Bilal Yavaş
“Konstantiniyye elbet birgün fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne iyi kumandandır; onun askeri ne iyi askerdir" (Ahmet, İbni Hanbel)
Hz. Peygamber`in (s.a.v) bu güzide hadisine mazhar olmak isteyen İslam devletleri ve tarihinde 29 kuşatma gören (11 kez Müslüman devletler tarafından kuşatılmıştır) aziz İstanbul. Emeviler, Abbasiler ve Osmanlı Devleti tarafından gerçekleşen kuşatmalar ve sonunda İstanbul’un fethi II.Mehmed’e nasip olmuştur. Müslümanların gözündeki değeri çok farklı olan bu şehri alabilmek için çok çetin şavaşlar meydana gelmiştir. Keçe çadırda kurulan beylikte Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi’ye şu nasihatı vermekte idi:
”Osman, Ertuğrul oğlusun
Oğuz, Karahan neslisin
Hakkın kemter bir kulusun
İslambolu aç gülzar yap”
Büyük fethin can alıcı bir kısmı var ki, bu çok üzücü bir olay. Meşhur Şahi Topları ve usta Macar Urban. Sokağa çıkıp Fatih’in, Şahi toplarını kim döktü diye soracak olursak, büyük bir çoğunluk buna “Urban Usta” cevabını verir. Fakat işin aslı biraz farklı
II. Mehmet döneminde Osmanlı Devleti dünyada teknoloji alanında zirvedeydi. Fatih Sultan Mehmet Han bir makine mühendisiydi. Kendini tanımaya başladığından beri hedefi Konstantiniyye’yi almak olan olan bu genç Sultan, en küçük ayrıntıya bile dikkat etmiş, ince eleyip sık dokumuştur. Kendisinin güngörmüş hocaları vardır. Bunlar; Mimar Müslihiddin ve Top döküm ustası Saruca Sekban’dır.
Teknolojide usta olduğu kadar, istihbaratta da usta olan bu devlet, Bizans’ın elinde Urban isimli bir top döküm ustasının olduğunu haber almıştır. Tez zamanda Sultan’ın huzuruna getirilen bu kişi, Fatih’in çizimlerini gördüğünde şaşırmıştır. Topu dökeceğini ama güllesini yapamayacağını söyler. Fatih “Sen topu dök gerisini biz yaparız” der.
Bizans’ı her alanda köşeye sıkıştıran bu genç başbuğ, düşmanına kaçacak yer bırakmıyor ve teknoloji bakımından elinde olanları da alıyordu. Üç ayda dökülen bu toplardan birini de Urban dökmüştür.
Françes topu ; uzunluğu 5,5 metre, dış çevresi 2 metre 74 cm (9 kadem), yarı çapı 92 cm (kutru 3 kadem ) ağırlığı 18 ton kadardır. Top 680 kg(1500libre) gülleler atabiliyor, bu gülleler 1,883 km (1 mil) mesafeye kadar giderek 1 metre 83 cm (6 kadem) derinliğinde toprağa gömülüyordu. Topun sesi 24 km (13 mil) mesafeden duyulmaktaydı.
Resimde görmüş olduğunuz bu güzide top Fatih’in tasarımıdır. Balistik hesaplarını bile kendisinin yaptığı, Aşılmaz Bizans’ın surlarına çarptığında büyük tahribata sebep olan meşhur Şahi topu.
Tarih milletlerin hafızasıdır. Geçmişine bakmak ilerisi için bir yol haritasıdır. Gelelim Macar Urban’a. Halkondil, Hammer, İ. Hami Danişmend ve R. Ekrem Koçu gibi tarihçilerimiz derler ki; Macar Urban’ın döktüğü top deneme aşamasında infilak etmiş ve patlamanın olduğu yerde bulunan Urban hayatını kaybetmiştir. Yani bu tarihçileri kaynak olarak alırsak; Bize İstanbul’u Urban’ın topları değil, Mimar Müslihiddin ve Saruca Sekban’ın topları ve gülleleri kazandırmıştır. İstanbul’un alınmasında büyük rol oynayan bu devasa topların dökülmesinde, kullanılmasında ebette Urban Usta’nın emeği vardır, fakat asıl mesele bu büyük harp tekniğinin ve stratejisinin sadece Urban Usta’ya mal edilmesi.
Bu topların dökümünde, kuşatma sırasında kullanılmasında Türk mimar ve mühendislerin katkısı azımsanamayacak derecededir fakat bunlar satır aralarında kaybolmuştur.
Fatih’in elinde günümüz teknolojisi yoktu. Arama motorlarına “Urban” yazıp bilgi sahibi olması. O’nun hakkında videolar izlemesi, Urban için yazılış online makaleleri okuması mümkün değildi. Fatih Sultan Mehmet, dönemin çok ilerisinde olan istihbaratıyla Urban Usta’dan haberdar oldu ve Urban’ı mahkumluktan kurtararak himayesi altına aldı ve bilgisinden istifade etti. Fakat Urban’ın döktüğü top deneme aşmasında infilak etti ve bu kazada Urban hayatını kaybetti. Sonuç olarak Urban top döküm yeteneği ve bilgisiyle fayda sağlasa da Fetih Türk mimar ve mühendislerinin döktüğü toplarla gerçekleşmiştir.