• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Söyleyecek Bir Sözün Var mı?
  • GENÇ Dergi Eylül 2023 Sayısı ÇIKTI!
  • Tanı(ma)yalım: Moda
  • Medyen`deki İki Kız
  • Algılar ve Gerçekler Arasında Suriyelilerin Genel Durumu
  • Birliktelik Sırrının Eşsiz Öncüleri: Sahabeler
  • Kırım Sürgünü`nün 79.Yılı
  • Türkiye ile Bosna Hersek Arasında Yıkılmaz Kardeşlik Köprüsü
  • Âmâk-ı Hayâl: "Hayâlin Derinlikleri"
  • Büyük Çocuklar
  • Yolcu, Hangi Haldesin?
  • Döndüm Dersem Yalan Olur
  • Kelimenin Gücü
  • Mevsimler Armonisi
  • Hâlin Haritası Engebelidir
  • Evvel Zaman İçinde
  • Esma Terbiyemiz Olsun
  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk
  • ANASAYFA
  • Yeni Bir Dünya
  • Gariplik Fıtratı Korumaktır

Gariplik Fıtratı Korumaktır

28.10.2012 00:05
Yeni Bir Dünya
8596
Mehmet Lütfi Arslan

Kim garipliğe dönecek olursa fıtrata dönmüş olur. Çünkü gariplik, fıtratımıza dercedilmiş özgünlüğün, sadece bizimle O’nun arasındaki özel ahdin şifrelerinin muhafaza edilmesine dayanır. Şifrelerini çözen, artık kimse ile ünsiyet kuramayacak kadar özel bir alana transfer olmuştur. O alanda sadece kendisinin anlayıp bileceği bir kurbiyet iklimi solur. Orada başka nefesler, başka sesler ve başka nazarlar yoktur. Kendine ait o hususi alanda yaşayana o yüzden garip derler.

Hangi yer, zaman ve mevkide yer alırsan al, kurtuluşa giden yolu terk etmek istemiyorsan sana önereceğim tek hal garipliktir. Gariplik, yalnız kalmak, insanlardan uzaklaşmak, Allah’tan başkası ile kanmamak mıdır? Kısmen olabilir, ama tavsiye ettiğim tam bu değildir. Tavsiye ettiğim garipliktir ve gariptir, çünkü her devirde, her zamanda ve her yerde alıcısı en az hâl bu haldir.

Tekrar ediyorum: Sana hiçbir hâli değil sadece gariplik hâlini tavsiye ederim. Peki, gariplik nedir, böyle bir tavsiye ile telif edilebilir bir şey midir? Tavsiyem garip olabilir, ama bil ki benimkisi “bir garip tavsiyesi” değildir. Keşke olsaydı... Ama hiçbir garip böyle bir tavsiye ile ortaya çıkmazdı, bunu da bil. Garip olmaya ilişkin bir temenniyi seslendirmek ancak garip olamamışlara düşer. Ama bunun da bir şey olduğunu ifade etmeden geçmemek lazım. Garipliğin “garip” değil “mergub” olduğuna işaret ediyorsak, gariplik yoluna girme noktasında bir ümidimiz var demektir. Ümit varsa her şey vardır.

Nedir gariplik? Önce birkaç tespit: Zamanlar gelir, geçer, her şey değişir. Ama garip olmak değişmez, çünkü ne imtihan, ne de o imtihanın nasıl başarılacağına ilişkin çözüm değişir. Gariplik, bize sorulan sorunun cevabıdır. Şu dünya hayatından murat, gariplikte saklıdır. Dünyadan ahirete alnının akı ile gidecekler ancak garip sıfatı ile gidecek olan bahtiyarlardır. Onlar hangi zamanda, mevkide ve yerde olurlarsa olsunlar aslında aynı hali yaşayan akraba ruhlardır. Görünüşleri, elbiseleri, dilleri, renkleri farklı olabilir, ama gariplikleri aynıdır. Onların nefesleri diridir. Yanlarındaki koku hüzün kokusudur. Bakışları ibrettir. Duruşları haşyet verir. Sözleri sayılıdır, sağaltır. Onlar, gelgeç sevdaların, makam mevki mücadelelerinin ve dünyanın alâyişinin gayrında, mahiyetini bilemediğimiz bir zamanda, zeminde ve halde yaşarlar. Onları diğer insanlardan ayıran da budur; çünkü bu bir tür mülteci halet-i ruhiyesidir. Onlar hem bu dünyadandırlar, hem de bu dünyaya ait değillerdir. Makul, rasyonel ve mantıklı bir izah onların halini açıklamaya yetmez. İnsanlarla aralarında muhakkak bir mesafe bulunur. Çünkü kimse ile yüz göz olacak bir yakınlığa muvaffak olamazlar. Bunu isteseler de yapamazlar, çünkü onlar yaşadıkları halle başka bir şey olmuşlardır; iki hali aynı anda cem etmeleri muhaldir. Bu anlamda garipliği hisseder ve fakat bir kalıba oturtamayız. Hissettiğimiz bir tür ruh neşesidir ki gariplik de, gariplerle birliktelik de o neşeyi çağırır. O neşe bizi dirilten, ruhumuzu harekete geçiren, çok zaman sükût, sekinet ve sakinlikle eş zamanlı tecelli eden bir öte taraf esintisidir.

Garip, hemcinsleri arasında benzeri olmayan demektir. Frenkçesi orijinale denk düşer. Eşi benzeri olmayana, insanların itibar etmediği, kimsenin dönüp bakmaya bile tenezzül etmediği miskinlere, fakirlere garip derler. Buraya kadar herkes bilir. Ama garip bundan daha öte bir mânâya sahiptir. Garip, fıtratla kendisine verilmişi önceleyen demektir. Dahası bu önceliğini muhafaza eden, bu öncelikle yaşayan, işte tam da bu yüzden herkesten ayrı düşen, herkes olamayandır. Garip dünyaya karşı koyandır, çünkü dünya bizi tek tipleştirmek, herkesleştirmek, sıradan ve sığ insanlara dönüştürmek için uğraşan yerin adıdır. O bunu fıtratımızla bize verilmiş o garip yani orijinal hassamıza ihanet etmemizi sağlayarak başarır. Kendine ihanet eden herkes gariplikten uzaklaşır, sürüye katılır.

Gariplik fabrika ayarlarımızdır. Fabrika ayarlarına geri dönen herkes kurtulacaktır, çünkü fabrika ayarlarımız fıtratımızdır. Fıtratımızın temizliği, fıtrat dini olan İslam’ın temizliği ile aynı kaynaktan gelmesindendir. O yüzden din gariptir, dinle selamete eren de gariptir. Dinin garipliği, kendisi ile hayat bulana sadece o şahsa ait bir selamet alanı bahşetmesindedir.

Garip fıtratına ihanet etmeyen kişidir. O özündeki cevherin farkına vardığı andan itibaren onu titizlikle korumak ve geliştirmek derdine düşmüştür. Bu, hakkımızdaki muradı keşif sürecidir. Garip, hakkındaki muradın arayışını bütün işlerin ve oluşların önüne geçiren demektir. Garip, gönderildiği mânâdan başkasına iltifat etmez. Garibi muradından başkası kandıramaz. Muradı haricindeki her şey ona yabancı gelir. O yüzden insanlara yabancıdır, onlar arasında ve fakat onlardan gayrıdır. Konuştuğu, söyleştiği, dertlendiği özündeki o mânâdır; bunu konuşmayanın sözünü işitmez, bunu göstermeyeni görmez.

Garipler, Hakk’ın itibarlı kullarıdır. Mutluluk, huzur ve sekinet onlarladır, muştu onlara salınmıştır. Garip olmak bir imtiyazdır. Çünkü iki dünyamızı mamur edecek dinin bizatihi kendisi gariptir, dolayısıyla onun hakiki mensupları gariptir, onunla kurtulanlar gariptir, ona uyacak herkes eninde sonunda o sıfatla hallenmek zorunda kalacaktır. Din gariplerle başlamış, bizatihi kendisi de garip olmuş ve garip kalmıştır. Öyle de devam edecektir. O yüzden garip olmak, garip kalmak bir kalite göstergesidir. Herkese nasip olmaz. Gariplik bir haldir ki ancak o halin peşinden düşenlerin, o hali isteyenlerin ve o halin gerektirdikleri ile donananların kârıdır.

Garip, orijinal olan, saf ve duru kalandır. Hepimiz hayata garip başlarız, çünkü orjinal, eşsiz, biriciğizdir. Hattızatında herkes öyle değil midir? Kimse kimseye benzeyerek gelmemiştir. Herkes biriciktir. Dahası saf ve temiz gelmiştir. Maksat bu saflık ve temizliği muhafaza ederek geldiğimiz yere geri dönmektir. Maksat, garip geldiğimiz âlemden garip gidebilmeyi başarmaktır. Gariplik fabrika ayarlarımızdır. Fabrika ayarlarına geri dönen herkes kurtulacaktır, çünkü fabrika ayarlarımız fıtratımızdır. Fıtratımızın temizliği, fıtrat dini olan İslam’ın temizliği ile aynı kaynaktan gelmesindendir. O yüzden din gariptir, dinle selamete eren de gariptir. Dinin garipliği, kendisi ile hayat bulana sadece o şahsa ait bir selamet alanı bahşetmesindedir. Din, fıtratımızla bize bahşedilen garipliğin, garip olarak korunması ve geliştirilmesini sağlar. Fabrika ayarlarımızla oynayarak kendimize yaptığımız müdahaleler garipliğimizi elimizden alır. Fıtratın duruluğunu muhafaza eden garip, yani kendisi, yani özgün, yani orijinal, yani saf ve duru kalır.

Kim garipliğe dönecek olursa fıtrata dönmüş olur. Çünkü gariplik, fıtratımıza dercedilmiş özgünlüğün, sadece bizimle O’nun arasındaki özel ahdin şifrelerinin muhafaza edilmesine dayanır. Şifrelerini çözen, artık kimse ile ünsiyet kuramayacak kadar özel bir alana transfer olmuştur. O alanda sadece kendisinin anlayıp bileceği bir kurbiyet iklimi solur. Orada başka nefesler, başka sesler ve başka nazarlar yoktur. Kendine ait o hususi alanda yaşayana o yüzden garip derler. Garip maiyyet zevki ile sermest yaşar, ne gariptir ki sürünün içerisindeki yalnızları onu yalnızlıkla itham ederler. Eyne’s serâ ve’s-Süreyyâ...

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Mehmet Lütfi Arslan

1972 yılında Vezirköprü’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Merzifon’da tamamladı. 1995 yılında Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’de İnsan Kaynakları Yönetimi dalından yüksek lisans ve İktisat Tarihi kürsüsünden doktora derecesi aldı. 2000-2002 yılları arasında ABD’de bulundu ve Georgetown Üniversitesi Communication, Cult...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Söyleyecek Bir Sözün Var mı?

  • GENÇ Dergi Eylül 2023 Sayısı ÇIKTI!

  • Tanı(ma)yalım: Moda

  • Medyen`deki İki Kız

  • Algılar ve Gerçekler Arasında Suriyelilerin Genel Durumu

  • Birliktelik Sırrının Eşsiz Öncüleri: Sahabeler

  • Kırım Sürgünü`nün 79.Yılı

  • Türkiye ile Bosna Hersek Arasında Yıkılmaz Kardeşlik Köprüsü

  • Âmâk-ı Hayâl: "Hayâlin Derinlikleri"

  • Büyük Çocuklar

  • Yolcu, Hangi Haldesin?

  • Döndüm Dersem Yalan Olur

  • Kelimenin Gücü

  • Mevsimler Armonisi

  • Hâlin Haritası Engebelidir

  • Evvel Zaman İçinde

  • Esma Terbiyemiz Olsun

  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

İnsanı Güncelle ki İslam`la Dirilsin
İnsanı Güncelle ki İslam`la Dirilsin
Bir güncelleme ihtiyacınd...
Kavga, Hayat Tarzı Kavgasıdır
Kavga, Hayat Tarzı Kavgasıdır
İnsanın kıymeti kimlerle,...
Yeni Dönemin Şifreleri
Yeni Dönemin Şifreleri
Yeni dönemde dikkatimizi ...
Son Adaya Gidiş Kılavuzu
Son Adaya Gidiş Kılavuzu
Kalbinin derdine düşenle...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Söyleyecek Bir Sözün Var mı?

GENÇ Dergi Eylül 2023 Sayısı ÇIKTI!

Tanı(ma)yalım: Moda

Meybuz Nesli Mahvoldu, Hamburger Neslini Kurtaralım

GENÇ Dergisi Ağustos 2023 Sayısı ÇIKTI!

GENÇ Dergisi Temmuz 2023 Sayısı ÇIKTI!

Medyen`deki İki Kız

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8421368

Bagamoyo Afrika... 4916956

Kasım Sayımız Çıktı! 3363563

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1177064

En Güzel Cuma Hediyeleri! 285191

10 Soruda Sen Kimsin? 268664

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 164285

23.09.2023

Söyleyecek Bir Sözün Var mı?

05.09.2023

GENÇ Dergi Eylül 2023 Sayısı ÇIKTI!

14.08.2023

Tanı(ma)yalım: Moda

31.07.2023

GENÇ Dergisi Ağustos 2023 Sayısı ÇIKTI!

04.07.2023

GENÇ Dergisi Temmuz 2023 Sayısı ÇIKTI!

19.06.2023

Medyen`deki İki Kız

01.06.2023

GENÇ Dergisi Haziran 2023 Sayısı ÇIKTI!

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2023 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS