Tâbiîn neslinin büyük imamlarından Ebû’l-Âliye (r.a.) der ki:
“Biz, kendisinden (hadis) almak için bir kişinin yanına gittiğimizde, önce onun namaz kılışına dikkat ederdik. Eğer namazını güzel kılarsa; «O, diğer işlerini de güzel yapar.» diyerek yanına otururduk. Namazını huşû ve tâdil-i erkâna riâyet etmeden kılarsa; «Onun diğer işleri de düzgün değildir.» diyerek yanından kalkardık.” (Dârimî, Mukaddime, 38/429)