Birkaç ay önce köşemizde bir makro fotoğrafı değerlendirirken şu giriş cümlesini kullanmışım: ‘Makro fotoğrafçılık özellikle fotoğraf çekmeye yeni başlayan herkesi en çok heyecanlandıran ve çekmek istediği türlerden biridir.’ O gün bunları yazarken ‘‘gelecek sayılardan birinde köşemizde tamamen makro fotoğraflar yer vermeliyim’’ diye düşünmüştüm aslında, nasip bugüneymiş.
Makro fotoğrafçılık, fotoğraf çekmenin belki de en zor ve yorucu dalını oluşturur. Ancak bunun yanında makro çekim harika bir fotoğraf türüdür. Bizlere görmeye alışık olmadığımız sihirli bir dünyanın kapısını aralayan zevkli, eğlenceli ve heyecan verici fotoğraflar çekmemize imkan verir. Çıplak gözle göremediğimiz birçok detayı makro fotoğraflarda görebiliriz. Bir böceğin aklımıza hayalimize gelmeyen ayrıntı ve özelliklerini, bir çiçeğin renk, desen ve dokularını, bir insan derisinin gözeneklerindeki harika ayrıntıları, bir su damlasında muhteşem bir dünyayı makro fotoğraflarla seyredebiliriz.
Yeni fotoğraf makinesi alanların o heyecanla en yakınlarında duran çiçek fotoğrafı çekimiyle başlayan bu gizemli dünya, ileriki zamanlarda makro objektif alımıyla vazgeçilmez bir hobiye dönüşür çoğunlukla. Bir arının, kelebeğin, yusufçuğun peşinde saatlerce koşturmaya varan bir takıntıya(!) bile varabilir bu uğraş.
Bu yazıyı yazmamı sağlayan Fatih Akın’ın makro çiçek fotoğrafı oldu aslında. Bugüne kadar köşemize gönderilen gerçek makro fotoğraflardan birisi bu güzel kare. Önden arkaya doğru uzanan sığ alan derinliği, flu arka fon, keskin netlik ve çarpıcı renk tonları gibi makro fotoğrafın bütün özelliklerini bünyesinde barındırıyor fotoğraf. Aslında fotoğrafta görünen ayrıntılar, birçoklarının ilk başta fark etmediği, çiçeğin iç kısmında yer alan tohum kısmının yakın plan çekimi. Bu kadar güzellik ancak makro fotoğraf sayesinde gösterilebiliyor bazen. Fatih Bey’i bu güzel göz alıcı kare için kutluyoruz…
Mine Taşdemir’in beyaz çiçek fotoğrafını, makro fotoğraf çekiminde dikkat etmemiz gereken güzel iki uygulama için seçtim. Makro fotoğraflarda alan derinliği çok az olduğu için fotoğrafı öyle bir açıdan çekmeliyiz ki, ön plana çıkarmak istediğimiz ayrıntıların tamamı net görünsün. Bunun da yolu çekmek istediğimiz nesnenin tam karşısından bir açıyla fotoğrafı çekersek netliği oldukça geniş bir alanda sağlamış oluruz. Tam çiçeğin üstünden her noktasına eşit uzaklıkta bir açıdan yapılan çekim çiçeğin tamamını net olarak görmemizi sağlamış. İkinci olarak, çiçeği en iyi ortaya çıkaran siyaha yakın flu arka fon beyazı tamamen ön plana çıkararak çok iyi bir vurgu yakalamamıza neden olmuş. Fotoğrafı dikey olarak çekerek üstte görünen yaprakları biraz daha kareye katarak biraz daha derinlik sağlamak mümkünmüş aslında. Bu da bir tercih meselesi deyip yeni fotoğraflarını beklediğimizi söyleyelim sadece…
Mustafa Daş’ın bitki üzerinde duran salyangoz fotoğrafı tabiatta makro çekmenin zorluklarını göstermesi yanında tabiatın ayrıntılarının aslında ne kadar zenginlikler barındırdığını anlatıyor bizlere. Dışarıda makro fotoğraf çekmenin en büyük sıkıntısı nesnelerin hareket etmesi nedeniyle netliği sağlamanın zorluğu gelir. Çünkü fotoğraf çok yakından çekildiği için en ufak bir rüzgarla bitkinin sallanması, canlıların hareket etmesi nedeniyle netliği yakalamak imkansız hale gelir. Bu sebeple makro fotoğraf çekiminde rüzgarın hiç esmediği sabahın erken ve akşamın geç saatlerini seçmek gerekir. Bu fotoğrafta da bitkinin sallanması nedeniyle netlik çok küçük bir alanda sağlanabilmiş. Buna rağmen flu arka plan önünde, sallantıdan dolayı salyangozun spiralinin en üstünden, alt kısımlarına doğru oluşan hareketli fluluk fotoğrafa dinamizm katmış.
Zeynep Baysal en eski ve sıkı takipçi okurlarımızdan birisi. Son zamanlarda çok güzel fotoğraflar gönderdiğini ve bazılarını köşemizde değerlendirdiğimizi hatırlıyorum. Kelebek fotoğrafı da, ters ışığın ayrıntıları göstermesi bakımından ne kadar etkili olduğunu ortaya koyan güzel bir kare olmuş. Kelebeğin anteni ve çiçeğin spiral ayrıntıları ile alt kısmında yer alan tüylerin ne kadar kolay seçildiğini sizler de farketmişsinizdir. Tabi bu kadar temiz bir arka planında buna katkısı var mutlaka. Ama ters ışığın gücü olamasa bu kadar ayrıntıyı seçebilmemiz mümkün olmazdı.
Makro fotoğraf deyince aklınıza hep çiçek-böcek gelmesin. Kübra Gürsoy gibi farklı bir çok konunun makro fotoğrafını çekebilirsiniz aslında. Yakın plan çekilen kedi fotoğrafı sayesinde, kedinin bıyıkları, ağız, burun, göz ve yüz hatlarının ayrıntılarını çok yakından görme şansımız olmuş. Tel tel görünen bıyıklar kediye ayrı bir karizma kazandırmış sanki. En önden yapılan netleme kedinin burundan başlayıp arkaya doğru giden fluluk ilgi merkezini ortada toplamayı sağlamış. Bu arada hayvan çekimlerinde çok yakından yapacağınız göz çekimlerinin de çok farklı, ilginç ve sürpriz fotoğraflar ortaya çıkaracağını unutmayalım.