28.02.2017 12:29

Dünya Gündemi

2689

Anlaşılan o ki İsrail’de Binyamin Netanyahu hükümeti Trump dönemi ile birlikte işgal altındaki topraklarda sürdürdüğü gaspı bir adım öteye taşıyacak. ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesinin hemen ardından, Netanyahu’nun işgal altındaki Doğu Kudüs’te yüzlerce yeni yerleşimi onaylaması bunun ilk işaret fişeği oldu. Adım adım işgalini sürdüren işgal devleti, kurduğu yeni yerleşim yerleriyle, 1967 sınırları temelinde bir Filistin devleti kurulmasını neredeyse imkansız hâle getirmek üzere. Zaten Trump da “İki devletli çözüm İsrail-Filistin barışı için tek çözüm değil” diyerek lafı ”Filistin devleti kurulmasa da olur” demeye getirdi… Ardından ezan yasağı devreye sokuldu. Trump, ABD’nin İsrail’deki Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma vaadini unutmadığını her fırsatta hatırlatıyor. Son olarak da İsrail ile Filistin arasındaki barış müzakereleri dosyasını Yahudi damadı Jared Kushner’e havale ederek siyonist çevrelere ”içiniz rahat olsun bütün imkanlarımla arkanızdayım” mesajını verdi. İsrail Büyükelçisi olarak atamak istediği David Friedman ise İsrail’in işgal ettiği topraklardaki yerleşimleri savunan ve iki devletli çözüme karşı olan bir isim.

İsrail medyası, Trump ile birlikte “Büyük İsrail Vizyonunu” gerçekleştirme yolunda altın bir fırsat yakalandığını düşünüyor. Bu fırsatı değerlendirmek için de bastırıyorlar.

İsrail’in gaspı karşısında uluslararası toplumdan ve İslam dünyasından yükselen cılız, yetersiz tepkiler nedeniyle Filistin çevreleri de ümitsizlik içinde. Washington’daki politika değişikliği sayesinde işgal devletinin ilhak politikasını devam ettireceğini düşünüyorlar. Dolayısıyla İsrail’in yerleşim ve işgal politikalarını agresif bir şekilde sürdüreceği yönünde beklenti oluşmuş bulunuyor.

Trump’ın gölgesinde işgal ve tahrikleri sürer, uluslararası toplum da bunun önüne geçmek için yeterli adımı atmazsa ne olur? Hiç iyi olmaz. Ortadoğu medyasına bakılacak olursak El Fetih hareketi dâhil Filistinli gruplar silahlı mücadeleyi yeniden başlatmak için geri sayıma başladılar bile. Sonuç olarak, işgal altındaki topraklarda yüksek tansiyonlu günler kapıda.