• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Genç Haber Merkezi
  • Efendimiz`in İkinci Annesi: Ümmü Eymen

Efendimiz`in İkinci Annesi: Ümmü Eymen

27.05.2017 22:04
Genç Haber Merkezi
5275
Asude Usluer Uğurlu

Peygamberimiz (s.a.s.) doğmadan önce babasını, altı yaşında da annesini kaybetmişti. Hem yetim hem de öksüz olarak büyüdü. Fakat birçok kadın, bir anne şefkatiyle o yüce Peygamber’i bağrına bastı. Ona annesizlik acısını hissettirmemek için ellerinden gelen gayreti gösterdiler. İşte bu hanımlardan birisi de Ümmü Eymen (r.a.) idi.

Peygamberimizin Ehl-i Beyt ’ten saydığı ve “annemden sonra annem” diyerek iltifat ettiği bu büyük İslam hanımının asıl ismi, “Bereke binti Salebe” dir. Uzun yıllardan beri peygamber ocağının hizmetlerini görüyordu. Peygamberimizin babası Abdullah’ın vefa¬tından sonra da aynı evde kaldı. Artık hem anne Âmine’nin hem de Peygambe¬rimizin yardımcısıydı. Re¬sû¬lul¬lah (s.a.s.) altı yaşına geldiğinde, Hz. Âmine, yanına Ümmü Eymen’i de alarak Medine’ye gitti. Niyeti hem oradaki akrabasını hem de kocası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmekti. Bir ay Medine’de kaldılar. Ümmü Eymen (r.a.) Medine’deki bir hatırasını şöyle anlatır: “Bir gün Yahudi âlimlerinden ikisi yanıma geldi. ‘Bize Ahmed’i çıkar.’ dediler. Ben de onu dışarı çıkardım, iyice incelediler. Sonra da, “Bu çocuk, peygamberdir. Bura¬sı da onun hicret edeceği yerdir. Bu memlekette büyük savaşlar olacaktır” dediler. Ümmü Eymen (r.a.) onların bu konuşmalarından sonra çok korkmuştu, “sev¬gili oğluna” bir zarar vermelerinden endişe duyuyordu. Herhangi bir tehlikeye karşı onu korumak için, Peygamberimizin yanından ayrılmamaya gayret gös¬terdi. Nihayet Mekke’ye hareket günü gelmişti. Ümmü Eymen buna çok sevindi. Artık Yahudilerin Re¬sû¬lul-lah’a bir zarar veremeyeceklerini düşünüp rahatladı. Bu üç kişilik kafile Medine’den ayrıldılar. Mekke’ye doğru yola koyuldular. Neşeli bir şekilde yollarına devam ediyorlardı. Fakat biraz sonra beklemedikle¬ri bir şey oldu. Hz. Âmine birdenbire rahatsızlandı. Hz. Âmine bu hastalıktan kurtulamayıp vefat edeceğini anlamıştı. Başucunda duran Peygamberimizin yüzüne baktı, bir rüyasını hatırladı. Şöyle dedi:

“Şayet rüyada gördüklerim doğruysa, sen Celal ve bol ikram sahibi olan Al¬lah tarafından Âdemoğullarına helal ve haramı bildirmek üzere peygamber gönderileceksin. Sen, teslimiyeti, ceddin İbrahim’in (a.s.) dinini yerleştirecek¬sin. Cenab-ı Hak seni devam edegelen putlardan, putperestlikten koruyacak¬tır. Her yaşayan ölür, her yeni eskir. Her yaşlanan zeval bulur. Evet, ben de öle¬ceğim. Fakat devamlı anılacağım. Çünkü temiz bir evlat dünyaya getirdim. Ar¬kamda hayırlı birini bırakıyorum.”

