
“Bir toplumda hareket eden bir hayli eğilim, bir hayli irade vardır. Bunlardan bir tarafı tutmak lâzımdır. Bunlardan birine katılmak lâzımdır.”
Nurettin Topçu
Bir tavsiyem var. Üniversitede sadece üniversite okuyan arkadaşlarıma acilen üniversitelerini bırakmalarını ve köylerine dönüp çobanlık yapmalarını öneriyorum. Sadece üniversite okumak, derse gidip gelmek ve bu şekilde ömür tüketmek, öğrencinin devletine de, çevresindekilere de yapacağı büyük hakaretlerden biridir.
Üniversitedeki dersler, vizeler, finaller tabii ki başarıyla geçilecek, elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ama bunların yanında, toplumdaki vazifelerimizi, üstümüze düşen sorumluluklarımızı unutmayacağız. Mutlaka bir şeyin ucundan tutmak gerekiyor. Önce bireysel, sonra da toplumsal çalışmaların(çatışmaların değil!) içine kendimizi itmemiz gerekiyor! Üniversite kapısından içeriye adım atar atmaz, öğrencinin kendini bir platformun veya vakfın kucağına atması şarttır. Bu, hem tutunmasını, hem de düşüncesini uygun ortamlarda ifade edebilmesini sağlar. Bu platform dediğim şey, bir gönüllü faaliyet, bir müzik grubu, bir siyasi hareket olabilir. Bunlar arasında en doğru seçimi, onları bir güzel araştırmaktır. Kuruluşların neci olup olmadığını anlamanın en kolay ve iyi yolu, yaptığı faaliyetleri incelemektir.
Diyelim girdiniz bir hareketin içerisine. Bu kuruluşa, kesinlikle sırf “yer edinmek” için girmeyin. “Arkam olsun, tanıdığım, çevrem olsun” diye de girmeyin. Kendi düşünceniz en uygun olan harekete, yalnız kendi düşüncelerinizi en iyi şekilde ifade edebildiğiniz ve o hareketle birlikte bir adım ileri atabilmek için girin. Niyetiniz yalnız yer edinmek değil, yeni yerlere yeni şeylere kapı aralamak olsun.
Genç arkadaşlarımızda özellikle üniversiteye girişle başlayan bir arayış meydana geliyor. Bir cemaat, dernek, platform, vakıf, hareket, örgüt arayışları, kendilerini en iyi ifade edebildiği yerle neticeleniyor. Bundan sonraki 4-5 yılı da bu içine girdiği hareketle ve oradakilerle şekilleniyor. Bu hareket ve çevresindekiler, sadece üniversite değil, artık hayatın her alanında o genç için önem arz eder hâle geliyor. Doğal olarak okuduğu kitaplara kadar o hareketin ideolojisine entegre oluyor.
Ülkemiz cemaatler platformlar, hareketler açısından oldukça bereketlidir. Her düşüncenin üç ya da beş, bir ekibi, bir bayrağı veya bir ismi vardır. Herkes tutunmuş bir dala gidiyordur yani. Bu alternatifler arasında birçok gencin seçim yapması gerekiyor. Bu seçim, üniversite kayıtları esnasında yanlarına çağıranlar arasında seçim yapmaktan öte bir şey. Bu, belki ömür boyunca hayatımızı etkileyecek bir seçimin ilk adımı… Bu yüzden içine girilen oluşumu iyi tanımakta fayda var.
Neler yapılmalı?
Hâlâ hiçbir oluşumun ulaşamadığı gençler var. Ya da amaçları, amaçsızlık üretmek olan oluşumlara ulaşan gençler… Olabildiğince farklı dallarda platformlar kurulmalı. Bu farklı alanlarda sivil eylemler yapılmalıdır. “Eylem” kelimesinin sözlük karşılığı şöyle: Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel.
Önümüzde duran “durumlar” çok fazla. Bunları alanlarına göre ayırıp, daha ileriye götürme çabasına girmemiz gerekiyor. Bunun için imkânı olanların yeni platformlar ve oluşumlar açmasında, bu oluşumlarla büyük oluşumlara (örn: Genç Gönüllüler Platformu) destek olmalarında, imkânı olmayanların ise en doğru tercihi yaparak bir oluşumun içinde yer edinmesinde fayda var.
Bu anlamda fikirlerinizi bizimle veya bir başkasıyla paylaşırsanız iyi olur. Fikir alışverişinden, istişareden güzel işler doğar.
Çok daha fazla sivil insiyatife, daha çok sese bu ülkenin, kültürün ve medeniyetin ihtiyacı var. Mutlaka ama mutlaka herkesin atabileceği bir adım var.
Son olarak ben “şahsi” olarak böyle bir yeni oluşumun da müjdesini vermiş olayım. Belki yarın olur, belki yarından da sonra olur ama elbet olur. Şimdilik beklemedeyiz. Dua isteriz.
Düzeltme
Geçen sayıdaki Billboard Müzik Dergisi’nin kapanması ile ilgili pasajda, derginin kapanmasının, müzik piyasasının kötülüğüne bağlamıştım. Hata etmişim. (Müzik piyasası yine kötü.) Yaptığım araştırmalar sonucu, NTV’nin bünyesindeki bir derginin ölümünün, normal dergi ölümleriyle aynı sebepten olmayacağı sonucuna vardım. İşin içinde başka işler var. Yanlış yönlendirmemden dolayı özür dilerim.