Avrupa’nın gündeminde Türkiye var: Alman gazetesi Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla başlayan karşılıklı yaptırımlar, kimi zaman gerginliğe hatta aşırılıklara neden oldu. Özellikle Almanya merkezli hareketlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Başbakan ve bakanlarımızın Avrupa’daki toplantıları iptal edildi, engellendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’nın yaptırımlarına hitaben “Sizin şu andaki uygulamalarınız geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil, bunu böyle biliniz” demiş, Almanya’nın cevabı ise yine engellemeler ve “Bu sözler kabul edilemez” şeklinde olmuştu. Olayların patlama noktası ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya’nın Hollanda Rotterdam’daki Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu’na girişinin Hollanda polisi tarafından engellenmesi ve bu durumu protesto eden Türklere uygulanan şiddet oldu. Akabinde Hollanda’nın aşırı sağcı ve ırkçı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders ise skandal boyutta bir yorum yaparak, Avrupa ülkelerinin Türk bakanlara yönelik tutumu için “Bu sadece başlangıç” dedi. Tam bu sırada İsviçre’de Türkiye-Erdoğan karşıtı bir gösteri yürüyüşü yapılırken sınır komşumuz Bulgaristan da Türk vatandaşlarının oy kullanmak için sınırdan geçmek istemelerine izin vermedi. İslamofobinin yükseldiği bu ortama Türkiye’den destek veren sesler de oldu tabii, ülkemize karşı yapılan bu muameleleri mübah görenler “Tüm bunlar “evet”leri artırıyor” dedi. Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını yavaş yavaş fark eden Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ise “Hayal kırıklığı ve kızgınlıkla tüm diyalog kapılarını kapatmak yanlış olur. Bu komşu ülkeyle ilişkilerimiz nasıl olacak? Türkiye dünya üzerinde yer değiştirmeyecek” diyerek Türkiye ile ilişkilerin kesilmemesi gerektiğini söyledi. Diyaloğumuz tabii ki devam edecektir ama bu nasıl ve hangi şartlarda olacak, artık buna sadece siz karar vermeyeceksiniz...