• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Genel
  • İyi ki Katı Laiklik Var!

İyi ki Katı Laiklik Var!

13.12.2016 21:22
Genel
2227

Taha Kılınç

Türkiye Müslümanlarının bilinçlenmesinde, İslam`ın ve Müslümanların düşmanlarının büyük payı var. Normalde insanlar, yapıp ettikleri üzerinde çok fazla düşünmedikleri için, saldırılar, bilinçleri kör olmaktan kurtarıyor çoğu zaman. Mesela başörtüsüne savaş açarak büyük bir strateji hatası yapıyorlar aslında. Hem konunun sürekli gündemde kalmasına neden oluyorlar, hem de insanların "Yahu bu nasıl bir `bez parçası` ki, bütün dünyayı meşgul ediyor?" diye durup düşünmelerine yol açıyorlar.

İsmi lazım değil, yazdıklarıyla her daim gündem oluşturan bir yazarın "Türbanın dili vardır" başlığını atmayı uygun gördüğü yazısından şu satırlarını okuyalım beraberce:

"Türbanlı eş" bir kimliktir. Şeriat hükümleri içinden bir tek türban emrini beğenip uyguladığını, öbür şeriat hükümlerini beğenmediğini herhalde söyleyemezsiniz. Belli etse de, etmese de.. Şeriatçıdır.

Ruhunda kıyametler kopmaktadır ve ilk fırsatta şeriatın uygulanmayan hükümlerini uygulamayı um ar. Medeniyeti fazla sevmez. Pantolonunun altında uzun paçalı don vardır. Geceleri külah takar.

Bunlar bizleri hiç de ilgilendirmese bile, turizme için için kızar, biyoloji derslerindeki "evrim teorisini" uygun bulmaz. Çocuklara kadının erkeğin alt kaburga kemiğinden yaratıldığının öğretilmesini ister."

Görüldüğü üzere, tanımlar arkası arkasına geliyor. Türban, laiklik, medeniyet derken tanımlamalar paçalı don giymeye ve külaha uzanıyor. Artık, paçalı don giymek de, irtica alameti sayılacak bu anlayışa göre.

Türkiye`de bir kesim, Müslümanları, hala `paçalı don` metaforuyla anlamaya ve tanımlamaya çalışıyor. İmam- Hatiplere, Kur`an Kurslarına, İslami öğrenime, ibadetlere, başörtüsüne hep aynı gözlükle bakıldığı için, problemler düğümlendikçe düğümleniyor. Hayır, "Onlar inatlarından yapıyorlar, ideolojik hareket ediyorlar" demeyeceğim. Yazılanların yaşananlardan kopukluğu, böylesi tespitleri fuzuli hale getiriyor. Veya "Bizi böyle genellemelerle karalamayın. Aramızda çok modemler de var" söylemine sarılmayacağım. Çünkü böyle yaparsam, kendimi aklama adına, suçsuz insanların karalanmasına hizmet etmiş olurum. Ya da "Birbirimizi iyi tanıyamadığımız için oluyor bütün bunlar. Diyalog kursak, bütün yanlış anlamalar giderilebilir" diyerek, haklıyken, haksız duruma düşmeyeceğim. Zira karşımızda, tanımaktan çok tanımlamaya, konuşmaktan çok karalamaya programlanmış bir zihin var.

Birileri konuşacak, birileri saldıracak, birileri suçlayacak. Bunu biliyorum. Bazı şeyleri aşmak, hiçbir zaman imkan dahilinde olmayacak. Farkındayım.

Zaten ben "Neden böyle oluyor? Nerede yanlış yapıyoruz?" derdinde değilim. Yalnız, yukarıdaki düşünceleri ve benzerlerini okuyunca, hep şu soruyu soruyorum: "Sahiden dışarıdan böyle mi görünüyoruz?"

Yani, ayakların altına serilen dünya nimetlerinin kaydırdığı `Müslüman` hayatları göremiyorlar mı?

İktidarın büyüsüne kendisini kaptıran birçok insanın, eskiden ak dediği bir sürü şeye şimdi kara dediğini bilmiyorlar mı?

`İslamcıların, tatillerini artık nerelerde geçirdiklerine dikkat etmiyorlar mı?

Zaman içinde gelen bolluk ve rahatlamaların, iddia sahiplerini, bütün iddialarından vazgeçirip, kalın halatlarla dünyaya bağladığını anlamıyorlar mı?

Başörtülü Müslüman kızların çoğunun, artık kendi örtülerini bile savunamayacak kadar zayıf düştüklerini fark etmiyorlar mı? Sokaklarda bağıranların çoğunun, gençlik heyecanıyla bağırdığını göremiyorlar mı?

İmam-Hatiplerde de aynısı oldu. Gölgesinden korktular, kapattılar. Adı yetti yüreklerinin korku ile dolmasına. Oysa Osmanlı`nın çöküşü gibiydi imam-Hatiplerin durumu. `Kemal`i bulmuştu, sıra `zeval`de idi. Öyle olmasa, böyle olacaktı. Bir şekilde yıkılacak, tarihe mal olacaktı. Her kemalin ardından zevalin gelmesi, sünnetullah idi. Tutuyorlar, kendi korkularının büyüttüğü kâbusların, getirip koca bir camianın üzerine boca ediyorlar. Uysa da, uymasa da.

Keşke bilseler, "geliyorlar!" diye panikledikleri `irticacılar`ın, o makamlara geldikleri zaman, aslında kendilerine daha da yakın olacaklarını.

Keşke bilseler, zaman zaman ortaya çıkan sakil görüntülerin (içkili lokantada iftar yapıp, "Mescidi yok mu buranın?" diye söylenmenin vs.), `şeriat tehlikesi`nden filan değil, sadece ve sadece `köylülük`ten kaynaklandığını...

Keşke bilseler, devlet çarkının içine girince, dönüştürmek yerine, dönüşmeyi seçmenin daha basit bir seçenek olduğunu...

Keşke bilseler, korktukları ve "kadrolaşma" iddialarını dillendirdikleri insanlara en büyük iyiliği, onları yollarından çevirerek ve önlerine engel yığarak yapacaklarını.

Keşke bilseler, saldırarak ve suçlayarak, aslında üzerinde hiç düşünülmeyen şeylerin akıllara getirilmiş olduğunu ve zihinlerde sorgulamaların başladığını.

Sesimi fazla yükseltmeden, kendi kendime söylediğim bir şey var:

"Türkiye Müslümanlarının bilinçlenmesinde, İslam`ın ve Müslümanların düşmanlarının büyük payı var. Normalde insanlar, yapıp ettikleri üzerinde çok fazla düşünmedikleri için, saldırılar, bilinçleri kör olmaktan kurtarıyor çoğu zaman. Mesela başörtüsüne savaş açarak büyük bir strateji hatası yapıyorlar aslında. Hem konunun sürekli gündemde kalmasına neden oluyorlar, hem de insanların "Yahu bu nasıl bir `bez parçası` ki, bütün dünyayı meşgul ediyor?" diye durup düşünmelerine yol açıyorlar."

Şuna gönülden inanıyorum:

Türkiye`deki katı laikçi yorum ve bunun uygulamaları, Müslüman toplumun ve İslami düşüncedeki gençlerin, şahsiyetlerini ve varlıklarını koruma yolundaki en büyük şanslarıdır.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

GENÇ

Adımız GENÇ. Aylık olarak çıkan bir alan dergisiyiz. Genç olan herkese ulaşmak istiyoruz. Ama bizim gençten anladığımız biyolojik tasnifin biraz ötesinde. Biz genç dendiğinde, yüreğindeki gücün farkında olan, yüreği genç olanı anlıyoruz. Ümidini kaybetmemiş, gözlerindeki ışıltıyı hep korumuş, biraz muzip, biraz öfkeli, biraz muhalif, biraz ele avuca sığmaz, ama hep heyecanlı, hep dertli, yüreği kocaman, g&o...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Yorularak okunacak 500 kü...
"Erbakan da Aramızda Allahu Ekber…"
Önce tekbirler yükseldi k...
Kağıt Kokulu Yıllar
Kağıt Kokulu Yıllar
Dergimizin dosya konusunu...
Antigone
Antigone
Herhâlde tragedyanın başa...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431320

Bagamoyo Afrika... 4919180

Kasım Sayımız Çıktı! 3490758

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187334

Bkz: Doğu Türkistan 439735

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275902

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS