Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkeleri ziyareti sırasında İran’ın bölge politikalarını eleştirerek ilk kez Pers milliyetçiliği ifadesini kullanması tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”Birileri hem Suriye’nin hem Irak’ın bölünmesini istiyor. Irak’ın bölünmesi çalışmasını yapanlar var. Oradaki etnik bir mücadele, çünkü orada da bir Pers milliyetçiliği olayı var. Bu Pers milliyetçiliği olayıyla da orada bir bölünme söz konusu. Bunların önünü kesmemiz gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.
İran’dan itirazlar yükselse de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullandığı Pers milliyetçiliği kavramının aslında İran’ın bölgedeki yayılmacılığını açıklamak için en doğru ifade olduğu dillendirildi siyasi analizlerde.
İran’ın, Şiilik üzerinden kendi emperyalist hedeflerine ulaşmaya çalıştığı yadsınamaz bir gerçek. Bu uğurda Şiiliği bir kaldıraç olarak kullandığı öteden beri dillendirilen bir vakıa. Aksi söz konusu olsa Azerbaycan-Ermenistan geriliminde bırakın Müslüman bir devletin yanında olmayı, bütün dünyada Şiilerin hamisi rolüne soyunan İran yönetiminin büyük çoğunluğu Şii olan Azerbaycan ile hasmane ilişkiler içinde olmazdı, değil mi?
“Sorunun adını doğru koymak: Pers milliyetçiliği” başlıklı makalesinde Ceren Kenar’ın dediği gibi İran’ın bölgedeki yayılmacı politikalarının asıl motivasyonu son derece realist faktörler belirliyor. Şii cihadı söylemi kullanılsa da, asıl belirleyici faktör bir ulus devletin emperyal hevesi.