
ABD’de Trump’lı dönem başladı. Ne yapacağı bir türlü kestirilemeyen Trump’la beraber, dünyayı neler beklediği sorusunun cevabını bundan böyle yavaş yavaş bulmaya başlayacağız. Ancak daha koltuğuna oturmadan ABD içerisinde yaşanan gerilimlere bakarak şunu rahatlıkla söylemek mümkün, Trump ile ABD’deki müesses nizam arasında amansız bir mücadeleyi seyredeceğiz. Bu mücadeleden kim galip çıkar? ABD’deki ve küresel anlamdaki tabuları yıkmak için geldiğini söyleyen Trump mı yoksa ona karşı tüm aktörleriyle gardını alan müessese nizam ve uluslararası sistem mi? Kestirmek güç ancak Trump’ın öyle kolay kolay pes edeceği beklenmiyor.
Trump döneminde ABD’nin dış politikasında neler yaşanabilir peki? Mesela, kendi ekibinden kimi isimlerle ters düşme pahasına bile olsa Rusya ile uzlaşıyı mı tercih edecek? Öngörüldüğü gibi Çin ile ilişkileri germeye devam edecek mi? Ya da “Donald Trump’ın aslında somut bir dış politikası yok” diyenler haklı mı çıkacak? Tam bir muamma…
Ancak, Trump’ın, İsrail’in siyonist politikalarına destek vereceği çok net bir biçimde görülüyor. Bu da Ortadoğu’ya ilişkin kaygıları fazlasıyla arttırmış durumda.
Trump’lı dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrinin ne olacağı da merakla bekleniyor. Obama döneminde dibe vuran Türk-Amerikan ilişkileri Trump döneminde yeniden canlanabilecek mi?
Trump, özellikle Obama döneminde ısrarla sürdürülen FETÖ ve PYD konusundaki politikalarını değiştirecek mi?Bu yöndeki Türkiye’nin taleplerini ne oranda karşılayacak?
Trump’ın ekibinden, Amerikalı siyasi çevrelerinden gelen açıklamalara, Amerikan medyasına yansıyan kimi analizlere bakılacak olursa Türkiye-ABD ilişkilerinin düzelmesi açısından Trump yeni bir fırsat olabilir. Bu temkinli iyimserliğimiz ne kadar daha sürecek? Bekleyip göreceğiz.
Tüm dünya gibi Obama dönemine de umutla başlamıştık ama inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşadık günün sonunda. Bakalım Donald Trump döneminde de hayal kırıklığı yaşamaya devam mı edeceğiz yoksa ABD ile yeniden yeni bir sayfa açabilecek miyiz?