Amerika, 11 Eylül’ün ardından işgal ettiği Afganistan’dan sadece maddi anlamda değil, sosyal anlamda da yıkılmış, çok ağır bir tahribata uğratılmış bir toplum bırakmış olarak geri çekilme hazırlığı yapıyor…
İşgal altındaki Afganistan topraklarında şiddet ve istikrarsızlık çok daha ön plana çıksa da uyuşturucu kullanımına ilişkin gerçekler en az onun kadar hatta çok daha büyük sosyal bir yara alarak duruyor. BM verileri, dünyada tedavül edilen uyuşturucunun çok önemli bir kısmının Afganistan’da üretildiğini gösteriyor. Başta Afyon ve eroin gibi en tehlikeli uyuşturucu maddelerine ulaşımının inanılmaz kolay olduğu ülkede işgal ile birlikte uyuşturucu kullanımının çok daha büyük oranlara taşındığı belirtiliyor. İstatistikler 2005 yılından itibaren uyuşturucu kullanımının % 140 oranında arttığını gösteriyor. Daha da korkunç olanı uyuşturucu kullananlarının % 40’ını kadınların ve çocukların oluşturması. Bu durum ülkedeki sosyal krizin boyutlarını çok daha büyütüyor hiç kuşkusuz.
BM raporlarına göre özellikle kırsal kesimde yaşayan ve sağlık imkânlarından mahrum Afgan halkının bir tedavi metodu olarak, neredeyse pek çok gıda maddesinden ucuz afyon gibi uyuşturucu maddelerine sığınmaları yüzünden bu illete duçar olan kadın ve çocukların çığ gibi arttığı vurgulanıyor. Afgan kadınların, açlıktan kıvranan çocuklarını avutmak için yavrularını bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde uyuşturucuya bulaştırdığı belirtiliyor. Sadece kırsal kesim değil büyük şehirlerde de benzer bir durumun olduğunun altı çiziliyor ve Afganistan’da uyuşturucu kullananlarının %35’ini kadınların oluşturduğu belirtiliyor.