
Flört eden iki kişi, alacakları tat adına, karşılıklı olarak bir yalanda anlaşmışlardır. Anlaşılan yalan, kimi zaman karşılaştıkları ortam, cemiyet yahut cemaate de büyük bir kötülük ve saygısızlık bulaştırır.
Yazıya başlamadan önce: Ramazan geldi. Hoş geldi. Benimle ortak bir hissiyat ve durumu tecrübe eden bir sürü insanın da olduğunu bilerek şunu söylemeliyim; ramazanın iklimine ihtiyaç duyuyordum. Tüm hücrelerimle ihtiyaç duyuyordum ramazana. İliklerime kadar bir milada ihtiyacım vardı. Ve milatların en güzeli ramazandır! Diyerek, yazıyla sizi baş başa bırakıyorum.
Toplumdaki akıl sınırlarını zorlayan bozulmanın yanında, her nefis kendi imtihanıyla baş başa bir durumda yaşamını bir şekilde devam ettiriyor. Hem İslami cenahın hem de İslami hassasiyetlerle kaim olmayan bir alanda yaşamını sürdüren insanların ortaklaşa paylaştıkları çelişkileri, arada kalmışlıkları görüyorum. Görmenin yetmediğini, hatta ne kadar çok görebiliyorsanız o kadar fazla “sorumlu” olduğunuzu bilirsiniz. Bu bilgi, size ya daha sabit bir itikat olarak döner ya da bir yılgınlık olarak karşılık bulur. Yılmamak, çapaklı da olsa ayakları sabit kılınmış bir itikat üzere yere basmak benim bu aciz aklımla kavrayabildiğim en önemli şeylerden birisi oldu.
Yukarıda bahsedilen “akıl sınırlarını zorlayan bozulmaları” bir yazı dizisi haline getirmek istiyorum. Bu yazı dizisiyle ilgili düşülmesi gereken en mühim şerh şu olmalı; bu bozulmaların bir çoğuna hayatımın bir bölümünde (yahut tamamında) dahil olmam, dahiliyeye varmadığı noktalarda da şahit olmamdır. Bu açıdan yazı dizisinin adı, “içeriden terennüm” olarak belirlendi. Hem riyadan ve öğütten uzak hem de akranlarımla beraber düşünmek adına seçildi bu başlık. Bir genç olarak gençliğin geçmekte olduğu kritik noktaları, eşikleri incelemek, muhasebe etmek istiyorum.
Flört Çağı
Flört kelimesinin anlamını oturtmak lazım. Flört, yaygın olarak kullanılanın aksine sadece bir kadın ve erkeğin “çıkması” beraber vakit geçirmesi, giderek sevgili olması anlamına gelmez. İngilizce “flirt” kelimesinden Türkçeye giren bu kelimenin tercümesi, “kur yapmak”, “cilveli kız”, “çıkmak” gibi kelimelerle çevriliyor. Fakat bir anlamı daha var ki bu, flörtün ne anlama geldiğini bize çok yakından hissettiriyor; “erkeğin kadına aşık gibi davranması ve kadının erkeğe cilve yapması”. Evet, İngilizce sözlüğü açıp “flirt” kelimesinin anlamına baktığınızda bu cümleyi göreceksiniz. Yani flörtün temelinde bir sahtekârlık yatıyor. Karşılıklı hoş vakit geçirmek adına, iki tarafın da yalan olduğunu bile bile oynadığı bir oyundur flört. Ve dikkat edilirse, burada erkeğin, daha cüretkar olan taraf olması hasebiyle “aşık” gibi davranması, kadının da buna karşı sabit bir tavır ve tutum yerine “cilve” yapması gerekiyor. İki taraftan birisi rolünü oynamasa oyun bozulur. İki taraflı bir hata!
Flörtün kelime anlamında teberrüz eden sahtekârlığın yanı sıra, bir de sonuna gidilmeyeceği bilinmesine rağmen kurulan bir ilişki olması onun sahtekârlığını perçinliyor. Dikkat edilsin, sözlülük yahut nişanlılık halindeki bir ilişkide flörtle ilgili hiçbir şey yoktur. Orada gidilecek bir hedef ve netlik söz konusudur. Anlık hiçbir hazzın peşinden gidilmez. Bunun daha iyi anlaşılması için, flörtün daha iyi bir şekilde tanımlanması ve örneklenmesi gerekiyor.
Her an her yerde ve her sürede flört edilebilir. Örneğin marketteki kasiyerle üç dakikalığına, otobüsteki bir karşı cinsle yolculuk süresince, sınıftaki bir kızla okulun gün ve saatlerinin bazı zamanlarında, vapurda karşıda oturan biriyle on saniyeliğine, facebookta aynı şaire hayran olmak gibi saçmalıklar üzerinden kurulan bir ilişkiyle; bir mimikle, bir gülüşle, bir tavırla, konuşma şekliyle, hareketle, eda ve duruşla. Flörtü bu şekilde, gerçek anlamıyla düşündüğünüzde tam bir flört çağında olduğunuzu görürsünüz.
İmkansızlığın Kötücüllüğü
Flörtün tanımı gereği karşılıklı bir yalanla ayakta kaldığını söylemiştik. Yani flört eden iki kişi, alacakları tat adına, karşılıklı olarak bir yalanda anlaşmışlardır. Anlaşılan yalan, kimi zaman karşılaştıkları ortam, cemiyet yahut cemaate de büyük bir kötülük ve saygısızlık bulaştırır. Bir otobüste yahut bir markette kurulan flört ilişkileri sadece kendi sorumluluğunu taşır. Yani otobüse yahut markete bir saygısızlık içermez. Fakat kendi cenahımız adına düşündüğümüzde maalesef çok acı örneklere şahit oluyoruz. (Zaten diğer cenahta flört bir yaşam biçimi olduğu için, onun olduğu hiçbir örnek “acı” olamaz) İslami kimliğiyle meşhur bir yazarı dinlemeye giden bir erkeğin, orada gördüğü bir kızla kurduğu mesafeli flört. Yahut bilmem ne vakfı, bilmem ne cemaatinin namazla diriliş konferansı vs…
Buralarda yapılan anlık flörtler hem imkânsızlıklarıyla çekicidirler hem de aynı inanç ve kimlik duygusuyla yapılan faaliyetler olmaları sebebiyle kolaydırlar. Bu da kötücüllüklerini bir kat daha artırır. Yazarlar birliğindeki bir konferans, bir buluşmadan dönen bir sürü insanın dilinden duyduğum; yazarın anlattıklarından çok yandaki başörtülü kızla kurduğu göz teması oluyor.
Akıl almaz bozulmanın en uç noktası olarak bir örnekle yazıyı bitireceğim. Mavi Marmara`ya saldırıldı. Hemen sabahında Taksim`de bir miting oldu. Mitingde eller havada, gözler yaşlı, dudaklarda dua… Evet, ama başımı çevirip etrafa bir baktım ki; yüzlerce “Müslüman genç” yüzlerce “Müslüman bayana” aşıkmış gibi davranıyor ve yüzlerce “Müslüman bayan” da yüzlerce “Müslüman gence” cilve yapıyor.
Üzülmüştüm. Beraber üzülelim, görmezden gelmeyerek.