• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
    • Dünya Gündemi
    • Türkiye Gündemi
  • RÖPORTAJ
  • KÜLTÜR
    • Sinema
    • Kitap
    • Hikaye
    • Gezi
    • Müzik
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KARİKATÜR
    • Karikatür (Site Özel)
    • Karikatür (Dergi)
  • KÜNYE
  • ARŞİV
  • ÖDÜLLÜ TEST
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
    • Dünya Gündemi
    • Türkiye Gündemi
  • RÖPORTAJ
  • KÜLTÜR
    • Sinema
    • Kitap
    • Hikaye
    • Gezi
    • Müzik
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KARİKATÜR
    • Karikatür (Site Özel)
    • Karikatür (Dergi)
  • KÜNYE
  • ARŞİV
  • ÖDÜLLÜ TEST
  • Hayatım / Amerika`da Köleleştirilmiş Müslümanların Tarihi
  • Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?
  • Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"
  • Akıl ve Kalp İlişkisi
  • Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı
  • 5. Kısa`dan Hisse Film Günleri Başlıyor!
  • Hatırat Okumaları Devam Ediyor!
  • Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi
  • Boşanmalara Çare Bulundu!
  • Güzel Adamların Bir-İncisi Cahit Zarifoğlu
  • 1890`larda İstanbul
  • Karadeniz`in İncisi "Batum" - Kafkas Notları 2
  • Gençler "Dünya Senin" Dedi
  • AÇIKLIYORUZ! GENÇ Dergisi`nin Arkasında Kim Var?
  • GENÇ Dergisi Çıktı: Ne Suriyeli Ne Mülteciyim Ben Hepinizin Kardeşiyim
  • Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsan: Mansa Musa
  • Beynimizin Ön Lobunu Harekete Geçiren Tebliğ
  • ANASAYFA
  • Yarım Derviş
  • İdam Değil Kısas

İdam Değil Kısas

01.09.2016 08:11
Yarım Derviş
2265
Sinan Özgenç

Kimse, kendi işlediği kadar aşağılık bir kötülüğün, kendilerine de tatbik edilmeyeceğine dair, hukuk yoluyla bu kadar emin kılınmamalı. Yoksa en büyük acıları çekenler hep masumlar olur... İdam değil; kısas diyorum.

Son günlerde idam cezası sık tartışılır oldu. Hukukta temel ilkelerden biridir; çıkarılan hiçbir yasa geriye doğru işletilemez. Yani önümüzdeki maçlara bakacağız artık. Ancak bu konuda son günlerin politik yaklaşımlarından ari olarak söylemek istediklerim var...

Size son bir iki gün içinde “basına yansıyan” birkaç cinayetten söz edeyim: Adamın biri, yetmiş yaşındaki bir diğerini; soygun amaçlı olarak yirmi yerinden bıçakladı. Kadının biri, kendi çocuğu olmuyor diye; eltisinin bir çocuğunu, diğerinin gözleri önünde öldürdükten sonra; bayılttığı ötekini de çuval içinde ıssız bir kuyuya atıp, uzun ve korku dolu bir ölüme terk etti. Kadının biri, sadece üç yaşındaki -evet sadece üç yaşındaki- öz çocuğunu, döve döve öldürdü. Bir genç adam, kendisine yapılan işkencelere dayanamayıp fenalaşınca, işkencecileri tarafından; hemen ölmesin diye acile götürülüp tedavi ettirildikten sonra işkence ile öldürüldü...

Demem o ki; adam öldürmek her zaman suç bile değildir. Meşru müdafaa diye bir şey var sonuçta. Hatta bazen mert bir mücadelenin sonucu bile olabilir ölmek, öldürmek. Ama... Ama artık vahşet sınırlarını zorlayan, işleyebilmek için sadece insanlıktan değil, hayvanlıktan dahi çıkmayı gerektiren cinayetler gerçekleşiyor...

