Ayşe Doğan
10 yıl önce Türkiye’ye gezici festival için gelen İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği “Pazar-Bir Ticaret Masalı” filmi, kapitalizmin insanı nasıl öğüttüğünü ve serbest piyasada ticaret ahlakının nasıl kirlendiğini minimal bir hikâyeyle anlatmaya çalışıyor. Filmin hikâyesini bir gazete haberinden yola çıkarak senaryolaştıran Hopkins, kapitalizmin egemen olduğu dünya ticaretinin küçük bir halkasını tasvir ederken, sonuçta bu sistemin insanı nasıl köleleştirdiğini bizlere gösteriyor. Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması’nda ödül alan tek yabancı yönetmen olan Ben Hopkins, “Filmim, bir Türk filmi. Türkiye’de geçiyor. Bir yanda lokal bir hikaye, bir yandan da çok kültürlü bir film kurgusunu ortaya çıkarmak istedim. İngiliz bir yönetmen olarak Türk kültürünün otantik özellikleri ile geniş kitlelere ulaşacak evrensel bir film yapmak istedim’ diyor. Moldova’da komünist rejim yıkıldıktan sonra sınır kaçakçılığıyla ilgili haberler okuduğunu ve bu konudan yola çıkarak Türkiye’de film çekmeyi planladığını bildiren Hopkins, bu hayalini gerçekleştirdiğini ifade ediyor.
Ticaretin kuralları değişiyor!
Film, 90’lı yılların başında Doğu’da bir şehirde geçmektedir. Tayanç Ayaydın’ın canlandırdığı Mihram karakteri, ne istenirse onu bulmasıyla nam salan doğuştan ufak bir tüccardır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkân açmakla bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim Mihram`dan karaborsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir.
Mihram, bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası (Genco Erkal) Fazıl’ın yaşadığı Nahçivan’a kaçakçılık yapacaktır. Eğer kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı burnunda karısı (şenay Aydın) Elif’e daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram’ın attığı her adımı dikkatle izleyen ve “Ay’ın ışığını nereden aldığını” öğrenmeye fazlasıyla meraklı olan yerel mafyayı; bir de gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunlarını. Arz ve talep…
Şu kulunun hayatı değişsin!
Mihram, biraz içki biraz kumara ve küçük suçlara rağmen özünde iyi bir insandır. Allah’a inanır ama ona sadece "şu kulunun hayatı değişsin" diye yakarır. Allah’a maddi isteklerinin gerçekleşmesi karşılığında içkiyi bırakma sözü bile verecek kadar naif bir yanı vardır. Mihram karakteriyle izlediğimiz Tayanç Ayaydın, Doğulu bir erkeğin hareketlerini inandırıcı bir şekilde yapmaya çalışsa da, bazı sahnelerde temiz bir Türkçe ile konuşması, onun şehirli imajını zihinlerde canlanmasına sebep oluyor. Elif karakteriyle Mihram’ın eşini oynayan Şenay Aydın ise kocasına çoğu zaman bir anne şefkatiyle yaklaşıyor. Kumar oynayıp para kaybeden, içki içip evine sarhoş gelen kocasını -yüksek bir- anlayışla bağrına basıyor. 14 yıldır sinema filmlerinde görünmeyen Genco Erkal’ın canlandırdığı Fazıl karakteri ise, insanın yüzünde tebessüm bırakıyor.
Mizahi sahnelerin fazla olmadığı, durum komedisinin ağır bastığını filmde, Sinan Tuzcu’nun yüzünü pek göstermeyen ama başarılı oyunculuğundan da bahsetmek gerekir. Telefon vericisi kurmaya çalışan bir işçiyi oynayan Tuzcu’nun, “topraklarımdan çıkarın şu gavur icadını” diye tepelerinde bağırıp duran teyzeyle girdiği diyalog, filmin tek komik sahnesi desek yeridir. Rojin’in,"Geliyor Mihram, çekilin yoldan!" türküsüyle başlayan film, aşık geleneği çizgisinde bir anlatıma sahip. Kapitalist sistemi, küçük bir köydeki köşe dönmeci zihniyetin üzerinden anlatan film, değerlerin nasıl yok olduğunun da altını çiziyor.
Ben Hopkins kimdir?
1969 doğumlu, Oxford Üniversitesi ve Royal College of Art mezunu Hopkins, yedi kısa filmin ardından uzun metraja geçti. 1996 yılında, "National Achievement Day" adlı kısa filmiyle, aralarında, bu dalın en önemli yarışmalarından Clermond Ferrand Film Festivali`nde Başarı Ödülü ve Krakov Film Festivali`nde Gümüş Ejder`in de bulunduğu 14 ödül kazandı.