Londra Merkezli düşünce kuruluşu Chtaham House araştırmacısı ve gazeteci Hüseyin Abdül Hüseyin, milyonlarca Amerikalının Trump’ın Müslümanlara yönelik seyahat yasağını protesto etmesine rağmen, bazı Arap ülkelerinin destek açıklamasında bulunması ya da böyle bir yasak yokmuş gibi davranmış olmasını şaşırtıcı olduğunu söylüyor ve uyarıyor:
“Müslüman Arap yetkililer, Trump’ın başının sadece siyasi İslam’la hoş olmadığına inanıyor; halbuki Trump’ın ılımlı Müslümanlarla radikallerin arasındaki farkı dahi bilmiyor olması kuvvetle muhtemel. Trump’a ve onun gündemini belirleyen ekibe göre Müslümanlar, Araplar, Türkler ve İranlılar arasında gerçekte hiçbir fark bulunmuyor. Trump ve yandaşları Müslüman Araplarla gayri-Müslim Araplar, Müslüman İranlılarla gayri-Müslim İranlılar arasında da bir fark göremiyorlar.”
Abdül Hüseyin, Trump’ın ”iyi bir Müslümanla” ”kötü bir Müslümanı” birbirinden ayırabileceğini düşünen yöneticilerin yakın zamanda yanılabilecekleri uyarısında da bulunuyor ve ekliyor: “Kısa vadeli siyasi kazanımlar elde etmek için Trump’ın bir müttefik olarak görülmesinin, yanlış kaynaklardan beslenerek oluşturulmuş bir politika olduğu ortaya çıkabilir. En sevmediği grup olan Müslümanlarla işi bittikten sonra Trump’ın, bu Müslümanlardan kurtulmasına yardım eden diğer Müslümanların peşine düşmesi an meselesi olabilir ve Trump, Müslümanlarla işi bittikten sonra Çinlilerin, Hintlilerin (veya danışmanlarının Batı’dan daha aşağı bir medeniyet seviyesinde gördüğü herhangi bir milletin) üstüne yürüyebilir.” Meşhur sarı öküz hikayesini hatırlatan dikkat çeken, çarpıcı bir analiz.