Alaycı Kuş: Rus Uçağı
24 Kasım günü milleti belli olmayan bir uçak Hatay sınırımızı ihlal ettiği için F-16 uçaklarımız tarafından düşürüldü. Düşürülmeden önce uçağın on kez uyarıldığı ama tedbir almadığı için düşürülmek zorunda kalındığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nce açıklandı. Angajman kuralları bunu gerektiriyordu. Fakat Rusya büyük güç olmanın verdiği şımarıklıkla ihlalin olmadığını, uyarılmanın olmadığını iddia etti ve kendince Türkiye’ye ambargo uygulamaya başladı. Fakat bu ambargonun Türkiye’den çok Rusya’yı etkileyeceği konuşuluyor. Bunu elbette zaman gösterecek.
3. Havalimanı’nın Adı Vecihi Hürkuş Olsun
1896 doğumlu pilot ve mühendisimiz Vecihi Hürkuş. Birinci Dünya Savaşı’na er olarak katıldıktan kısa bir süre sonra yaralandığı için uzun süre hastanede yatmış daha sonra tayyare mektebine giderek pilot olmuş. Tarihimizde ilk savaş uçağı düşüren pilotumuz Vecihi Hürkuş oldu. 1. Dünya savaşının sonunda bir Rus uçağını düşürdü. 1937 yılında Almanya’ya mühendislik okuluna gönderildi. İki yıl içinde uçak mühendisliği diplomasıyla döndü. Fakat o zamanların Türkiye’si iki yılda mühendis olunamaz diyerek mühendisliğini kabul etmedi ve projelerine geçit verilmedi. Kendisi de ülkemizin ilk sivil havacılık kurumunu, Hürkuş Hava Yolları’nı kurdu ve ilk yerli uçağı yaptı ancak sabotaj ve engellemelerle karşılaştı, daha fazla ilerleyemedi. 1969’da GATA’da vefat etti. Bu nedenle Üçüncü Havalimanı’nın ismi Vecihi Hürkuş olsun diyorum zira Sabiha Gökçen adına havalimanı olmasına rağmen bu yiğidin adının hiçbir yerde anılmaması ülkemiz için büyük kayıp.
Hezarfen Ahmet Çelebi’den Milli Uçağa
Hezarfen bir isim değil bir unvan ‘‘bin fen bilen kişi’’ anlamında kullanılıyor. Ahmet Çelebi 17. yüzyılda yaşamış ve çok genç yaşta bu unvana sahip olmuş ve Türk tarihinde ilk uçuş denemesini gerçekleştirip kendi tasarladığı kanatlarla Avrupa Yakası’ndan Anadolu Yakası’na uçmuştur. Dördüncü Murad döneminde tam bilinmeyen bir nedenle Cezayir’e sürülmüştür. Ve orada 30 yaşında vefat etmiştir. Çok “genç” değil mi? O gün bugündür biz hâlâ kendi uçağımızı yapamadık milli uçak tasarımımız daha yeni yapıldı çok “geç” değil mi?
Wright Kardeşlerin Planı Tuttu
Wright kardeşler (Orvil ve Vilbur) 1903 yılında ilk motorlu uçağı Amerika’nın Kuzey Karolina eyaletinde yaklaşık sekiz kilometre yere değmeksizin uçurmuşlardır. Onlar aslında bisiklet tamircisiydi fakat planör benzeri havacılık malzemelerini de tamir etmişlerdi. Planörü geliştirip plane (uçak) haline getirmek onlara nasip oldu. “Plane” İngilizce’de köşeleri ovallenmiş kanat benzeri ahşap bir hırdavat malzemesine deniyor, bunun yanında geometride düzelme anlamına da geliyor. Wright kardeşler bunlardan esinlenerek yaptıkları şeye “plane” diyerek uçağın da isim babası oldular. Amatör uçuşlarda yer almalarına rağmen hiç profesyonel uçuşa katılmamış olmaları da gariptir.
Kaptan Ebu Raed
Ürdün yapımı harika bir film, Kaptan Ebu Raed. Havalimanında temizlik işçiliği yapan Ebu Raed’in çöpte bulduğu pilot şapkasıyla, yaşadığı varoş mahallesine gelmesi birçok şeyi değiştirmiştir, özellikle çocuklar bundan çok etkilenir. Çocuklara başka ülkeleri anlatır, gidip görmemiştir fakat nasıl hayal ettiyse öyle anlatmaktadır ve çocuklarda pilot olma duygusu depreşir. Elbette hepsinin pilot olma şansı olmayacaktır ama bir tanesinin hikâyesi farklı olur. Babasının hışmına uğrayan çocuğu ve anneyi Ebu Raed kurtarır ve havalimanında çalışan bir arkadaşından yardım ister. Ebu Raed’in arkadaşı sayesinde çocuk pilot olur ve Ebu Raed’in iyiliğini unutmaz.
Feridun Düzağaç’ın Uçakları
Feridun Düzağaç içinden uçak geçen iki şarkı yaptı. Birisi “gamlı uçak” diğeri sadece “uçak” . 2004 yılında Ankara’da bir tesadüf üzerine katıldığım konserinde bu iki şarkıyı da söylemişti. O bu şarkıları söylerken gökyüzünden geçen uçakları görmek dinleyicileri keramet görmüşçesine etkiliyordu. İşin aslı neydi bilmiyorum ama büyük ihtimalle uçak geçerken bu şarkıları denk getirmeye çalışıyordu. Gamlı Uçak’ın şu dizeleri güzeldir. Varış nereye ne zaman, kaptan Boğulduk boşluklardan Ne gökyüzüm var ne yolcum, Tarifesiz uçuşlardan…
Hiçbir Uçak Havada Kalmaz Ya Düşer Ya İner
2010 yılında Polonya Hava Kuvvetleri Tu-154 uçağı, Polonya’nın en üst düzey devlet erkânını Rusya’nın Smolensk bölgesine Katyn katliamını anma töreni için götürmekteyken düştü. 93 kişi öldü. Ölenler arasında Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Ordu Komutanı, Başpiskopos olmak üzere Polonya Devleti’nin en üst düzey isimlerinin yer alması Dünya’ya ders oldu. Artık hiçbir ülke aynı uçağa tüm devlet erkânını bindirmiyor, ayrı uçaklar götürüyor. Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen Rusya’nın düşürmüş olabileceği şüphesi sürüyor. 2014 yılında Malezya Hava Yolları’na ait uçağın esrarengiz bir şekilde Kuala Lumpur ile Pekin arasında kaybolması Lost dizisini akla getirmişti. 240 kişinin kaybolduğu olay hala tam olarak aydınlatılabilmiş değil. Kaybolanların ailelerine tazminatları bile ödendi ama uçakla ilgili kesinlik arz eden bir durum yok.
Antoine de Saint Exupery ile Gece Uçuşu
Uçmak üzerine birçok kişi edebiyat parçalar ancak Exupery gerçekten uçmuş bir pilot ve çok iyi eserler vermiş bir yazardır. Su testisi su yolunda kırılır hesabı Saint Exupery 2. Dünya Savaşı sırasında Marsilya açıklarında uçağı vuruldu ve denize düşerek hayatını kaybetti. Uçağının kalıntıları 2000 yılında balıkçılar tarafından bulundu. Exupery en ünlü eserlerini 2. Dünya Savaşı sırasında yazdı. Küçük Prens (1943) Gece Uçuşu (1931) Savaş Pilotu (1942) en ünlü eserleridir. Küçük Prens, zihni ufukları en az iki katına çıkaran yılana fili yutturan cinsten hacmi küçük kendi dev bir eser.
Nuri Demirağ ve Gök Okulu
“Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp uçak yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa’dan ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir” diyen Cumhuriyetin ilk döneminin en zengin iş adamı Nuri Demirağ, o dönem Avrupa’nın en büyük havalimanı olan Amsterdam Havalimanından büyük Uçak fabrikası, bakım atölyesi ve uçuş deneme alanı yaptırmıştır. Bir gök okulu açarak 300den fazla pilot yetiştirmiştir. Memleketi olan Sivas Divriği’de henüz ortaokul yokken Gökortaokulu açmış ve birçok Anadolu gencine göğün kapılarını açmıştır. Tamamen Türk Yapımı olan NUD-38 tipi uçağı yaptırdıktan sonra ilk uçuş İstanbul’dan Sivas’a gerçekleştirildi. Ancak İsmet İnönü Milli Şefliği aynı yıl gerçekleşen bir uçak kazası nedeniyle Nuri Demirağ’ın kurduğu her şeyi istimlak etti. Nuri Demirağ hakkını aramak için Türkiye’nin ilk muhalefet partisini kurmuş Milli Kalkınma Partisi. Maalesef engellemelerden dolayı seçilememiştir.
Türk Hava Yolları Kendini Dünyaya Reklamlarla Açtı
Henüz kendi uçağını üretmemiş bir ülkenin dünya’nın en iyi hava yolu hizmetini vermesi pek de anlaşılır bir durum değil. Ama bunu Türk Hava Yolları Globally Yours (Kendini Dünya’ya Aç) diyerek başardı. Bunda elbette ülkemizin yaptığı diplomatik atılımların etkisi büyük. 2015 yılı başında çeşitli parametrelere göre yapılan araştırmalarda Avrupa’nın en büyük Dünyanın ise dördüncü büyük hava yolu markası. Üçüncü Havalimanı olarak bilinen projenin tamamlanmasıyla birlikte birinciliğe oynayacağı bilinen bir gerçek. Bunda Türk Hava Yolları’nın çektirdiği harika reklamların büyük payı var. Uluslararası arenadaki reklamında futbolun yıldızı Messi ile basketbolun yıldızı Kobe Bryant’ı buluşturması çok etkileyici olurken, Türkiye içinde ise Iğdır Havalimanı’nın açılışı için hazırlanan çocukların hayal gücünü konu alan reklam filmi oldukça etkili oldu.