cerrah şart. Şifa bulanlardan olabilmemiz duasıyla…