• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Genel
  • Nerede O Oruç İçin Adam Dövülen Ramazanlar (!)

Nerede O Oruç İçin Adam Dövülen Ramazanlar (!)

01.10.2011 17:11
Genel
5646
Bülent Şirin

Bodrum`un eski esnafının anlattıklarına bakılırsa derinden derine bir bilek güreşi yaşandığı anlaşılıyormuş, yeni açılan bir cemaat koleji eski kolejden öğrenci çalmaya, bale festivali ve klasik müzik konserinde aralar ezan saatlerine göre ayarlanmaya başlamış... Bunun bir kısmı saygıdan bir kısmı da kaygıdan olan işlermiş; ama sonuçta esnaf sezonu zararla kapatıyormuş...  Oruç tutmayanları döven yok, zorla işyeri kapattıran yok, millete “Bodrum’a modruma gitmeyin, fena yaparız”  diyen yok...

İlk hatırladığım Ramazanlar eylül sonu ya da ekim başlarına denk geliyordu. O Ramazanlar sıkıcıydı benim için. Doğup büyüdüğüm kasabada bütün lokanta ve kahveler kapalı olurdu ve insanlar daha düşük bir tempoda yaşarlardı. Annem ve babamın sabah kahvaltılarında bana eşlik etmemeleri afiyetimi kaçırırdı. Kasabanın en geniş alanı olan ilkokulun bahçesinde atılan iftar topunun patlamasını seyretmek, akşamları iftar davetlerine ve mevlidlere gitmekse işin güzel taraflarıydı. Bayramlar da benim için ayrı bir stres kaynağıydı o zamanlar. Öyle bir yerde sevilen ve sayılan, aktif ve girişken bir öğretmen anne babanın çocuğu olmak zor işti. Her girdiğiniz cemiyette bütün gözler üzerinizde oluyor, “el öpme” ritüeli sizi boğuyordu. Büyüyüp oruç tutmaya başlayınca her şey normale döndü, Ramazan ve bayramlar hayatımda olması gereken yeri aldı şükürler olsun.

O zamanlar Ramazan`da büyük şehirlerde lokantaların açık olduğunu, çok sayıda insanın oruç tutmadığını ve bunu saklamaya bile gerek görmeyerek ortalık yerde yeyip içtiklerini işitir, hayretler içinde kalırdık. Mevsim yaz olduğu için medyanın da eşsiz katkılarıyla denize girmenin oruç bozup bozmadığı tartışılır dururdu. Tabiî bu tartışmalara az yukarıda anlattığım büyük şehirde Ramazan düşünceleri de ister istemez karışırdı. Bu sohbet-tartışmaların birinde, kasabanın camiine minare yapmak için orada bulunan Uşak`lı minare ustası, son derece doğal bir ruh haliyle İzmir`de yaşayanların denize girdiklerinde oruçlarının bozulacağı endişesiyle oruç tutmadıklarını söylemiş, biz de ne cevap vereceğimizi şaşırmıştık.

İstanbul`a taşındıktan sonra yaşadığım ilk Ramazan`da, doğup büyüdüğüm kasabaya gelen bilgilerin yanlış olmadığını gördüm. Sokakta sakız çiğneyenler, çekirdek çıtlatanlar, açık lokantalar, birahaneler... Çok canım sıkılmıştı. Bir gün benden yaşça büyük halam oğluna bu sıkıntımı açıkladığımda, “Aslında tutanlar tutmayanlardan fazladır. Fakat tutmayanlar bizim gözümüze battığı için fazla görünüyor” deyip beni rahatlatmıştı.

Tek kanallı televizyonumuzdaki dizi ve filmlere de uğramazdı Ramazan. Ne iftar görürdük oralarda ne de sahur... Bir kuşağın zihin dünyasına kantolu, dansözlü Direklerarası eğlencelerini Ramazan eğlenceleri adı altında yerleştirmişti TRT... Sanki beyazcamda yaşayanlar başka bir dünyada yaşıyorlardı.

Aradan 30 yıl kadar bir zaman geçti ve Ramazan yine miladi yılın aynı dönemine geldi. Geçen sene Ramazan`da Can Dündar bir yazı yazdı. Bodrum’un Ramazan öncesine göre ne kadar tenha olduğunu, eğlence mekanlarında işlerin bıçak gibi kesildiğini yana yakıla anlatıyordu seçkin yazarımız. Bodrum`un eski esnafının anlattıklarına bakılırsa derinden derine bir bilek güreşi yaşandığı anlaşılıyormuş, yeni açılan bir cemaat koleji eski kolejden öğrenci çalmaya, bale festivali ve klasik müzik konserinde aralar ezan saatlerine göre ayarlanmaya başlamış... Bunun bir kısmı saygıdan bir kısmı da kaygıdan olan işlermiş; ama sonuçta esnaf sezonu zararla kapatıyormuş...  Oruç tutmayanları döven yok, zorla işyeri kapattıran yok, millete “Bodrum’a modruma gitmeyin, fena yaparız”  diyen yok... Anlaşılan hayatımızda oruç diye bir kavram olmasa da Bodrum`da her şey Ramazan harici zamanlardaki gibi gitse muhterem pek mutlu olacak...

1970`lerin başlarında dünyada hakim olan düşünceye göre, din kavramı insanların bilimle açıklayamadıkları olay ve gelişmeler karşısında sığındıkları bir manevi sığınak gibi bir şeydi ve bilim geliştikçe ona olan ihtiyaç da azalacak, belki de günün birinde hepten ortadan kalkacaktı. Ancak ilerleyen yıllarda bilimdeki gelişmeler alabildiğine hızlanmasına ve bugün yakın geçmişte hayal bile edemeyeceğimiz noktalara gelmiş olmasına rağmen, dinin insan hayatındaki konumu o tahmin edilen istikamette seyretmedi. Amerikan yönetimine mutaassıp Hristiyan bir grup egemen olabiliyor, kendilerini ve tabiî dünyayı olmadık maceralara sürükleyebiliyorlar vs... Türkiye`de de işte görüldüğü gibi Ramazan`ın manevi iklimi Bodrum`a bile ulaşıyor, büyük şehirlerde mübarek ay vesilesiyle yapılan faaliyetler zirveye çıkıyor, son aldığımız bilgilere göre Türkiye`de 2010 un ilk dört ayında umreye gidenlerin sayısı 2009`un toplam sayısını geçiyor.

Bu gelişmelere bakarak her şeyin toz pembe gittiğini düşünmek yanlış olur, zaten iyiyle kötünün mücadelesi bize verilen bilgiye göre kıyamete kadar sürecektir. Bizim de bu mücadelede Müslümanlar olarak yerimizi almamız ve üzerimize düşeni yapmamız lazımdır. Sanırım şimdilik futbol tabiriyle önümüzdeki maçlara bakmamız ve içinde bulunduğumuz mübarek gün ve geceleri en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor inşaallah.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Bülent Şirin

23 Kasım 1967 Trabzon doğumlu. İlk ve ortaokulu memleketinde bitirdikten sonra ailesiyle İstanbul’a yerleşip sırasıyla Kabataş Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Trabzon merkezli yerel Günebakış gazetesinin 7 yıl İstanbul temsilciliğini yaptı. Taraf gazetesinde 6 yıl spor yazıları yazdı. Halen Trabzonspor Resmi Dergisi editörü ve köşe yazarı, aynı zamanda karadenizmanset.com haber sitesinin imtiyaz sahibid...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Sahra-yı Kebir`i Nasıl Geçtim
Yorularak okunacak 500 kü...
"Erbakan da Aramızda Allahu Ekber…"
Önce tekbirler yükseldi k...
Kağıt Kokulu Yıllar
Kağıt Kokulu Yıllar
Dergimizin dosya konusunu...
Antigone
Antigone
Herhâlde tragedyanın başa...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431320

Bagamoyo Afrika... 4919180

Kasım Sayımız Çıktı! 3490758

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187334

Bkz: Doğu Türkistan 441710

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275902

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS