Her mevsimin kendine göre güzellikleri var. Farkında olmak, görmek ve yaşamak gerekli. Çünkü başka aylarda göremeyeceğiniz bir çok güzelliği kışın en soğuk bir ayında görme şansınız var. Sadelik ve sakinlik, beyaz, temizlik, gizem ve tabiatın sessizliği fark edebilene çok özel duygular yaşatabilir.
Sert geçen bir kışın sonuna geldik sayılır. Ancak bir çok bölgede Mart ayının da oldukça soğuk ve kar yağışlı olduğunu göz önüne aldığımızda, hâlâ çok güzel bir kış fotoğrafı çekme şansımız devam ediyor demektir. Ayrıca kış deyince sadece kar yağışı aklınıza gelmesin. Çok üşümüş bir çocuğun ağzından çıkan duman, soğuktan bir birine sokulmuş hayvanlar, dışarıda yiyecek bulamamış kuşların evlerinin pencere kenarına gelip camdan içeri bakmaları da hep kışın güzel karelerinden yansımalar olarak görmek gerekli.
Örnek olsun diye geçtiğimiz aylarda gönderilen birkaç fotoğrafı köşemizde kısa kısa değerlendirmeye alıyoruz.
Fatima Güçlü’nün gönderdiği kar altında kalmış tek yaprak fotoğrafı bunlardan ilki olsun. Fotoğraf anlık itibariyle çok güçlü mesajlar veriyor okuyabilene. Tek başına kalmış bir yaprağın, soğuk ve rüzgarlı günlere dayanıp, kar altında buzlaşmış dala inatla tutunmaya devam etmesi, varlık mücadelesi vermesi çok anlamlı en başta. Ayrıca beyazlar içinde tek renkli yaprağın zıt görüntüsü de güzel bir kontrast oluşturmuş. Alan derinliği ve kadrajın biraz daha geniş tutularak genel atmosfer hakkında daha fazla bilgi vermesi bu fotoğraf için aklıma ilk gelen tavsiye olurdu.
Fotoğrafta genel atmosfer içinde görünür renkleri kullanmak, zıt nesneleri, fikirleri, düşünceleri ele almak, çarpıcı fotoğraflar için kullanılabilecek yöntemlerden birisidir. Bir önceki fotoğrafta beyaz kar manzarası içinde turuncu yaprağın kullanılması gibi… Saliha Büyükacar’ın gönderdiği kar altında kalmış araba fotoğrafı bu öğelerin bir kaçını bir arada kullanabilmeyi başarması bakımından değerli bir fotoğraf olmuş. İlk önce beyaz kar manzarası içinde mavi renk hemen görünmeyi sağlıyor. Ayrıca soğuk kış manzarası içinde kapısı dahi olmayan yazlık bir araba ciddi bir tezat oluşturarak haddinden fazla dikkat çekmeyi başarıyor. Bu haliyle, içine dolmuş kar taneleri ve doğal duruşuyla bu mevsimin arabası olmadığını hâl lisanıyla çok güzel ifade etmiş oluyor.
Nur Çicek’in etrafı karla kaplı yolda tek başına giden araba fotoğrafı çok anlamlı. Genişçe bir yolda tek başına giden araba yalnızlığı, kış, kar ve soğuk atmosferini bir sayfalık güzel bir tasvir nesir yazısı tadında bir kareyle özetleyiveriyor sanki. Fotoğrafın genel atmosferinin daha güçlü görünmesi için gökyüzünden ve sağ taraftan fazla görünen boşlukları bir miktar kırptığımızı belirtmeliyim bu arada. Aslında bu tür düzenlemeleri hemen hemen hiç yapmıyoruz fotoğraflar için. Ancak bu karenin daha çarpıcı hale gelmesi için bu düzenleme gerekliydi diye düşünüyoruz. Eminim Nur hanım orijinal haliyle karşılaştırdığında belirgin farkı hemen görecektir.
Mustafa Fatih Şen’in daha önce fotoğrafını değerlendirdik mi hatırlamıyorum. Herhalde bu ilk fotoğrafı olacak. İlk önce fotoğrafla ilgili benim gözlemleyebildiğim senaryoyu aktarayım; bölünmüş bir yolda arabayla hızla giderken karşı yolu da içine alan bir kar manzarası çekmeye karar veriyor. Ardından da ağaçları gördüğü yerde hızla fotoğrafı çekiyor. Yer olarak iç anadolunun düz bir yerleri, belki Aksaray, belki Konya yolu. Bilmiyorum bu mizansen ne kadar uydu. (Doğrusunu belki Fatih bizimle paylaşır!)
Şunu öncelikle belirtmem gerekiyor; Hareket halinde arabayla fotoğraf çekmek çoğunlukla istenilen sonucu almayı çok zorlaştıran bir unsur. En başta düzgün bir kadraj oluşturmak neredeyse imkansız. İkincisi hareket halinde olunduğu için netlik problemi kaçınılmaz hale geliyor. En önemlisi de fotoğrafı hissederek, kare içinde ayıklama-ekleme unsurları vizörden bakarak karar verme şansının hiç olmaması. Bu sebeple o iki küçük ağacı yakalaması bile başarı bence.