Hz. Âmine bundan sonra ciğerparesini Ümmü Eymen’e emanet etti. Ona iyi bakması ricasında bulundu. Çok geçmeden de ruhunu teslim etti. O sırada 30 yaşında bulunuyordu. Peygamberimiz böylece altı yaşındayken öksüz kalıyor¬du. Cenab-ı Hak, sevgili Resulüne, küçük yaşından beri her türlü acıyı tattırıyor ve onu kemale erdiriyordu ki, ümmetine tam örnek olabilsin; ona iman edenler, peygamberlerinin çektiği sıkıntıyı hatırlayarak teselli bulsunlar, karşılaştıkları musibetlere sabretsinler…

Ümmü Eymen’in sırtına artık ağır bir yük yüklenmişti. Ağlamak hıçkırmak istiyor, fakat Peygamberimizin üzüleceğini düşünerek vazgeçiyordu. Kendini toparladı. Bundan sonra ona annesinin yokluğunu hissettirmeyecekti. Bunun için de elinden gelen fedakârlığı göstermeye çalışacaktı. Öz evladıymış gibi mübarek yavruyu bağrına bastı. Sonra da onu şöyle teselli etti:

“Üzülme, ağlama canım Muhammed’im! İlahî kadere karşı boynumuz kıldan incedir. Can da O’nun, mal da… Hepsi bize emanet. O, emaneti nasıl vermişse öy¬le alır.”

Sevgili Peygamberimizin gözü yaşlıydı. Artık hem yetim hem de öksüz kal¬mıştı. Babasının yüzünü hiç görmemişti. Bundan sonra annesinin de yüzünü göremeyecekti. Gözyaşları arasında, “Ben de biliyorum. O’nun hükmüne her zaman boyun eğerim. Fakat anne yüzü unutulmayacak bir yüzdür. O yüzü tek¬rar göremem diye üzülüyorum!” dedi. Fakat kendisini toparlamakta gecikmedi. Annesine karşı son vazifesini yerine getirmek istiyordu. Yaşından beklenme¬yen bir olgunluk içerisinde dadısına şöyle dedi: “Haydi. O, emaneti sahibine teslim etti. Biz de onun na’şını toprağa teslim edelim de rahat etsin.” Biraz sonra annelerin en şereflisini, en bahtiyarını birlik¬te defnettiler. Artık Re¬sû¬lul¬lah’ı Mekke’ye götürme vazifesi Ümmü Eymen’e kalmıştı. Pey¬gamberimizi deveye bindirdi. Birlikte yola çıktılar. Beş günlük meşakkatli bir yolculuktan sonra Mekke’ye ulaştılar. Ümmü Eymen gözyaşları arasında Pey¬gamberimizi, dedesi Abdülmuttâlib’e teslim etti. Fakat gerek dedesinin yanında bulunduğu sıralarda, gerekse onun vefatından sonra amcası Ebû Tâlib ’in hima-yesinde iken, Peygamberimizin hizmetinde bulunmaktan geri durmadı. Bunu kendisi için büyük bir şeref saydı. Aradan yıllar geçti…

Peygamberimiz 25 yaşına gelmişti. Herkes onu seviyor, “Mu¬hammedü’l-Emîn” diye tanıyordu. O sırada kendisinden 15 yaş büyük, dul, fakat Mekke’nin en şerefli kadını Hz. Hatice ile evlendi. Hatice validemiz zen¬gindi. Bütün servetini sevgili beyinin emin ellerine teslim etti. Peygamberimiz, bir anne şefkatiyle kendisini bağrına basan, ancak bir anne¬nin yapabileceği kadar fedakârlık gösteren sevgili dadısını unutmamıştı. Ona her türlü maddi yardımda bulunuyor, bir evladın annesine duyabileceği saygı kadar hürmet gösteriyordu. Bu arada sevgili dadısının bir yuva kurmasını temin etti. Onu Ubeyd bin Zeyd ile evlendirdi.

Peygamberimiz 40 yaşına geldiğinde, Cenab-ı Hak onu kendine muhatap seçti ve peygamberlikle vazifelendirdi. Çocukluğundan beri kendisine sadakat elini uzatan Üm¬mü Eymen, başından beri onun mühim bir şahsiyet olacağını tahmin ediyordu. Çünkü gerek doğumunda gerekse doğumundan sonra birçok harika hâline şahit olmuştu. Bu sebeple onu hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Devamlı yanında yer aldı. Davete başladığı zaman da onu yalnız bırakmadı. Te¬reddütsüz iman ederek Re¬sû¬lul¬lah’ı sevindirdi. O devirde Müslüman olmak, akıl almaz işkenceleri peşinen kabul etmek de¬mekti. Ümmü Eymen de (r.a.) bu acı işkencelerden hissesini aldı. Fakat imanın¬dan zerre kadar taviz vermedi. Çünkü bu yolda ölmeyi büyük bir şeref sayıyor¬du. İşkenceler tahammül edilemeyecek bir duruma geldiğinde önce Habeşis¬tan’a, sonra Medine’ye hicret etti. Böylece “iki hicret” sevabı birden alıyordu. Ümmü Eymen (r.a.) Mekke’de olduğu gibi Medine’de de Re¬sû¬lul¬lah’ı bir an ol¬sun yalnız bırakmadı. Hizmetinden geri durmadı. Peygamberimizin bahtiyar dadısı mütevekkil biriydi. En zor durumlarda bile Ce¬nâb-ı Hak’tan ümidini kesmez, O’nun yardım edeceğine inanırdı. Bu teslim ve tevekkülünün mükâfatını bazen peşin olarak görürdü.

Bir Daha Hiç Susamadı…

Hicret ederken, Revha yakınlarında gecelemişti. Çok susamıştı. Yanında bir damla dahi su yoktu. Hiç telaşlanmadı. Çünkü kullarına karşı son derece mer¬hametli olan Rabbinin, kendisini gördüğüne ve durumunu bildiğine inancı son¬suzdu. Susuz ve bitap düşmeyeceğinden emindi. Nitekim Cenâb-ı Hakk’ın yar¬dımı gelmekte gecikmedi. Semadan beyaz bir urgana bağlanarak sarkıtılmış bir kova gördü. Cenâb-ı Hakk’a hamd ve şükür ederek kalktı, kovanın yanına gitti. İçi tamamıyla berrak ve buz gibi bir suyla doluydu. Kana kana içti. Tamamen su¬suzluğu geçti ve rahatladı. Bu vakayı nakleden Ümmü Eymen (r.a.) şöyle der:

“Artık bundan sonra bir daha hiç susamadım.”

Cennet Ehlinden Biriyle Evlenmek İsteyen Ümmü Eymen’le Evlensin…

Ümmü Eymen’in bir diğer vasfı da, gözü pek bir iman fedaisi olmasıydı. İslam davası uğruna hayatını ortaya koymaktan hiçbir şekilde çekinmezdi. Bütün sahabiler gibi Ümmü Eymen de (r.a.) Peygamberimizi çok severdi. Hayatını Peygamberimize feda edebilecek bir imana sahipti. Re¬sû¬lul¬lah’ı de¬vamlı sevinçli görmek ister, onun üzülmesine hiç tahammül edemezdi. Re¬sû¬lul¬lah ile birlikte sevinir, onunla birlikte üzülürdü. Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) hasta bir çocuğu kucağına al¬mıştı. Çocuk hastalığın tesiriyle inliyordu. Peygamberimiz şefkatinden ağladı. Re¬sû¬lul¬lah ’ın ağladığını gören Ümmü Eymen de (r.a.) ağlamaya başladı. Peygamber Efendimiz, “Re¬sû¬lul¬lah yanındayken niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Ümmü Eymen (r.a.) ona olan sevgisini şöyle ifade etti:

“Re¬sû¬lul¬lah ağlarken ben nasıl olur da ağlamam?”

Ümmü Eymen (r.a.) kocası Ubeyd bin Zeyd ile (r.a.) mesut bir hayat yaşıyordu. Hz. Ubeyd, Huneyn Savaşı’na katıldı. Kahramanca mücadele etti ve şehadet mertebesini kazandı. Ümmü Eymen (r.a.) bu haber karşısında hiç metanetini bozmadı. Şehit hanımı olmayı kendisi için büyük bir şeref saydı ve Allah yo¬lunda karşılaştığı bu musibete sabretti. Peygamber Efendimiz, kendisine annelik yapan, imanı uğrunda her türlü yokluk, çile ve ıstıraplara göğüs geren, hatta bunun için işkencelere maruz ka¬lan fedakâr dadısını tek başına bırakmadı.

Bir gün Ashabına hitaben, “Cennet ehlinden bir kadınla evlenmek isteyen, Ümmü Eymen’le evlensin.” buyurdu. Böylece onun cennetlik bir kadın olduğuna işaret ediyordu. Ümmü Eymen, Rasulullah’ın kendisi hakkındaki bu sözünü duyunca sevinçten ne yapacağını şa¬şırdı. Öyle ya, bir Müslüman için bundan daha büyük bir saadet düşünülebilir miydi? Rasulullah’ın davetine ilk icabet eden, evlatlığı Zeyd bin Hârise (r.a.) oldu. Hz. Zeyd genç bir sahabeydi. Ümmü Eymen gibi yaşlı bir kadınla evlenmeye sırf Allah’ın Resul’ünü memnun edebilmek için talip olmuştu. Peygamberimizin rı¬zasını dünyevi lezzete tercih etti. Bundan sonra Re-sû¬lul¬lah (s.a.s.) bu büyük sahabesi ile sevgili dadısını nikâhladı. İşte, babası gibi büyük bir sahabi olan İslam kumandanı Üsâme bin Zeyd (r.a.) bu evlilikten dünyaya geldi. Ümmü Eymen (r.a.) Peygamberimizin vefatında yanında bulundu. Gözyaş¬larını tutamıyordu. Ona, “Niçin bu kadar ağlıyorsun?” dediler. “Ben vahyin ke¬silmesine ağlıyorum!” cevabını verdi. Bu büyük İslam kadınına Peygamberimizden sonra Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer de layık olduğu hürmeti gösterdiler. Çünkü Rasulullah’ın değer verdiği kimseler sahabile¬rin yanında da kıymetliydi. Bu sebeple zaman zaman ziyare¬tine giderler, varsa ihtiyaçlarını görürlerdi. O da dua ederdi. Yaşı bir hayli ilerleyen Ümmü Eymen (r.a.) Hz. Osman’ın halifeliğinin ilk yıllarında vefat etti. Onun rivayet ettiği bir hadis-i şerif şöyledir: “Hiçbir farz namazı kasten terk etme. Kim namazı kasten terk ederse, Allah ve Resul’ünün koruma ve teminatından mahrum kalır.”

KAYNAKLAR

1. Gülşen Gazel, Sahabi Annelerimiz, Gündönümü Yayınları, 2009, İstanbul

2. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Şamil Yayınevi, 1987, İstanbul

3. Hasan Ege, Siret-i İbni Hişam Tercümesi, Kahraman Yayınları, 2006, İstanbul

4. İbnü’l Esir, El Kamil Fit’tarih, Hikmet Neşriyat, 2008, İstanbul

5. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, İrfan Yayımcılık, 2003, İstanbul

 

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Asude Usluer Uğurlu

1991 Ayrancı doğumlu. 2012’de Eskişehir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Onur Belgesiyle mezun oldu. Arapça dili konusunda 4 yıl özel eğitim aldı. Ayrıca Osmanlıca konusunda da eğitim aldı. 4 yıl özel bir müessesede Arapça dili üzerine eğitim verdi. Aile ve Çocuk Gelişimi konusunda eğitim alıp 1 yıl dini eğitim veren özel bir kreşte öğretmenlik yaptı. Daha sonra Konya’da Halk Eğitim bünyesinde bayanlar...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Ocak sayıs...
GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Aralık say...
GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Kasım sayı...
GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!
Gençliğin nabzını tutan d...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431552

Bagamoyo Afrika... 4919355

Kasım Sayımız Çıktı! 3498467

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187883

Bkz: Doğu Türkistan 480315

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287662

10 Soruda Sen Kimsin? 276190

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS