Fahri Sarrafoğlu
“Eğer bana sadece 1 hafta tatil yapma fırsatı verseler ilk işim İstanbul’un bütün cadde, sokak, han, hamam, saray, bağ-bahçe, cami, havra, kilise; yani İstanbul’un tarihine dair ne varsa bütün mekânlarını en kenarda köşede kalmış noktasına kadar gezerdim.” (Mehmet Ali Bulut)
Okulların kapanmasıyla birlikte bir “tatil” furyası başlayacak. Hatta şimdiden başladı bile. Bu yıl nereye gidelim, nasıl bir tatil yapalım? Acaba yurtdışına mı gitsek yoksa Antalya-Bodruma mı? Hangi denize gitsek diye düşünenleriniz vardır. Bir kısmımız ne tatiliymiş de diyebilir? Bir kısmımız ise acaba kendimi nasıl geliştirebilirim, hangi kursa gitsem, hani yeni eğitimi alsam diye de düşünebilir. İsterseniz önce tatil nedir ona bakalım. Sonra hep beraber bu yaz ne yapacağımıza karar verelim.
Efendim Ta`til Arapçada `a-ta-le` kökünden gelir. Fiil kök manası itibarıyla `iş yapmamak, boş oturmak` demektir. Türkçemizde tembellik/tembellik anlamında çok sık kullanılan `atalet` kelimesi de aynı kökten türemiştir… Aman hemen bu cümleye bakıp da “tatil yapmak” yasak veya “mekruh” gibi bir şey çıkarmayın… Oturmak değil gezmek tavsiye edilmiştir. Kuran’ı Kerim gezmeyi tavsiye ediyor. Hatta emrediyor. Allah Teala (cc) Kuran Kerim’de “De ki: ‘Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.’ (Neml 69) Yine Ali İmran 137’de "Sizden önce neler gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin de, yalancıların sonunun ne olduğuna bir bakın" buyuruyor… Gezip görelim, inceleyelim ve ibret alalım.
Nasıl Bir Gezi? Bakarak mı, Görerek mi?
Geziden söz açılmışken tatilde nasıl gezelim diye bir soru akla gelebilir. Tarihi eserleri gezebiliriz, tarihi binaları, müzeleri gezebiliriz, ama gezerken sadece bakmakla yetinmeyip görmek de lazım. Geçmişten ibret alarak geleceğimize dönük planlar yaparken gezdiklerimizden gördüklerimizden ibret alıp, bunları hayatımıza da uygulamalıyız. Diyelim ki Taksim anıtına baktınız. Belki önünden yüzlerce kere geçmişinizdir ama hiç aklınıza geldi mi orada bulunan iki Rus general kimdir ve ne işleri vardır Taksim’de? Evet tıpkı bunun gibi Efes-Selçuk harabelerine gittiğimiz zaman burada kimler yaşamış, kimler gelip geçmiş diye düşünüyor muyuz? Yine yaşadığımız şehrin tarihi hakkında ne biliyoruz? İşte size bu tatilde ne yapacağımıza dair ilk ipucu yaşadığımız yeri tanıyalım. Olmaz mı? Niye olmasın? Bir sabah kalkıyorsunuz, yanınıza fotoğraf makinenizi, not defterini alıyorsunuz bulunduğunuz yer neresi ise burayla ilgili hemen araştırmaya başlıyorsunuz? Bakın Gazeteci Yazar Mehmet Ali Bulut şöyle diyor: “Eğer bana sadece 1 hafta tatil yapma fırsatı verseler ilk işim İstanbul’un bütün cadde, sokak, han, hamam, saray, bağ-bahçe, cami, havra, kilise; yani İstanbul’un tarihine dair ne varsa bütün mekânlarını en kenarda köşede kalmış noktasına kadar gezerdim.” Siz de mesela şu soruları sorarak bir başlangıç yapabilirsiniz:
* Tarihi binaları yeterince tanıyor muyum? Kimler yaptırmış, şimdi hangi haldeler?
* Yöresel yemeklerimi yeterince tanıyor muyum?
* Yaşadığımız yerde hizmet etmiş manevi önderlerin mezarları, türbeleri ziyaret yerlerini biliyor muyum?
* Bir misafirim gelse ve iki saat kadar gezecek vakti olsa nereye götürebilirim? Eğer bir gün kalacak olsaydı nereleri gezdirebilirim?
Bu soruların cevabını notlarımıza yazalım.
Kendimizi Nasıl Yenileriz?
Peygamber efendimiz: "İnsanoğlu iki nimetin kıymetini bilmez. Biri sağlık diğeri zamandır" buyurmuştur. Tatilde bu zamanın kıymetini bilerek geçirebiliriz? Nasıl mı? Kendimizi yenileyerek… Kendinizi yenileme yolunda ilk adım, kendini tanımasıdır. Tanıma yolunda ilk adım yeterliliklerini, karakter özelliklerini, güçlü ve zayıf yanlarını bilmesi gereklidir. Kendinizi tanımak, doğru soruların sorulması ve gelen cevapların kalbinizde de onay bulması ile başlayan bir süreçtir. Bu sürece bilinçli bir şekilde yaklaşırsanız kendinize zamanda tanımanız gerektiğini de fark edeceksiniz. Herkes kendini bir birey olarak gerçekleştirmeye çalışırken zamana ihtiyaç duyar. İnsanın kendini gerçekleştirmesi için, yoğun ve disiplinli bir çalışma, çevresinin farkında olma, olaylar karşısında sorumluluk alabilme ve yaşanılan hoşa gitmeyen durumlardaki kendi katkısını görerek bunları düzeltme yoluna gitmesi gerekir. Eğer ki bugüne kadar değişik birçok yaşanmışlıktan geçtiyseniz ve son yaşadığınız hoş olmayan deneyimin süresi bir yılı aştıysa onu da değiştirerek işe başlayabilirsiniz.
Dostlara Zaman Ayırırım 
Murat Yalçıntaş / İTO Başkanı
Yıl içerisinde iş telaşı nedeniyle dostlara, akrabalara zaman ayrılamıyor. Tatil süresince belirli periyotlarla eş-dosta zaman ayırarak onlarla vakit geçirmek sizi yenileyecek hatta gençleştirecektir. Yeni bir çalışma dönemine daha bir heyecanlı gireceksiniz. Ama bunu ayırmış olmak için değil severek isteyerek yapmak gerekir… Böylece yıl içerisinde göremediğiniz dostlarınızın gönlünü kazanacaksınız…
Yaptığım Çalışmayı Değiştiririm
Ünal Tanık / Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni
Tatili en iyi aslında kelimenin kendi anlamı anlatıyor. Yani yaptığın işe son verme. Bunun süresi izafi. Birkaç saat olabileceği gibi, birkaç gün, birkaç ay da olabilir. Ancak şimdilerde tatil dendiğinde yalnızca yılda yapılan belli sürede yapılanları kapsar hale gelmiş durumda. Bana göre tatil, yaptığım çalışmayı değiştirmekten ibaret. Bu kimi zaman evin bir köşesine ya da memleketin bir tarafında kitap okumaktan ibaret olabilir. Kimi zaman da alışık olmadığım bir işi yapmaya girişmek. Bazen de geçmişte yapıp da zevkine doyamadıklarımı yapmak demek...