Türkiye’de okuryazarlık oranı gibi kitap okuma oranı da her geçen gün yükseliyor. Bunda eğitimde eşitliğin sağlanmaya çalışılmasının etkisinin olduğu muhakkak. Ders kitaplarının bile paralı olduğu günlerden, bırakın ders kitabına para vermeyi ”yeter ki okuyun” diyerek neredeyse ücretsiz her kitaba ulaşabileceğimiz bir dönemdeyiz. Ama kitap okuma oranlarındaki bu artış, kitap yayınlama oranlarına yansımadı. Ters orantılı şekilde, 2016 yılında yayımlanan kitap sayısı 54 bin 446 olurken, bu oran geçtiğimiz yıla göre yüzde 3,5 azaldı. TÜİK verilerine göre, en fazla düşüş yüzde 57, 8 ile e-kitaplarda olurken en fazla artış bir önceki yıla göre yüzde 9,9 ile akademik yayınlarda oldu. Bu sonuç sanılanın e-kitapların çok da tercih edilmediğini göstermiş oldu. Yayımlanan kitapları konularına göre incelendiğimizde yüzde 27’sinin eğitim, yüzde 20,5›inin yetişkin kültür, yüzde 16,8’inin yetişkin kurgu edebiyat, yüzde 15,8’inin çocuk ve ilk gençlik, yüzde 13,7’sinin akademik ve yüzde 6,1’i ise inanç alanlarında olduğunu görüyoruz. Kitap okumayı bir alışkanlık; gereksinim haline getirmeye başlıyoruz, demek ki özgün çalışmalar yapmak gerekiyor.