
Amerika, müttefiki Türkiye’nin yoğun ısrarına rağmen bir türlü terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi desteklemekten vazgeçmiyor. Vazgeçmek bir yana ağır silahlara boğuyor. Peki neden? Bir müddettir siyasi analizlerde en çok cevabı aranan soruların başında geliyor bu soru. Biz de ABD’nin terör hamiliğinin gerekçelerine ilişkin dillendirilenleri sıralamaya çalışalım:
-ABD, uzun zamandır örmeye başladığı Kürt devletinin taşlarını PYD üzerinden örmeye devam ediyor. Konjonktür buna son derece müsait. Bölgeyi biraz daha parçalayıp bölerek kaosla yönetmek istiyor…
-ABD bu stratejisini de maşalar üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu anlamda en kullanışlı olanı PYD. Bir kere “İslamcı” değiller. Seküler imajlarıyla bölgedeki İslami hareketlerin panzehiri sayılıyorlar.
-Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye dosyasına bakan en yetkili ismi Jonathan Cohen diyor ki; “YPG’ye hiçbir vaatte bulunmadık. İlişkimiz geçici, taktiksel ve ‘al-ver’e dayalı.” Bu açıklamaya göre ABD, PYD’yi konjonktür gereği destekliyor ya da daha doğru ifadeyle kullanıyor. İşi bitince atacak. Geçmişte pek çok kez olduğu gibi…
-Seçildiği günden beri ABD’deki çok geniş bir çevreyle başı belada olan Trump’ın acil bir başarıya ihtiyacı var. Rakka’nın DAİŞ’ten temizlenmesi başarı hikayesi olarak ABD’de satılabileceği söyleniyor…
-ABD bunu neden Türkiye ile yapmıyor peki? Yapmıyor çünkü bunun Türkiye’nin de işine yarayacağını düşünüyorlar. Böyle bir şeyi de istemiyorlar. Çünkü Trump’ın çevresinde inanılmaz bir İslamofobik çevre var. İslam ve onun siyasi temsilcisi olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde akıl almaz bir karalama kampanyası yürütüyor söz konusu Evanjelist kadro.