Evet; anlamış bulunduğunuz gibi tabii ki idam geri gelsin diyenlerdenim. Ama daha da ötesinde bir şey söyleyeceğim: Herkes öldürdüğü yöntemle öldürülsün! Böylece en azından cinayetlerin vahşet dozu bir nebze de olsa azaltılmış olur.

Yürürlükteki idamsızlık sisteminin pek çok sakıncası var. İlki şu: İnsan öldürmeye kalkışan kişiler, aynı sonuçla kendilerinin karşılaşmayacaklarını bilmenin rahatlığı içinde hareket ediyorlar. “Öldürsem en fazla hapis yatarım ve bunun süresi (mutlaka af çıkar) müebbet bile olmaz” diye düşünüyorlar. Bu durumda asıl yaptırıma maruz kalan; öldürülen kişiler oluyor. Bizler bu sistemde kurbanları; Allah, kitap, din, iman, insanlık vb. geçiyorum yasa tanımazlık yapıp rakiplerini öldürmedikleri için güya hapisle cezalandırdığımız failler eliyle cezalandırmış oluyoruz.

Hal böyleyken kimse bana medeni ülkelerde idam yok filan demesin lütfen; aklını alırım: Sistem, elini çabuk tutup, kanun tanımayıp; hasmını öldürene, hayatiyetinin devamını bahşederken hukuka uyup öldürmeyenleri, öldürülmelerine yol açarak cezalandırmış oluyor. Yani söz konusu sistem aslında idam içeriyor ama katillerin değil kurbanların idamını. Hani idam yoktu?

Gerek insanlık tarihini gerek tabiatı incelediğimizde; öldürmenin, doğanın sosyal dokusu içerisinde daimi bir yeri olduğunu görürüz. Yani bu, şu demektir; hangi yaptırımı getirirseniz getirin cinayeti ortadan kaldıramazsınız. Ama bu; yaptırımların tümden etkisiz olduğu manasına gelmez. Öyle olsa hiçbir konuda hiçbir yaptırım işe yaramazdı.

İdam cezasını getirerek; en azından katil adaylarına, hasımlarına reva gördükleri akıbetin kendilerini de beklediğini garanti edebiliriz. Peki bu adaleti sağlar mı? Hayır. Tam olarak değil. Adaletin ve caydırıcılığın tam olarak sağlanabilmesi için -bilhassa caydırıcılığın- herkesin öldürdüğü şekilde öldürüleceğinin de hükme bağlanması gerekir. Bir adamı kafasına sıkarak hızlıca öldürmek bir şey, saatlerce işkence yaptıktan sonra, daha ölmesin diye tedavi ettirerek sonra yine işkenceyle öldürmek başka bir şey... Bunu böyle yapanlar, aynı işkencelerin kendilerine de benzer şekilde uygulanacağını bilseler, bu kadar aşağılıklaşabilirler miydi acaba?

Ömer Halisdemir, vurulduktan sonra bir ambulans geliyor. Vuranlar önceden sıktıkları on beş kurşuna rağmen hâlâ ölmemiş olduğunu anlayınca ne yapıyorlar biliyor musunuz? Ambulans görevlilerini uzaklaştırarak, kafasına iki kurşun daha sıkıyorlar. Savaş hukuku içinde düşman askerine bile yapılamayacak bir muamele... Hadi ilk andaki sıcak çatışma psikolojisini anlamaya çalışalım. Ya sonraki; ambulansı uzaklaştırarak, kafaya iki kurşun daha sıkma? Nedeni basit; aynısının kanunlar çerçevesinde kendilerine yapılmayacağından o kadar eminler ki... Kimse, kendi işlediği kadar aşağılık bir kötülüğün, kendilerine de tatbik edilmeyeceğine dair, hukuk yoluyla bu kadar emin kılınmamalı. Yoksa en büyük acıları çekenler hep masumlar olur... İdam değil; kısas diyorum.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Sinan Özgenç

1979 İstanbul doğumlu. İ.Ü. Pazarlama ve M.Ü. Gazetecilik mezunu. Evli. 1996-2006 yılları arasında çeşitli ajanslarda Reklam Yazarı olarak çalıştı. 2006’dan itibaren Genç Dergi Yazı İşleri’nde. Yazılarını bilgisayarda yazar. Ama kalem takıntısı vardır. Elindeki; sahip olup da kullanmadığı kalem sayısı, kütüphanesindeki “ileride okurum” deyip de okumadığı kitap sayısıyla yarışmaktadır. Hayatta en çok gü...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Hayatım / Amerika`da Köleleştirilmiş Müslümanların Tarihi

  • Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?

  • Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"

  • Akıl ve Kalp İlişkisi

  • Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı

  • 5. Kısa`dan Hisse Film Günleri Başlıyor!

  • Hatırat Okumaları Devam Ediyor!

  • Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi

  • Boşanmalara Çare Bulundu!

  • Güzel Adamların Bir-İncisi Cahit Zarifoğlu

  • 1890`larda İstanbul

  • Karadeniz`in İncisi "Batum" - Kafkas Notları 2

  • Gençler "Dünya Senin" Dedi

  • AÇIKLIYORUZ! GENÇ Dergisi`nin Arkasında Kim Var?

  • GENÇ Dergisi Çıktı: Ne Suriyeli Ne Mülteciyim Ben Hepinizin Kardeşiyim

  • Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsan: Mansa Musa

  • Beynimizin Ön Lobunu Harekete Geçiren Tebliğ

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • Tümü

Benzer Yazılar

Doldurmaya Bakalım Arkadaşlar Kefenin Cebi Var
Doldurmaya Bakalım Arkadaşlar Kefenin Cebi Var
Geçenlerde yemekhanede ot...
Sıradaki Gelsin
Sıradaki Gelsin
Açık ya da kapalı bütün k...
Mertligini Kaybeden Toplum
Mertligini Kaybeden Toplum
Sosyologlar şiddeti sanki...
Kapatıyoruz: Maliyetine Şok Tespitler
Kapatıyoruz: Maliyetine Şok Tespitler
Hazır; GENÇ Dergi de belk...

Genç Dergisi 159. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Dünya`nın Gerçek Savaşı: Markalaşma

Hayatım / Amerika`da Köleleştirilmiş Müslümanların Tarihi

Kuşak Çatışması Değil, Aynılaşması Yaşıyoruz!

K-Pop Aileyi ve Cinsiyeti Bitirme Projesidir

Kuşak Tanımlamaları Gerçeklerden Kopuk

Ebeveynler ve Çocuklar Aynı Dünyada Yaşamıyor

Bir Hasbihalden Notlar

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 7953713

Bagamoyo Afrika... 4898291

Kasım Sayımız Çıktı! 3306405

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1107538

En Güzel Cuma Hediyeleri! 266334

10 Soruda Sen Kimsin? 223634

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 115295

09.12.2019

Dünya`nın Gerçek Savaşı: Markalaşma

09.12.2019

Hayatım / Amerika`da Köleleştirilmiş Müslümanların Tarihi

08.12.2019

Biz Osmanlı`ya Neden İsyan Ettik?

03.12.2019

Genç Dergisi Çıktı: "Sevdir Bize Sevdirdiklerini Yerdir Bize Yerdiklerini"

03.12.2019

Gönül Gönüle Değince

29.11.2019

Müslüman Ülkeler Kuklalardan Kurtulmalı

20.11.2019

Akıl ve Kalp İlişkisi

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • 2. Geleneksel Kahraman Göktaşı Yağmuru Gözlemi
    Yılın en yoğun ikinci gök...
  • Merkür Geçişi`ni Kaçırmayın!
    Güneş Sistemi`nin en küçü...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2019 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS