Aylar, mevsimler birbirini takip ediyor, günler deyim yerindeyse su gibi akıp gidiyor. Fotoğrafçıların en çok mesai yaptığı günleri yaşıyoruz. Özellikle doğada fotoğraf çekmeyi sevenler için mevsim geçişleri gerçekten çok güzel görüntüler sunuyorlar. Sonbaharın, sarı ve turuncunun binbir tonunu sunduğu günlerden, kışın karbeyazı saflığına doğru akıp gidiyoruz sanki. Yeşil yaprakların sarıya geçişinin en güzel tonlarını birçoğumuz seyrine doyum olmaz karelere yansıttı bile… Ama önümüzdeki günlerde hazan vaktinin yerlerde savurduğu turuncu yaprakları üzerine düşen kırağı veya beyaz kar tanelerinin seyrine doyum olmaz manzaraları bizleri bekliyor.
Peki fotoğraf köşesini takip eden okuyucularımız bizlere neler gönderdiler. Yine köşemize çok farklı zamanlarda çekilmiş, birbirinden uzak coğrafyaların güzelliklerini gözler önüne seren fotoğraflar gönderdiler… Yerimizin elverdiği kadarıyla kısa kısa notlarla yer vermeye çalışacağız.
Fotoğrafın karşı tarafa hissettirdiği duygular genelde çekilen karenin içeriği yanında, anlatanın konuyu işleyişi ve ruh haliyle doğru orantılıdır diye düşünürüm çoğunlukla. Halime Berra Ona’nın fotoğrafını incelerken şöyle bir his oluştu bende: Fotoğrafçının sakin, dingin ve huzurlu iç dünyası kadrajın her köşesine sinmiş adeta. Bulutlu gökyüzünden belli belirsiz süzülen kızıllıkla hafif bir melankoli hali de kendini belli ediyor sanki… Fotoğrafla ilgili bir katkım sorulsa, “nesneleri karenin tam ortasına değil de biraz daha arkaya atarak yakın plandaki denizin derinliğini daha fazla artırırdım” olurdu.
Fotoğrafa güçlü sembolik öğeler yerleştirmek, anlatılmak istenen konuyu çok daha iyi vurguladığı gibi, birbirini etkileyen olaylar arasında bağ kurmamızı sağlar çoğunlukla. Kübra Kılıç’ın pencereden görünen bayrak fotoğrafı bir çok çağrışımda bulundu zihnimde. Kırılmış pencere camı ve Türk Bayrağı ile 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi arasında güçlü bağlantı kurdum ister istemez. Hatta fotoğraf bütün pencereden değil de sadece kırılmış camın arkasından çekilseydi eminin çok daha güçlü bir anlatım ve çağrışım şekli olurdu.
Hasibe Sena Yaşar’ın kızıl gerdan kuş fotoğrafı hüzünlenmeme sebep oldu bir an. Çünkü çocukluğumdan beri bu kuşun canlı renklerine ve güzel ötüşüne oldukça aşina birisiyim. Hatta geçen yıl karlı günlerden birisinde arkadaşlarla Belgrad Ormanlarına fotoğraf çekmeye gitmiştik. Orada bankta otururken yiyecek bulamadığından oturduğumuz banka kadar gelen kuşu arkadaşların şaşkın bakışları arasında ellerimle beslediğim günü hatırladım. Ama o canlı tüylerini soğuktan kabartmış ve olduğundan büyük görüntüsüyle çok hareketli ve fıldır fıldır gözleriyle oldukça sevimli duruyordu. Bu kuş belki biraz da fotoğrafın netlik problemi dolayısıyla oldukça bakımsız göründü gözüme. Buna rağmen bu kadar yakından bu kuşu çekebilmek de oldukça maharet isteyen bir durum. Belki iyi bir objektifle etrafından soyutlayarak daha net bir kare daha iyi olabilirdi.
Yazının girişinde sonbahardan bahsedince böyle bir fotoğrafı köşemize almamak olmazdı. Dilek Özgören’in kızıl yapraklardan oluşan fotoğrafı sonbaharın binbir tonundan oluşan zengin renk cümbüşünden bir kesit sundu bize. Fotoğraf üzerindeki sığ alan derinliği ve netliğin tam yapılamaması eminim kendisinin de dikkatini çekmiştir.
Rabia Sueda ilk defa fotoğraf gönderen okuyucularımızdan birisi yanlış hatırlamıyorsam. Tarihi türbe binası, taş zemin ve duvarlar ile yarısı kurumuş ağaç sanki hep birlikte oradaymış hissi verdi bana. Bir fotoğrafın kendisi kadar çağrıştırdıkları da önemlidir bence. Bu fotoğraf bende şöyle bir çağrışımda bulundu; arka planda görünen kale duvarlarıyla birlikte düşündüğümde, sanki bu türbe bu kaleyi fethetmeye gelip orada şehit olanlardan birisi için yapılmış. Şehit olduğu yetmezmiş gibi belki de yüzyıllardır oranın manevi bekçiliğini de üstlenmiş ve o topraklara silinmez bir mühür vurmuş.
Feyza Macit soğuk bir memlekette yaşıyor herhalde. Biz sonbahardan bahsederken o kışı çoktan yaşamaya başlamış bile. Turuncu renge bürünmüş yapraklar üzerine yağmış kar çok iyi bir kontrast oluşturmuş. Fotoğrafta konu seçimi oldukça güzel. İyi bir gözlemci olduğu anlaşılıyor okuyucumuzun. Bu arada fotoğrafı bir iki düzenlemeyle çok daha çarpıcı hale getirebileceğimizi söylemek isterim. Birincisi yapraklar kenarlara çok yakın olmuş ve sıkışıklık hissi veriyor. İkincisi de arka planda yer alan ağaç gövdeleri dikkatleri dağıttığı gibi turuncu yaprak ve kar beyazının tezat halini bir miktar engelliyor gibi geldi bana…