• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergisi Şubat 2023 Sayısı ÇIKTI!
  • Yolcu, Hangi Haldesin?
  • Döndüm Dersem Yalan Olur
  • Kelimenin Gücü
  • Mevsimler Armonisi
  • Hâlin Haritası Engebelidir
  • Evvel Zaman İçinde
  • Esma Terbiyemiz Olsun
  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk
  • Tarık Nedir Bilir misin?
  • Ölüm Çığlığı
  • Bozulmayan Ceset
  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!
  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!
  • Hüzünlü Ezan
  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır
  • Kendine Gel Sonra Gidersin
  • ANASAYFA
  • Memleket Hâlleri
  • Kalbi Kırıklar Kulübü

Kalbi Kırıklar Kulübü

29.04.2016 12:34
Memleket Hâlleri
7594
Ali Can

Kızgın şişler sokuyor insan kendi kalbine, başkalarının kalplerine. İnsan neden başkasının kalbine kızgın şiş sokar? Hâlbuki onun kalbinde O var! O’nun bendesi var. En çok kâl dili yara açıyor, hâliyle anlatan çok az. İnsan çok aceleci, hemen olsun istiyor, kendi hemen olmadığı halde.

Türkçe bir kelime olan gönül kelimesinin Farsça karşılığı dil, Arapça karşılığı ise kalp. Gönül denilince, insanın manevî varlığı, manevî gücü, sevginin, nefretin, inancın, iyi kötü, duyguların tümü ete, kemiğe bürünüyor. Bütün insanî değerler, duygular gönül yamaçlarında boy atıp gelişiyor. Batı kültürünün ontolojik varlığı akla bağlı iken, Doğu kültürü gönle endeksli bir görünüm arz eder. Zira Doğu’da gönül en kutsalın barındığı yer olarak bütün değerlerin üstündedir.

İnsan gönüller yapıyor; samimiyet tuğlaları ile örülü; içten, sımsıcak ve duru gönüller. Fedakârlık ziynetleriyle süslüyor onu, karşılık beklemeden alabildiğine hasbî ve sınırsız bir şekilde. İnsan gönüller yıkıyor; sözleriyle, bakışlarıyla. Yılların imarını bir darbeyle vîrâneye çeviriyor. Bir kalbi kırınca, bir gün kendisinin de kırılacağını bilemiyor. Bazen tek bir nazar binlerce sözden, bazen de tek bir söz binlerce nazardan daha zalim olabiliyor. Kırılan kalbin, gönlün parçalarını bir araya getirmek çok zor; çünkü kalp, elmas bir kristal. Her gün dünyadaki insanlar adedince gönüller yapılıyor veya yıkılıyor. Bazen bir anne şefkatinde sıcacık yuvalarda parçalanıyor kalpler, bazen okulda, sınıfta ergen şımarıklığında hoyratça, günah tadında gönüller tarumar ediliyor. Bazen, gönüller yapmaya namzet dergâhlar, cemaatler, ehl-i tarîkler en sert, en son vuruşu indiriyor kristal kalplere, gidilecek başka kapı olmadığını bile bile.

Kızgın şişler sokuyor insan kendi kalbine, başkalarının kalplerine. İnsan neden başkasının kalbine kızgın şiş sokar? Hâlbuki onun kalbinde O var! O’nun bendesi var. En çok kâl dili yara açıyor, hâliyle anlatan çok az. İnsan çok aceleci, hemen olsun istiyor, kendi hemen olmadığı halde. Gönüldeki, kalpteki akımı yükleyebilmek, iletişimindeki hâlis yakınlık nispetinde olacaktır. İnsan kalp kanunlarının kölesi, bildiğini değil, inandığını yaşıyor. O halde inandır ki yaşasın. Söz kalbî olmalı. İçten söz sînede, aklî söz ise kafada karşılık buluyor.

Toplumumuz büyük bir hastalık içinde. İnce anlayış, hassas seziş ve küllî kavrayıştan yoksun bir yığın, ruhsuz kitle ile beraber yaşıyoruz. Kalben ölüm döşeğine mahkûm edilenlerin, yürekler ve gönüller parçaladığı onlarca sahne seyrediyoruz her gün. Gözler hep başkalarının kusur ve hatalarına takılı. Çevresindeki insanların eksik ve yanlışlıklarını onların yüzüne çarpmak için fırsat kollayan kişi, nefsine ve şeytana çarpılmış olarak yaşıyor. Geride sadece dağlanmış buruk gönüller ve yürekler varsa, diller etrafa zehir akıtıyor demektir. Daha kendi diline söz anlatamayanlar, başkalarına söz geçirmeye kalkışmamalıdırlar. Etrafımızdan beklediklerimiz bizatihî bizden de beklenilenler. Böyle hastalıklı bir cemiyette “kırmamak” ulvî bir haslet, “kırılmamak” hakikî bir fazilet örneğidir. Bir ruh inlerse bütün bir âlem sarsılır; inledinse inletmeye, ağladınsa ağlatmaya, çektinse çektirmeye, kırıldınsa kırmaya hakkımız yok. İlle de birini kıracaksak enaniyet kalesi, nefs-i emmâre tepesinde tuzla buz edilmeyi bekliyor.

Tasavvuf yolunu “gönül yolu” olarak kabul eden ve insanı “gönül”den ibaret sayan bir düşünce sisteminde ihlas, ihsan, takva, tevbe, rıza, tevazu, kanaat gibi özellikler gönlün varlığını temellendirmesi ve insan-ı kâmile ulaşmak adına sahip olması gereken temel mefhumlardır. Öte yandan riya, kibir, hased, nefs, ucub, aç gözlülük gibi özellikler ise kişinin kendisinden uzaklaştırması gereken kavramlardır. İnsan, Allah’ı kalbiyle hisseder; bağlanır ve inanır. Kalbin fıtratında iyilik ve temizlik vardır; kötü duygular yoktur. İçimizden ya da dışımızdan kalbe ulaşan olumsuz etkiler ve bunlara bağlı olarak geliştirilen kötü alışkanlıklar, kalbin kirlenmesine ve işlevini yitirmesine yol açabilir. Hz. Peygamber, “Dikkat ediniz, insan vücudunda bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün beden iyi olur, bozuk olursa bütün vücut bozulur. O, kalptir.” (Buhari, İman 39) buyurmuşlardır. Bir insanın kalbi kararmamış, tabiî saflığını, selim fıtratını koruyor ise doğruyu kolayca bulabilir. Kalbi en çok yalan, haram lokma gibi davranış ve yaşayışlar, kibir gibi huy ve tutumlar, Allah’ı anmaktan ve O’na karşı sorumlulukları yerine getirmekten uzak bir hayat tarzı karartır. Kalbin bozulması, idrak ve anlam dünyasında karmaşa ve kaosa yol açar. İyi ile kötü, doğru ile yanlış, helâl ile haramın sınırları ayırt edilemez hâle gelir. İnsan hakikate karşı kör ve sağır, duygusuz ve duyarsız olur. “Gerçekte hakikat şudur; gözler körelmez, sinelerdeki kalpler körelir.” (Hac 46) Mânevî kirlerle kararan, katılaşan bir kalp, iyilik ve hakikate ulaşma arzusunu bütünüyle yitirir. Kalbin muhafazası ve mânevî kirlerden arındırılması o derece önemlidir ki, kirli bir kalple yapılan ibadetler makbul sayılmaz. Kalbi dürüst olmadıkça kişinin imanı yerini bulmaz. Böyle bir kalp kırar, yıkar; kırılır ve yıkılır. Yunus Emre bu hali ne güzel ifade eder:

“Bir kez gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil.”

Mevlânâ da ilahî nurdan yoksun kalplerin gerçekte gönül vasfını hak etmediklerini anlatır. Bir bedende ruh yoksa nasıl o beden cesetten ibaret hale gelirse, bir kalpte de gönül nuru olmayınca o gönle, Mevlânâ’ya göre gönül denmez.

“Gönüldeki kâbeyi tavaf et sen gönülden,

Gönül mânâ kâbesi onu çamur sanma sen,

Kâbe’yi sen binlerce kez yaya tavaf etsen,

Bil ki kabul olunmaz tek gönül incitirsen.”

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Ali Can

1976 yılında Kayseri’de doğdu. 1994 yılında İstanbul Yedikule Lisesi’nden, 1999 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Din Sosyolojisi alanında yüksek lisans diploması olan Ali CAN, eğitim danışmanlığı, yurt müdürlüğü gibi vazifelerde bulundu. Şu anda Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan yazarımız, dergimizin aynı zamanda yayın kurulu ü...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergisi Şubat 2023 Sayısı ÇIKTI!

  • Yolcu, Hangi Haldesin?

  • Döndüm Dersem Yalan Olur

  • Kelimenin Gücü

  • Mevsimler Armonisi

  • Hâlin Haritası Engebelidir

  • Evvel Zaman İçinde

  • Esma Terbiyemiz Olsun

  • Maddenin İç Yüzüne Yolculuk

  • Tarık Nedir Bilir misin?

  • Ölüm Çığlığı

  • Bozulmayan Ceset

  • Rabbimiz Her Şeye Kâdir, Olur Bu İş!

  • GENÇ Dergi Aralık 2022 Sayısı ÇIKTI!

  • Hüzünlü Ezan

  • O`nu Anlamak İnsanlığı Anlamaktır

  • Kendine Gel Sonra Gidersin

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • Tümü

Benzer Yazılar

Kalbi Kırıklar Kulübü
Kalbi Kırıklar Kulübü
Kızgın şişler sokuyor ins...
Ortadoğu Senin Babandır
Ortadoğu Senin Babandır
Dünyada her gün dengeleri...
Bir SMS`lik Merhamet
Bir SMS`lik Merhamet
"Ne oluyor size ki, Allah...
Her Şeyi Tenkit Etmek Zorunda mısın?
Her Şeyi Tenkit Etmek Zorunda mısın?
Gençlere, hakikati yalnız...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

GENÇ Dergisi Şubat 2023 Sayısı ÇIKTI!

Yolcu, Hangi Haldesin?

Döndüm Dersem Yalan Olur

Kelimenin Gücü

Mevsimler Armonisi

Hâlin Haritası Engebelidir

Evvel Zaman İçinde

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8413838

Bagamoyo Afrika... 4915131

Kasım Sayımız Çıktı! 3357199

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1170974

En Güzel Cuma Hediyeleri! 283110

10 Soruda Sen Kimsin? 265548

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 163210

01.02.2023

GENÇ Dergisi Şubat 2023 Sayısı ÇIKTI!

16.01.2023

Yolcu, Hangi Haldesin?

16.01.2023

Döndüm Dersem Yalan Olur

16.01.2023

Kelimenin Gücü

08.01.2023

Mevsimler Armonisi

08.01.2023

Hâlin Haritası Engebelidir

08.01.2023

Evvel Zaman İçinde

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2023 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS