Bu ay yaklaşık 11.000 km uzağa, Malezya’nın Selangor eyaletine gidiyoruz. Malezya’da İslami müzikle ilgilenen ve iki yıl önce Mısır’a destek olmak için Türkiye’de gerçekleştirilen Rabia Organizasyonu’na Malezya’yı temsilen katılan Mu’adz Dzulkefly ile ülkesindeki İslami algıya ve müziklerine dair güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Malezya gibi Müslüman nüfusun oldukça fazla olduğu bir ülkede İslami müzik yapan gençlerin fazla olmaması şaşırtıcı bir durum aslında. Sen nasıl başladın müzikle uğraşmaya?
İlkokulu İngiltere’de, liseyi ise Kuveyt’te okudum. Ardından Malezya’ya döndüm. Bulunduğum çevre itibarıyla İslam’ı insanlara anlatmayı o kadar benimsemiştim ki, müziğe olan ilgimle bunu birleştirmek istedim. İslami organizasyonlarda yer almayı çok seviyordum. İslamiyet’i en olumlu ve cazip şekilde insanlara anlatmayı kendime görev edindim. İlk albümümü 2006 yılında çıkardım. Bu albümde Hadis Eğitimi ile alakalı şarkılar yayınladık. İkinci albümümü ise 2014’te çıkardım.
Türkiye’de biz seni ilk olarak 2013’te katıldığın Rabia Orotasyonu’nda tanıdık. Nasıl karar verdin bu organizasyona katılmaya?
Rabia Hareketi’nin bizim için de önemi çok büyük. Hangi dinde olursa olsun hükümetlerin halklarına karşı gösterdikleri barbarlıkları kabul edilemez bir hadise. Müslümanların barış içinde yaşaması için bir şekilde bir şeyler yapmak gerekiyordu. Türkiye’den Malezya’ya Rabia Organizasyonu için davet geldiği zaman , bunun Malezya ayağında gururla yer alabileceğimizi düşündük. Elhamdulillah ortaya çıkan şarkı da harika bir şarkı oldu. Türkiye’deki Mısırlı arkadaşlar bunu çok iyi koordine ettiler. Dünyanın dört bir tarafından organizasyona katılan sanatçı arkadaşlarımla birlikte başardık bu organizasyonu.
Peki Malezya’da yaptığın İslami müziğe bakış nasıl?
Ticari anlamda İslami müzik Malezya’da henüz çok yeni bir sektör. Fakat mânevi müzik ya da ezgi diyebileceğimiz tarzda müzikler uzun zamandır var. Sadece farklı müzik tarzları kullanarak İslami altyapıyla oluşturulan müzikler pek yaygın değil şimdilik. Yalnız şuna dikkat çekmek istiyorum, İslamiyet Malezya’ya yüzlerce yıl önce Arap tüccarların bu topraklara gelmesiyle ulaştı. Malay kültürüne bakınca yakın kültürlerde olduğu gibi Allah’a övgü kasideleri burada da çok yaygındı. Bugüne baktığımızda modern müzik İslam’ı anlatmak için çok kullanışlı bir mecra.
Bunu kullanabildiğiniz bir alan var mı Malezya’da?
Elhamdulillah çok sayıda İslami radyo kanalı ve televizyon kanalımız var. Öte yandan en büyük destekçimiz tabii ki Youtube. Şunun da altını çizmekte yarar var; İslami müzik diğer alanlara nazaran fazla büyüleyici olmasa da CD satışları ve Android ve iTunes Store’da müzik indirme oranları oldukça iyi.
İzlediğin yöntem gerçekten çok iyi. Peki bu müzikleri yaparken nelerden besleniyorsun?
Şarkı söylemeye çok küçük yaşta başladım. Küçük yaşta İslami anaokullarına gittim, ilahiler öğrendim. Kuveyt’e eğitim almaya gittiğim zaman Arapça öğrendim ve elhamdülillah 2006’da çıkardığım albüm çok sevildi. Şimdi birçok müzisyen İslami şarkılar söylemeye başladı ve bu onları çok memnun ediyor. Benim için iyi şarkılar söylemek dinleyici ile aramızda sağlam bir köprü kurmaya benziyor. Onların kalpleriyle iletişime geçiyoruz direkt olarak ve Allah’ı hissetmeleri için bir basamak oluyoruz. Kalplere ulaşmak için kalpten beslenmek gerekiyor. Kendimi geliştirmek için başka diller de öğreniyorum ki başka kalplere de hitab edebilelim. Hintçe (Tamil) öğreniyorum mesela bu günlerde ve bu dili konuşan insanların karşısında şarkı söyleyip onlardan cevap almak müthiş bir duygu.
İnşaallah bir gün Türkçe de dinleriz şarkılarını. :) Çok teşekkür ederim röportaj için.
İnşaallah. :) Ben teşekkür ederim.